TCMB Başkanı Şahap Kavcıoğlu açıklamasında şu ifadeleri kullandı: "2022 yılında yaşadığımız Rusya-Ukrayna savaşıyla birlikte enerji ve emtia fiyatları olağanüstü yüksek seviyelere ulaşmıştır.
OECD ülkelerinde enerji harcamalarının milli gelire oranı yüzde 11.5 seviyesinden OPEC krizinden bu yana kaydedilen en yüksek seviye olan yüzde 18’e çıkmıştır.
Enerji fiyatlarındaki olumsuz gelişmelerin yansımaları AB’de dış ticaret dengesinde yaşanan rekor düzeyde açıktan izlenmiştir. Enerji fiyatları üzerindeki büyük şok 2022’de başta enflasyon olmak üzere ekonomik göstergeleri etkileyen bir boyut kazanmıştır.
"ENFLASYON BEKLENTİLERİ BİRÇOK ÜLKEDE AŞAĞI YÖNLÜ GÜNCELLENMEYE BAŞLANMIŞTIR"
2022 yılında küresel enflasyon enerji maliyetlerindeki büyük artış kaynaklı olarak yükselmiş olmakla birlikte son dönemde enerji ve emtia fiyatlarındaki azalış Çin’in pandemi politikasındaki değişiklikle birlikte tüketici fiyatları enflasyonunu olumlu yönde etkilemiştir. 2023 yılına ilişkin enflasyon beklentileri ülkemizde de olduğu gibi birçok ülkede aşağı yönlü güncellenmeye başlanmıştır.
Büyüme oranları öncü göstergelere göre toparlanma göstermektedir. 2022 yılında veriler öngörülenden daha olumlu gerçekleşmiştir. 2023 yılına ilişkin büyüme tahminleri önceki rapor dönemine göre küresel ölçekte aşağı yönlü güncellenmekle birlikte Kasım ayında birçok ülkede yukarı yönlü güncellenmektedir.
"TÜRKİYE EKONOMİSİ 2022 YILINDA GÜÇLÜ BİR PERFORMANS SERGİLEMİŞTİR"
Derin bir resesyon ihtimalinin azalmakta olduğunu göstermektedir. Küresel arz şoklarına ve Rusya-Ukrayna savaşına rağmen Türkiye ekonomisi kesintisiz olarak büyümeye devam etmiştir. 2019 yılının son çeyreğinden bu yana gösterdiği büyüme performansı ile G20 ülkeleri arasında 1. OECD ülkeleri arasında 2. sırada yer almıştır.
Pandemi sonrasında hızla normalleşen Türkiye ekonomisi 2022 yılında 1. ve 2. çeyreğinde yüzde 7.5 ve 7.7 büyüyerek güçlü bir performans sergilemiştir.
Türkiye ekonomisi geçtiğimiz yılın aynı dönemine göre yüzde 6.2 oranında büyümüştür. 2022 yılı boyunca büyüme sürdürülebilirlik açısından sağlıklı bir yapı sergilemiştir. Ekonomimizin üretim kapasitesi artarken, yatırımlar küresel olumsuz koşullara rağmen kesintisiz olarak devam etmiştir.
"İHRACAT YOĞUN SEKTÖRLERDE REKOR DÜZEYE ÇIKMIŞTIR"
Ticari kredilerin üretim ve yatırımlara yönelik olarak kullandırılması desteklenmiştir. Yılın ilk yarısındaki artıştan sonra 3. çeyrek sanayi üretiminde dış talepteki yavaşlamanın etkileri sınırlı da olsa hissedilmiştir. 4. çeyrekte sanayi üretimi toparlanma kaydetmiş ihracat yoğun sektörlerde rekor düzeye çıkmıştır. 2022 yılında sanayi üretiminin yapısında önemli bir gelişme yaşanmıştır. Yüksek yoğunluklu sanayi üretimi kasım ayında yıllık bazda yüzde 49.7 oranında artmıştır.
Birincisi teknoloji sektörlerdeki ivmelenme ihracat birim değerlerini artıracak cari fazla kapasitesini büyütecektir. İkincisi ihracatımızın küresel talep döngülerinden daha az etkilenmesini dış satış performansının sürekliliğini sağlayacaktır.
Bazı firmalar için kapasite kullanımının yüksekliği yatırım iştahının yüksek seviyelerde kalmasına katkıda bulunmaktadır.
