CNN TÜRK'ten Meltem Bozbeyoğlu'na konuşan TBMM Dijital Mecralar Komisyonu Başkanı Hüseyin Yayman şunları söyledi;
Dijital medya tüm dünyada çok konuşuluyor, tartışılıyor. Türkiye'de de çok konuşuluyor, tartışılıyor. Sadece TikTok özelinde değil. Gerçekten pek çok sosyal mecra daha fazla tartışılıyor.
"BU GERÇEKTEN KABUL EDİLEMEZ"
Bizim ana fikrimiz şu; Gerçek hayatta suç olan dijital dünyada da suçtur, suç olmalıdır. Düşünün İstanbul'da Taksim Meydanı'nda ya da Antakya'daki Köprübaşı'nda veya Ankara'nın Kızılay'ında bir tane kadın düşünün. Üstündeki kıyafetleri çıkarıyor ve etrafındaki insanlar buna para basıyorlar ya da para takıyorlar. Bu ne kadar aslında yanlış bir tutumdur. Bu gerçekten kabul edilemez.
"DOĞRUDAN BİR TEHDİT OLDUĞUNU GÖRÜYORUZ"
Bu nasıl kabul edilemezse TikTok'ta yapılan bir video da paylaşım yapılan içerik de asla kabul edilemez. Biz yasaklamalara karşıyız. Biz sansüre karşıyız. Fakat Türklerin ve milletimizin ailevi yapısına, gençlerimizin geleceğine, kadınlarımıza doğrudan bir tehdit olduğunu görüyoruz.
Bu ABD'de çok tartışılıyor. Kapatılması sahiplik üzerinden bir tartışma var Amerika'da. Ama dünyanın pek çok yerinde de bu noktada TikTok ile ilgili ve diğer dijital mecralarla ilgili tartışma var.
Dijital mecralar kendini toplumun üstünde görüyor. Yasanın üstünde görüyor. Meclis'in üstünde görüyor. Hükümetlerin üstünde görüyor ve dokunulmaz olduklarını düşünüyorlar. Biz onların asla dokunulmaz olmadığını, Türkiye'de hukuka uygun, ahlaka, töreye, kültürümüze uygun bir biçimde davranmalarını ya da evrensel normlara uygun davranmalarını istiyoruz.
"SOKAKTAN YÜKSELEN EN BÜYÜK TALEP TİKTOK'UN KAPATILMASI YÖNÜNDE"
Yani bugün geldiğimiz an itibarıyla sokaktan yükselen en büyük talep TikTok'un kapatılması yönünde. Ben kişisel olarak buna karar verme noktasında değilim. Siyaset millet ile yapılır. Milletin bizden talebi TikTok'un kapatılması yönünde. Sadece TikTok mu? Diğer mecralarla da ilgili pek çok tartışma var. Çünkü buralar dediğim gibi; Beyaz kadın ticareti, fuhuş, seks, porno, ensest, çocuklara istismar, kadınların istismar edilmesi, uyuşturucu bağımlılığının teşvik edilmesi, ergen mobingi, dijital faşizm, kişisel hakların ve özgürlüklerin kısıtlanması ve mahremiyetin tamamen ortadan kaldırılması gibi evrensel değerlerin hepsine savaş açılmış durumda.
Dolayısıyla biz de diyoruz ki; Tamam... Özgürlükler çok önemli. Ama biz devletimizi de insanları da sokakta bulmadık. Hem kamu düzeninin sağlanması yani özgürlük, güvenlik dengesini bizim burada sağlamamız lazım.
TikTok'u çağırdık. Meclis'te dinledik. Bize bazı sorulara sözlü cevap verdiler. Bazı sorulara da yazılı cevaplar vereceklerini söylediler. Fakat verdikleri yazılı cevaplar komisyonumuzun hiçbir üyesini ne ikna etti ne de tatmin etti. Biz mayıs ayının sonunda bir kez daha TikTok'u çağıracağız. Bunları dinleyeceğiz. Ben kişisel olarak asla bunları tasvip etmiyorum. Kabul edilemez. Çünkü benim de çocuğum, benim de yeğenim, benim de akrabam yani illa birinin olması gerekmiyor.
Bizim gençlerimize yönelik burada bir tehdit var. Ben sosyal medya meselesini bir ulusal güvenlik sorunu olarak görüyorum.
DİJİTAL TELİF YASASI YENİLENMELİ
Fikir ve sanat eserleri kanunu bizim eski yazılımlı. Bu konuda Kültür ve Turizm Bakanlığıyla genel müdürümüzle görüştüm. Ciddi bir hazırlık içerisindeler. Medyada çok önemli bir talep var. 22 Mayıs tarihinde bu konuyla ilgili çalışma yapıcaz. Burada özellikle takvim doğrultusunda hem kanunun yenilenmesi hem de özellikle gazetecilik ve tv sektöründe çok talep var. Bir taraftan siz içerik üretiyorsunuz, bunun bir fikir eseri sayılması. Haberin de sayılmasını istiyoruz. Bu Avrupa’nın ülkelerinde böyle. Bu aksi takdirde emek hırsızlığı oluyor. Biz dijital telif yasasıyla bu haksızlığın önüne geçmek ve haberin de bir fikir eseri, telif olarak bir çalışmamız var. Meclis Başkanımıza da bu konuyu arz edeceğiz. 22 Mayıs tarihinde tüm bileşenlerin olduğu komisyon toplantımızı yapacağız.