Çekim yasası nedir? 'An'da kalmak neden önemlidir?
Çekim yasası nedir? 'An'da kalmak neden önemlidir? Haziran ayından bütün astrologlar neden korkuyor? Bu sorulara benimle beraber Molatik olmaya hazırsanız eğer, kemerlerinizi bağlayın uçuşa geçiyoruz...
Çekim yasasını herkes en az bir kere duymuştur. Ve eminim herkesin bu konu ile ilgili en az bir fikri mutlaka vardır. Peki iyi hoş ama nedir bu çekim yasası?
Çekim yasası, en temel haliyle evrenle kurduğumuz iletişimin bize geri dönüş şekli olarak yorumlanabilir. Çok istediğimiz bir şeyi düşündüğümüzde ve doğru odaklanma sağladığımızda onu kendimize çekeriz. Çoğunlukla farkında olmadan gerçekleştirdiğimiz bu eylemi ifade etmek için "Ay bak aklıma gelen başıma geldi. Keşke başka şey isteseydim olurmuş" gibi ifadeler kullanırız. "Hayır ben kullanmam" diyen falan varsa aramızda net yalan söylüyor. Şimdi eğri oturalım doğru konuşalım. Çünkü bu durum hepimizin başına en az bir kere mutlaka gelmiştir...
Düşündüklerimizi mi yaşıyoruz? Evren bize göre mi çalışıyor?
Bir bakıma çekim yasası içerisinde bu soruya "Evet" cevabı verilebilir. Ama hayatta hiçbir konuya körü körüne inanma ve bağlanma fırsatı vermeyen benim için, koca bir evrenin işleyişini ve sistemini sadece enerjimiz ve düşüncelerimizle yönlendirdiğimiz fikrine kapılmak kendime yapacağım başka bir ihanet olur.
Çekim yasasını yönetmek…
Ben çekim yasasına inanan ama kaderin varlığını da yok saymayan biri olarak yorumlamak istiyorum bu konuyu. Çekim yasası, doğru yönetebilirsek eğer, içinde bulunduğumuz hayatı daha farklı bir gözle görmemizi sağlar. Ve inandığımız şeyleri başarabileceğimizi bize kanıtlar. Yaşayacağımız kaderi tamamen değiştirmese bile şartları her zaman iyileştirdiği kesindir. Unutmayalım ki düşüncelerimiz bizimle var olur. Her iyi fikir ve olumlu düşünce ardından kaçınılmaz bir mutluluk getirir. Tıpkı her negatif düşüncenin de mutsuzluk ve acıyı beraberinde getirdiği gibi. Düşüncelerimiz bir zincir gibi etrafımızı etkiler. Pozitiflik ve negatiflik tahmin ettiğimizden çok daha hızlı bulaşıcı etki gösterir. Bunun bilincinde olursak ve bu durumu iyi düşüncelerle yönetebilirsek mevcut yaşamımızda iyiyle karşılaşmamız sürpriz olmayacaktır. O zaman şimdi derin bir nefes alalım. En iyisini kalpten hem kendimiz hem de bütün sevdiklerimiz için isteyelim....
'An’da kalmak…
Çok kafa karıştıran bir konu anda kalmak ve anı yaşamak. Özellikle benim en çok zorladığım şeylerden birisi, öyle ki "Kafasında kırk tane tilki var. Kırkının kuyruğu da birbirine değmiyor" deyiminin kendim için söylendiğine inananlardanım. O nedenle bu konuyu size anlatmak benim için ekstra önemli…
Kalıba sokmadan yaşamak…
Sürekli yaşadığım 'an'ı daha iyi yapmak için uğraşmanın, o anın tadını çıkarmama engel olduğunu fark ettiğimden beri, kendimi ve zamanımı bir kalıba sokmuyorum. Daha iyisi olabilir miydi? Evet! Mutlaka olabilirdi. Buckingham Sarayı'nda Kraliçe Elizabeth ile sütlü çay içip gelinlerini çekiştirdiğimde bile daha iyisi olabilirdi. Daha iyisi hep var! Hiç bitmeyecek sonsuz bir döngü. Daha iyisi için aklını çelen bir ego varken olanla yetinmek zaten gülünç olurdu. Ama düşününce sürekli daha iyisini istemenin içimdeki o koca egoyu büyüttüğünü anladım. Ve bununla paralel yaşadığım anın kıymetini bilmediğimi fark ettim. O nedenle daha iyisini yarına erteleyip daha eğlencelisini içinde bulunduğum anda yaşamaya karar verdim. Anın içine kendimi bırakıp beynim, bedenim ve ruhumu aynı yerde tutuyorum… Bence zaten 'an'da kalmanın formülü de bu.
Haziran ayı mı geliyor? Neler olacak?
Ah, ne çok isterim uzun uzun konuşmayı haziran ayını ve gökyüzü hareketlerini. Ama konu inanın kısa ve öz…
Haziran ayı astrolojik olarak gökyüzünde Mars hariç bütün gezegenlerin retro halinde olacağı bir ay. Bu nedenle haritasında retro olan kişiler bu dönem daha şanslı. Bir önceki yazımda da bahsettiğim gibi, Venüs retrosu şu anda zaten devam etmekte ve haziran ayının sonuna kadar da etkileri bizlerle olacak. Buna ilave bu ay gökyüzünde parçalı güneş tutulması var. Bu kadar fazla yoğun etki, haliyle bize de ektiklerimizi biçeceğimiz bir ayın sinyallerini veriyor. Normalleşme sürecinde atılacak atımlarda ilerlemeler göreceğimiz gibi, Corona virüste beklenmedik artışlarla da karşılaşabiliriz. Temkinli olmak bu ayın teması desek yanlış olmaz. Finansın ve ekonominin de büyük ölçüde etkileneceği bir ay olan haziran ayını doğru bir şekilde atlatırsak temmuz ayında derin bir nefes aldığımızı hissedeceğiz.
Bir de son olarak, haziran ayı geçmişin en çok karşımıza çıkacağı ay olacak… Eski sevgili, eski eş, eski arkadaşlar... Hâlâ kapanmayan defterler varsa rafa kaldırdığınız, bu ay indirmeye hazırlanın derim.