Hristo Anastadiyadis Ahilya: İstanbul'u karıştıran seri katil
İstanbul'u birbirine katan seri katil Hristo Anastadiyadis'in cinayetleri ağızları açık bıraktı. Karıştığı olaylarla suç dünyasında bir anda parlayan seri katilin yaptıkları ise adının tarihe kazınmasına sebep oldu.
Hristo Anastadiyadis Ahilya’nın macerası 1898’de başlıyor. Çocuk yaşta terzi çırağı olarak hayatını devam ettirdi. Babası 1910 yılında Atina’ya gitmiş ama neden gittiği bilinmemiş. Annesi ise Beyoğlu Peremeci Sokak'ta ünlü bir umumihane (genelev) patroniçesiymiş.
Hristo’nun macerası 16 yaşında başladı. İlk suçunu genç yaşta işledi. Abisi Koço ile birlikte tramvaylarda yankesicilik yaparak suç dünyasında girdi. Onu biraz da abisi bu yollara itmişti. Ancak yankesiciliği sadece tramvayda değil, annesinin işlettiği genelevde de yapıyordu. Gelen müşterilerin cüzdanlarını araklıyordu.
İlk cinayetini işledi
Kısa sürede ‘namı’ yayıldı Hristo’nun. Kendisine bir de çete kurdu, Beyoğlu ve çevresini haraca bağlamaya başladı. Zafiri, Fantoma Mehmet, Harito, Makarnacı Niko ve Demirci Andon gibi belalı isimler çetenin diğer ‘meşhur’ isimleriydi. İnsanları tenhada sıkıştırıp “karmanyolacılık” yapıyorlardır. (Karmanyolacılık eski dönemde gaspa verilen isim)
Karmanyolacılık kesmez Hristo ve çetesini. İşleri büyütmek ister, haraç kesmeye başlarlar. Hedefinde Muhallebici Recep Usta vardır. Gider haraç ister ancak harcı vermek istemez Muhallebici Recep Usta. Kavga çıkar, Hristo Recep Usta’nın boğazını keser.
Sabahın kör saatinde işlendiği için cinayeti kimin yaptığı belirlenemez ancak bir süre sonra yapacak ekibin kim olduğu yönünde dedikodu çıkar, Hristo yakalanır. Sene 1918’dir, savaş devam etmektedir. Hristo 15 yıl kürek cezasına çarptırılır. Halk derin bir nefes alır ama kısa sürer bu sevinçleri. Mondros Mütakeresi imzalanır, ortalık karışıktır, otorite yoktur hiçbir yerde. Hristo fırsattan istifade koğuşun altına tünel kazarlar, kaçarlar hapisten. Sırtlarını da İngilizlere dayarlar, kendilerini sağlama almışlardır. Çete arkasına önce İngilizleri, sonra da diğer Rum çeteleri alıp İstanbul’da terör estirmeye başladı. İstediklerini yapıyor, racon kesiyor, cinayet işliyorlardı. Polis bile baş edemiyordu Hristo ile.
Hristo Anastadiyadis Ahilya tam bir cinayet şebekesine dönmüştü. 13’ü polis, 21 kişiyi öldürmüştü. Türkiye’nin ilk seri katili olmuştu. Herkes tekrar ondan korkar olmuştu.
Çember daraldı
Ancak Hristo Anastadiyadis Ahilya’nın etrafındaki çember daralıyor, düşmanları da çoğalıyordu. Polis harekete geçmiş Hristo ve çetesini yok etmeye yemiş içmişti. Önce etrafındakilerden başlamışlardı. Çete yavaş yavaş küçülüyor, güç kaybediyordu. Bu yüzden Yunanistan’a kaçmıştı lakin orada da rahat durmadı. Sevgilisini rahatsız eden birini öldürünce orada da başı belaya girmişti. O arada sevgilisi Eftimya habersizce İstanbul’a dönmüştü.
Peşinden Hristo da döner İstanbul’a. Bir çatışma sonrası yaralanır ve saklanmaya başları. Eftimya’nın babası ise saklandığı evi polise ihbar eder. Polis baskın yapar o eve. Gece baskınında Hrisantos, Muharrem Alkor tarafından öldürülür. Muharrem Alkor ise, usta sanatçı Selda Alkor'un babasıdır. Bu aksiyon dolu hayat anlatılmazsa olmazdı. Muharrem Alkor’un ‘Hristo’yu Ben Öldürdüm’ kitabı ile kitaplaşmış, 'İstanbul Kan Ağlarken' ve 'Namus Bekçisi' filmleriyle beyaz perdeye aktarılmıştı.
Genç yaşında İstanbul’un altını üstüne getirmiş, 1920’de dünyaya veda etmişti.