Kasım ayında iş gücü 35.2 milyon kişiye ulaşırken, işsizlik oranı yüzde 10.2 seviyesinde gerçekleşmiştir. Kasım ayı itibarıyla istihdam bir önceki rapor dönemine göre 500 bin, 2022 yılının ilk 11 ayında ise 1.6 milyon kişi artarak 31.6 milyon kişi olmuştur. Aynı dönemde iş gücüne katılım oranı yüzde 54.1’e ulaşarak pandemi öncesinde gözlenen tarihi yüksek seviyeleri aşmıştır.
2022 yılının 3. çeyreğinde istihdam edilen kişi sayısı pandemi dönemine kıyasla hizmetler sektöründe 3.1 milyon, sanayi sektöründe 1.3 milyon olmak üzere toplamda 4.9 milyon kişi artmıştır. Türkiye OECD ülkeleri arasında pandemi öncesinden bu yana istihdamını en fazla artıran ülkelerden biri olmuştur.
"TÜM ZAMANLARIN EN YÜKSEK SEVİYESİNE ULAŞMIŞTIR"
2022 yılında büyümenin temel sürükleyicilerinden olan ihracatımız yılın ilk yarısında savaş ve ikinci yarısında ise küresel iktisadi faaliyetteki yavaşlamaya rağmen sağlam ekonomik temeller üzerindeki güçlü seyrine devam etmiştir. 2021 yılında 225 milyar dolar seviyesine çıkan ihracatımız 2022’nin ilk 11 ayında 231 milyar doları aşarken geçici verilere göre yıl genelinde 254.2 milyar dolar olarak gerçekleşmiştir. İhracatımız başarılı performansın ardından bu yıl daha büyük bir ivme ile tüm zamanların en yüksek seviyesine ulaşmıştır.
Yılın 2. yarısında altın ithalatı önemli oranda artmış altın dış ticareti 2022 yılı cari dengesine kasım ayı itibarıyla 16.8 milyar dolar negatif katkı yapmıştır. 2022 yılında cari açığımız yükselmiştir. Öte yandan son dönemde enerji fiyatları ve paritedeki gelişmelerin cari açığı olumlu yönde etkilemesi beklenmektedir.
Enerji ithalatı fiyatlarında 2021’e kıyasla yüzde 100’ün üzerinde artış gerçekleşirken ithalat doğal gaz kaynaklı gerilemiştir. 50 milyar dolara artışı tamamı uluslararası fiyatlardan kaynaklanma bu etki cari açıkta daha yüksek rakamları işaret etmektedir.
Uluslararası fiyatlardaki çevrimsel etkiler dışlanarak hesaplanan yapısal cari fazlada yıl genelinde artış gözlemlenmiştir. Bu durum ihracatın cari fazla kapasitesine katkıda bulunduğuna işaret etmektedir.
ENFLASYON RAKAMLARI HAKKINDA
2022 yılının ilk yarısında tüketici enflasyonu takip eden aylarda yavaşlamış ve kasım aralık döneminde belirgin olarak vime kaybetmiştir. Yılın son çeyreğinde yıllık enflasyon aralık ayında yüzde 64.3’egerilmiş ve ekim ayı enflasyon raporunda öngördüğümüz patikada seyrederek tahminimizin orta noktasının 1 puan altında gerçekleşmiştir.
B ve C endeksi enflasyon oranları da manşet enflasyonla uyumlu olarak son aylarda önemli ölçüde gerilemiştir. Fiyatı artan kalemlerin fiyatı azalan kalemlere oranına ilişkin yaylım endeksi 3. çeyrekten itibaren enflasyondaki hız kaybını doğrulamaktadır.
12 ve 24 ay sonrası enflasyon beklentiler eylül ayıdan bu yana gerileyerek 11.6 ve 7.2 puan azalmaktadır. 2021 yılının son çeyreğinden itibaren yükselen TL cinsinden ithalat birim değer endeksi 2022 yılının son çeyreğinde gerilemiştir.
Yıl boyunca toparlanma eğiliminde olan yurt içi tedarik süresi eylül ayından itibaren belirgin olarak iyileşmiştir. Üretici fiyat artışları 2022 boyunca kademeli olarak azalmıştır. Bu olumlu görünüm yıllık bazda artış oranlarına yansımış ekim ayından itibaren yıllık artış oranı sert bir düşüş sergilemiştir.
12 aylık ÜFE beklentisi de Ocak ayında 14.2 puanlık düşüş kaydetmiştir. Dış şokların etkilerini yitirdiği döviz kurlarında tüm dünyada oynaklık artarken öngörülebilirliğin arttığı şirketlerimizin finansman maliyetlerinin desteklendiği ortamda yüksek fiyat artışları için zemin kalmamıştır.
2023 yılında enflasyonun tahminlerimizle uyumlu seviyelerde gerçekleşmesi için tüm politikalarımızı kararlılıkla uygulayacağız.
