Slovakya Başbakanı Fico, suikast girişimden bu yana ilk kez kamuoyu önünde

Slovakya Başbakanı Robert Fico, 15 Mayıs’ta gerçekleştirilen suikast girişiminde yakın mesafeden silahla yaralanmasının ardından ilk kez kamuoyu önüne çıktı. Hayati tehlikeyi atlatan ve sağlığına kavuşan Slovak lider, dün akşam Slovakya’da resmi tatil olarak kutlanan Aziz Kiril ve Methodius Günü vesilesiyle başkent Bratislava’daki Devin Kalesi’nde düzenlenen programda konuştu. Bölgedeki Slav halklarının 9. yüzyılda Hristiyanlığı kabulünde önemli rol oynayan Bizanslı Hristiyan misyonerler Aziz Kiril ve Metodius’un Orta Avrupa’daki Slav devleti Büyük Moravia’ya gelişinin anılmasına yönelik programdaki konuşmasında Fico, ilerlemeci ve liberal ideolojilerin kanser gibi yayıldığı uyarısında bulundu. Fico, “Bunlar bu ülkeye zarar veren, belki de birkaç günlük ideolojilerdir. Slovakya’yı Batı medeniyetinin bir karikatürü gibi olan ülkelerden biri olarak görmek istemiyorum. Biz gururlu bir ulusuz” diye konuştu.
“Macaristan Başbakanına duyduğum hayranlığı ifade etmek istiyorum”
Fico, konuşmasında Moskova’da Putin’le görüştüğü için Avrupalı liderler tarafından sert bir şekilde eleştirilen Macaristan Başbakanı Viktor Orban’ı savundu. Slovakya Başbakanı, “Kiev ve Moskova’yı ziyaret etme konusunda tereddüt etmeyen Macaristan Başbakanına duyduğum hayranlığı ifade etmek istiyorum. Sağlık durumum izin verseydi, Kiev ve Moskova’ya Orban ile birlikte ben de giderdim. Yeterince barış görüşmesi yapılmıyor” diye konuştu.
Slovak lider Fico, 15 Mayıs'ta Bratislava’ya yaklaşık 200 km uzaklıktaki Handlova kasabasında gerçekleştirilen bir hükümet toplantısının ardından bina önündeki kalabalığı selamladığı sırada silahlı saldırıya maruz kalmıştı. 71 yaşındaki saldırgan, saldırıyı hükümetin izlediği politikaları beğenmediği için gerçekleştirdiğini söylemişti. Uzun ameliyatlar geçiren ve haftalarca hastanede kalan Slovak politikacı, haziran ayında bir görüntülü mesaj yayınlayarak saldırıdan sonra ilk kez halka seslenmişti. Fico, saldırıya uğrama sebebinin Ukrayna konusunda Avrupa’daki ana akım siyasete zıt bir siyasi görüşe sahip olması olduğunu söylemişti.