Filidişi Sahili'nde yaşayan 26 yaşındaki Ahmet Adingra, lise eğitimi için 2011 yılında Türkiye'ye geldi. Üniversite eğitimine İstanbul'da özel bir okulda devam eden Adingra, aynı üniversitede okul öncesi öğretmenlik okuyan Büşra Tekin'le tanıştı. Ortak arkadaşları sayesinde tanışan ikili, birbirlerine aşık oldu. Şimdilerde özel bir eğitim ve rehabilitasyon merkezinde çalışan Tekin ile ithalat ihracat işi yapan Adingra, düğün için gün sayıyor. Başka çiftlere de örnek olmak isteyen genç çift, "Aşk engel, farklılık tanımaz" diyor.
HEM TÜRKİYE'DE HEM DE FİLDİŞİ'NDE ÇİFTE DÜĞÜN
Türkiye'ye ilk geldiğinde insanların renginden dolayı sürekli baktığını, hatta fotoğraf çektiklerini bu yüzden böyle bir aşkın aklının ucundan geçmediğini söyleyen Adingra, ""Ben önce görmüştüm Büşra'yı. Aynı anda açıldık diyebiliriz. Ortak arkadaşlarımızın hepsi birbiriyle sevgiliydi. Bir tek ikimiz kalmıştık. 'Sevgili olmalıyız biz de' dedik. O şekilde oldu. Benim de hiç aklıma gelmezdi. Türkiye'ye ilk geldiğimde siyahi insan görmeyenler vardı. Sürekli fotoğraf çekmek istiyorlardı. Kader dediğimiz şey bu olsa gerek" dedi. Ailesinin bu duruma mutlu olduğunu belirten Adingra, "Ailem bu konuda tepki vermedi. Annem de melez çocuk olmasını çok istiyor. Daha Türkiye'ye gelemeden önce istiyordu bunu. Söyleyince mutlu oldu. Corona her şeyi mahvetti. Düğünü ertelemek zorunda kaldık. 25 Ekim'de olacak düğünümüz. Fildişi'nde oradaki geleneklere göre olacak. Türkiye'de de onun geleneklerine göre olacak. Bizde herkes renkli kumaşlardan giysiler giyiyor bu da çok güzel bir ortam yaratıyor" diye konuştu.
"AHMET'İ TANIDIKTAN SONRA O ÖN YARGILARIN YIKILACAĞINDAN EMİNDİM"
"Bana 10 yıl önce böyle biriyle evleneceksin deselerdi hiç inanmazdım herhalde" diyen Büşra Tekin, ailesinin ön yargıları olduğunu ancak Ahmet'i tanıdıktan sonra bütün fikirlerinin değiştiğini dile getirerek, "Aileme ilk söylediğimde çok tepki göstermediler ama biraz tereddütleri oldu. Ahmet'i tanıdıktan sonra o ön yargıların yıkılacağından emindim. Sonrasında ailemle tanıştırma kararı aldım" dedi.
"AHMET'İ TÜRK YEMEKLERİNE ALIŞTIRDIM"
Ailelerin ilk kez nişan günü tanıştıklarını ve hemen kaynaştıklarını söyleyen Tekin, "Ahmet'in ailesi ile nişanımızda tanıştık. Kültür kaynaşması yaşadık. Konuşmaları sürekli Ahmet çevirdi. Güzel bir ortam oldu. Sürekli güldük. Birbirimizi anlamıyoruz ama aynı duyguları paylaşıyoruz. Ben şu an Fransızca da öğrenmeye başladım Ahmet sayesinde. İlk Havalimanında karşılaştık orada kırk yıldır tanışıyormuş gibi kucaklaştık. Onların kültürlerini çok göremedim ama şu anda sadece yemekleri tereddütte bırakıyor. Mutfaklarına çok alışabileceklerini sanmıyorum. Ahmet'i Türk yemeklerine alıştırdım" diye konuştu.
Ailesi Hristiyan olan Adingra ise Türkiye'ye gelmeden önce Müslüman olduğunu ve Türkiye'de Müslümanlığını daha çok yaşadığını belirtti. Türk kültürünü öğrenmeye meraklı olduğunu söyleyen Adingra, "Lisedeyken mehteran takımındaydım. Türk kültürünü öğrenmeyi çok istedim. Oyun havası ve halay biliyorum bu yüzden" dedi.
"FARKLILIKLARIN HİÇBİR ÖNEMİ YOK"
İlişkilerinin başındayken çevredeki vatandaşlardan rahatsız edici tepkiler aldıklarını söyleyen genç çifti, her şeye rağmen aşklarına sahip çıktıklarını ve başkalarına da örnek olmak istediklerini belirtti. Adingra, "Başlarda çok rahatsız edici şeyler söylüyorlardı. 'Başka Türk erkeği kalmadı mı?' gibi şeyler söylüyorlardı. İlk başta kırıcıydı, üzücüydü ama artık alıştık. Biz birbirimizi severek kimseyi rahatsız etmiyoruz. O yüzden ne deseler boş" derken, Tekin, "Farklılıkların hiçbir önemi yok. İnsanlar bir araya geldiği zaman, birbirini sevdiği zaman bu yıkılabilir" ifadelerini kullandı.