POLİTİKA FAİZİ HAKKINDA
Ağustos- Kasım döneminde politika faizin 500 puan indirerek yüzde 9 seviyesine getirdik. Parasal aktarımın güçlenmesi için bütüncül anlayışla uyguladığımız politikalarımız etkili olmaya devam etmektedir. TL ticari kredi faizleri temmuz ayından itibaren 18.5 puan civarında gerilemiştir.
2022 yılında TL ticari kredi kullanımı güçlü bir gelişim göstermiş ve 2021 yılı kullanım tutarının 5.5 katı düzeyinde gerçekleşmiştir. Ayrıca 2022 yılında ticari kredilerde önceki yılların aksine KOBİ’lerin ağırlığı artmıştır.
Ülkemiz dış dengesini sürekli fazla ile sağladıktan sonra döviz piyasalarındaki arz talep dengesi kalıcı bir istikrara kavuşacaktır. Bunu fiyat istikrarının sağlanması için bir ön koşul olarak görüyoruz. Kritik dönüşüm sürecinde bankamızın hedef kredi politikaları ve finansal sektörün tüm unsurları ile yatırım ortamını desteklemeye devam ediyoruz. Kalıcı fiyat istikrarı açısında kredilerin arz ve talep arasındaki dengeye katkı sunması gerekmektedir. Hedefli ve selektif kredi anlayışını takip etmemiz uyguladığımız politikaların sürdürülebilirliği için elzemdir."
TL mevduat oranı yükselerek 2022 sonu itibarıyla yüzde 55.1 seviyesine ulaşmıştır. Metinde de belirttiğimiz gibi 2023 yılı için liralaşma hedefimiz yılın ilk yarısı için yüzde 60’tır.
Uluslararası rezervlerimiz 2021 yıl sonuna göre 17.7 milyar dolar artarak 2022 yıl sonu itibarıyla 28.8 milyar dolar seviyesine ulaşmıştır. 2022 yılında merkez bankalarının uluslararası rezervleri yüzde 6 azalmış, gelişmiş ülkelerin de bulunduğu ülkelerde yüzde 10’u geçen rezerv kaybı yaşanmıştır.
2023 ve 2024 ENFLASYON TAHMİNİ
Enflasyonun 2023 yıl sonunda %22,3 olarak gerçekleşeceğini tahmin ediyoruz (Önceki %22,3) Enflasyonun 2024 yıl sonunda %8,8 olarak gerçekleşeceğini tahmin ediyoruz (Önceki %8,8)
Enflasyonun, %70 olasılıkla 2023 yılı sonunda %17,8-26,9 aralığında -orta noktası %22,3- gerçekleşeceğini öngörüyoruz (Önceki %17,7-26,9 aralığı ile %22,3)
Enflasyonun, %70 olasılıkla 2024 yılı sonunda %4,0-13,7 aralığında -orta noktası %8,8- gerçekleşeceğini öngörüyoruz (Önceki %4,0-13,6 aralığı ile %8,8)
TÜRKİYE EKONOMİ MODELİ HAKKINDA
Ülkemiz sürdürülebilir büyümenin devam için yatırım, istihdam, üretim ve ihracat odaklı bir gelişimi öngören Türkiye Ekonomik Modeli uygulanmaktadır.
Geliştirdiğimiz liralaşma stratejisi kapsamında politika faizimizle birlikte likidite, teminat, uluslararası rezerve ilişkin araçlarımızı etkin şekilde kullandık. Enflasyonu düşürmekle üretimi ve yatırımı destekleyici cari fazla kapasitemizi artırıcı politikalar uygulamaktayız.
Liralaşma stratejimiz çerçevesinde hanehalkı, firma ve bankacılık kesiminin varlık ve yükümlülüklerinde TL cinsinden payın kademeli bir şekilde artırılması ve finansal sistemin TL ağırlıklı bir yapıya kavuşmasını destekliyoruz.
Enflasyonun, tahminler doğrultusunda 2023 yılı sonunda yüzde 20 seviyelerine ve 2024 yılı sonunda ise yüzde 10'un altına inmesiyle fiyat istikrarını kalıcı olarak tesis etme hedefi gerçekleştirilecektir.
2023 yılında, temel amaç olan fiyat istikrarını sağlama ve sürdürmeye yönelik olarak tüm araçlar en etkin şekilde kullanılmaya devam edilecektir.
Yatırım, istihdam, üretim ve ihracatı desteklemek amacıyla hedefli kredi uygulamaları geliştirilerek sürdürülecektir. Rezerv yönetimindeki kaynak çeşitliliği devam ettirilerek uluslararası rezervlerdeki istikrarlı artış sürdürülecektir.