Libya'nın Akdeniz kıyısındaki sahil kenti Derne'yi harabeye çeviren tsunami büyüklüğündeki sel 11 bin 300 can aldı, 10 bini aşkın insan ise halen kayıp. Felaketin birinci haftası dolarken, Derne'nin tanınmaz hale gelmiş sokaklarında yüzü maskeli ve koruyucu kıyafetler giymiş kurtarma ekipleri amansız bir mücadeleyle canlı arıyor.
Uluslararası yardım çabalarının Pazar günü hız kazandığını aktaran AFP haber ajansı, ekiplerin paramparça olmuş binalar, ezilmiş otomobiller ve kökünden kopmuş ağaçların yer aldığı çamur deryasında halen sıkışıp kalmış felaketzedelerin peşinde olduğunu bildirdi.
Tarihi felakette gerçekte kaç insanın yaşamını yitirdiği henüz bilinmiyor, Daniel Kasırgası'nın yol açtığı tsunamiye benzeyen selin Akdeniz'e sürüklediği kurbanların bazılarından hiçbir iz kalmamış olabilir. Bir hafta sonra bile halen Akdeniz kıyısına vurmuş cesetler bulunuyor.
Kurtarma ekipleri Derne'nin kilometrelerce açıklarında deniz üstünde yüzlerce ceset bulduklarını ya da cesetlerle dolu bazı sahillere ulaştıklarını söylüyor.
Libya'ya en hızlı yardım eli uzatan Türkiye'nin yanı sıra İran, Fransa, Malta, Rusya, Birleşik Arap Emirlikleri ve Tunus gibi ülkelerden kurtarma ekipleri sahada. AFP, Avrupa ve Arap ülkelerinden daha fazla yardımın yolda olduğunu kaydetti.
Temiz su, yiyecek, barınak ve temel ihtiyaçlara ulaşamayan Derne sakinleri ise halihazırda kolera, ishal ve susuzluk gibi tehlikelerle yüz yüze. Su ve kanalizasyon sisteminin çöktüğü şehirde, salgın hastalık riskinden korkuluyor.
Hafta sonu 150 ishal vakası tespit edildi, yetkililer hastaların kirli içme suyu tüketen felaketzedeler olduğunu açıkladı.
Dünya Sağlık Örgütü (DSÖ), ikiye bölünmüş Libya'nın doğusundaki hükümetin merkezi olan Libya'ya 29 ton tıbbi yardım malzemesi gönderildiğini duyurdu. Yardım paketinde kronik hastalar için hayati önemde olan ve ayrıca salgınlarda kullanılabilecek ilaçlar, acil ameliyatlarda kullanılabilecek malzemeler ve ceset torbaları var.
Yardım malzemeleri Derne'deki hastaneler ve sağlık merkezlerine dağıtılacak ancak Bingazi ile daha doğudaki Derne arasında ulaşımı sağlayan yollardan yalnızca biri halihazırda trafiğe açık.
Derne'den bildiren BBC muhabiri Anna Foster ise, şehre yolculuğun halihazırda iki katı sürdüğünü aktarıyor: "Bingazi’den kente giden yolda ilerlerken, tarlalar pas kızılı göllere dönüyor. Kente yaklaştıkça trafik yavaşlıyor. Sel sularının söküp attığı telgraf direkleri yol kenarlarında yatıyor. Araçlar otobandaki deliklerin kenarından, dozerlerin hızla açtığı alternatif yerlerden yavaşça ilerliyor" deyip ekliyor:
"Derne’ye en yakın köprülerden biri tamamen yıkılmış halde. Halk köprünün bir ucundan bakıp, fotoğraflar çekiyor. Biraz daha ilerleyince, askerler her bir araca maske dağıtmaya başlıyor. Şoför ve her bir yolcuya. Ters yöne ilerleyen araçlarda herkeste maske var. Kısa bir süre sonra da neden olduğunu anlıyorsunuz.Şehrin bazı kesimlerindeki ceset kokusunu tarif etmek imkansız. Burun deliklerinizi dolduruyor. Kokunun bir kısmı kanalizasyondan, bir kısmını tespit etmek daha zor. Koku zaman zaman midenizi bulandıracak kadar güçlü. Özellikle de kurtarma ekiplerinin hala cesetlerin karaya vurduğunu söylediği limana bakarken."
Dalgaların karaya taşıdığı cesetlerin enkaz yığınına takılmış, yavaşça deniz suyunda çürüdüğünü belirten Foster, "Ahşap, ters dönmüş araçlar, lastikler, buzdolapları, her şey durgun suda birbirine karışmış halde. Derne’den gelen fotoğraflar ve videolar şoke ediciydi. Ancak bunları görmek, sizi Derne’de selin yarattığı hasarın boyutuna hazırlıyor. Nehrin oluşturduğu vadi şimdi açık bir yara gibi. Bu çamur yığınlarının üzerinde hiçbir şey yok. Çorak topraklar gibi" diyor.
Birleşmiş Milletler İnsani İşler Koordinasyon Ofisi (OCHA) ise, salgın hastalıkların yanı sıra yıllardır çalkantıdan kurtulamayan Libya'da kara mayınları tehlikesine vurgu yapıyor. Vadide kurulu iki barajın yıkılmasıyla haritadan silinen sahil şeridinde sellerin kara mayınlarını diğer bölgelere taşıdığı belirtiliyor.