Oynatma Listesi
MİLLİYET TV

'Toz pembe değil' diyerek uyardı: 'Köyde daha ucuza yaşarım' diyen...

25 ve 27 yıllık çalışma hayatlarını geride bırakarak, İstanbul’dan Çanakkale Ezine’ye taşınan eski beyaz yakalı, Ece ve Boğaç Kökbaş çifti, şimdilerde şehir stresinden uzakta kendi köy evlerinde sakin bir yaşam sürüyor. Ancak çift, her şeyin sanıldığı gibi toz pembe olmadığını da söylüyor ve ‘şehirden daha ucuza yaşarım’ diye düşünenlere dikkat çeken uyarılarda bulunuyor.

25 ve 27 yıllık çalışma hayatlarını geride bırakarak, İstanbul’dan Çanakkale Ezine’ye taşınan eski beyaz yakalı, Ece ve Boğaç Kökbaş çifti, şimdilerde şehir stresinden uzakta kendi köy evlerinde sakin bir yaşam sürüyor.

Ancak çift, her şeyin sanıldığı gibi toz pembe olmadığını da söylüyor ve ‘şehirden daha ucuza yaşarım’ diye düşünenlere dikkat çeken uyarılarda bulunuyor.

Ailelerinden bir köyü veya toprağı olmayan İstanbullu Kökbaş çifti, bunu kendileri gerçekleştirmek istedi ve pandemi öncesi yaptıkları yatırımlarla bugün geldikleri noktaya zemin hazırladı.

Çiftin göç hikayesi 2016 yılında, iş hayatlarından elde ettikleri gelirlerle Çanakkale’nin Bayramiç ve Ezine ilçelerinde ev ve tarla yatırımlarıyla başlamış.

Geçimlerini birikimleriyle karşılayan aile, taşındıktan sonra yaklaşık 1.5 yılı alışma, kafa dinleme ve ne yapacaklarına karar verme süreçleriyle geçirmiş.

Kökbaş ailesi, “Çok yoğun bir iş hayatından çıktığımız için, kendimizi en mutlu hissedeceğimiz, biraz da keyfimize göre çalışacağımız işleri araştırdık ve değerlendirdik” diyor.

Tarım, bunların başında gelince, yatırımlarını bir alanda toplayan çift, bu senenin başında 10 dönümlük bir arsa alarak kivi bahçesi kurmuş.

3 sene içinde gelir elde etmeye başlayacaklarını dile getiren aile, bölgelerinin her türlü meyve, sebze ve hayvancılık için ideal koşullara sahip olduğunu söyledi ve ekledi:

“Ayrıca kaynaklara erişim de kolay. Bu ürünleri üretmeniz ya da kendinize kanallar oluşturarak yerel satıcılardan tedarik edip işleyerek ticaret yapmanız da mümkün.

Ayrıca bölgemiz hem deniz hem de doğa turizmi için ideal, çevremizdeki antik kentlerle çok güzel bir coğrafyaya sahibiz. Buraya yerleşirken biz sağlamcı olmayı tercih ettik.

Bunca yıllık birikimlerimiz de olduğundan, aklımızda asla 'yapamazsak İstanbul’a geri döneriz' korkusu olmadı.”

Köyde iş imkanlarının kısıtlı olduğunu da sözlerine ekleyen aile, “Zaten aldığımız eğitim ve iş yaşantımızın sonrasında bizlerden buranın yerli halkı gibi yaşamamız, onlar gibi işler yapmamız beklenemez.

Bu hem fiziksel olarak mümkün değil hem de kültürel olarak. Yaptığımız her işi ve yatırımı; planlama, finans, pazarlama, satış ve organizasyon gözüyle değerlendirerek uygulamaya koymaya çalışıyoruz.

Bölgenin dinamiklerine göre ama fark yaratarak kendi işinizi kurmanız mümkün. Tabii bunun sermayesi mutlaka cebinizde olmalı” dedi.

Aile, yaşadıkları köyde ve bölgedeki köylerde kiralık evlerin pek olmadığını dile getiriyor.

‘Kendi evinizi satın alıp tadilat yapmanız ya da arsa alıp evinizi yapmanız gerekiyor’ diyen Kökbaş çifti, “Bölgenin değerinin bilinmesi, popülaritesinin artması ve Çanakkale Köprüsü'nün de tamamlanmasıyla fiyatlar oldukça arttı.

2016-2019 yıllarında 100.000 - 200.000 TL’ye satın alıp tadilat yaptıracağınız taş köy evleri, şu anda 1.000.000 TL seviyelerinde satılıyor.

Buna tadilat ve inşaat maliyetlerini de eklediğinizde ödeyeceğiniz tutar iki katına çıkıyor. Tabii denize uzaklık-yakınlık da bu fiyatları etkileyen faktörlerden” bilgisini paylaştı.

Buraya göç etmek isteyenlerin aklında ‘şehirden çok daha ucuza yaşarım yerim içerim’ gibi bir düşüncenin olmaması gerektiğinin altını çizen Kökbaş ailesi,” Ancak kendiniz yetiştirdiğinizde bunu sağlayabilirsiniz ki bu çok fazla emek, yatırım ve kendini adamayı gerektiriyor.

Elektrik, su, ısınma, telekomünikasyon giderleri zaten her yerde aynı. Yeme içme kısmına gelince, fiyatlar şehirden çok da farklı değil ama burada taze ve doğal ürünlere erişim imkanınız çok daha fazla: Bölgemiz bu anlamda Türkiye’nin en büyük gıda üreticisi diyebiliriz” dedi.

Herkes köyde yaşayabilir demenin çok anlamsız olduğuna da değinen çift, “Köyde yaşamak için zaten öncelikle şehri yaşamanız, dünyayı yaşamanız, kendinizi tanımanız gerek.

Her şeyde olduğu gibi araştırmanız öğrenmeniz, ne istediğinizi anlamanız, babadan kalma bir toprağınız yoksa çok çalışmanız, para biriktirmeniz, karşınıza çıkan fırsatları yatırıma çevirmeniz, bir vizyon ve hedef sahibi olmanız gerekmekte.

Baktığımızda, köyde ve kırsalda yaşamak bizim için bir ödül ve bunun için hem çok çalıştık hem de çok çalışmaya hala devam ediyoruz” diyerek sözlerini sonlandırıyor.

GÜNCELLENME
DETAYLARI GÖSTER