2020 yılındaki Karabağ Savaşı’nın ardından dünyanın gözü Azerbaycan ile Ermenistan’a çevrildi. Savaşın ardından Türkiye’den Ermenistan’a giden ilk haber kanalı CNN Türk oldu. Serdar Korucu ve CNN Türk Şef Kameramanı Ahmet Akpolat’ın hazırladığı “Savaş Sonrası Ermenistan” dosyasının ilk bölümünde yer alan Ermenistan Meclisi’nde muhalefet saflarında milletvekili olan Tigran Abrahamyan, “Karşımızda sadece Azerbaycan olsaydı savaşı daha erken ve bizim için daha iyi koşullarda durdurmak mümkün olabilirdi” dedi ve Türkiye'nin müdahalesinin altını çizdi.
Ermenistan’daki Bölgesel Çalışmalar Merkezi Direktörü Richard Giragosian ise “Hem Ermenistan hem de Azerbaycan, Sovyetler Birliği’nin sınırları bölme ve değiştirme politikalarının kurbanı oldu” dedi ve Bakü ile Tahran arasında artan gerginlik konusunda uyardı: “Azerbaycan ve İran arasında çatışma potansiyeli var.”
2020 yılındaki Karabağ savaşı ardından Türkiye'den Ermenistan'a giden ilk haber kanalı CNN Türk oldu. Serdar Korucu ve CNN Türk Şef Kameramanı Ahmet Akpolat'ın "Savaş Sonrası Ermenistan" dosyası için ülkenin en önde gelen düşünce kuruluşunun yöneticisi Richard Giragosian ve Ermenistan Meclisi’nde muhalefet saflarında milletvekili olan Tigran Abrahamyan ile konuştu.
Dosyanın ilk bölümünde Richard Giragosian, “En önemli seçim, 2021’deki erken parlamento seçimiydi. Burada Paşinyan’ın hükümeti ve partisi, savaşı kaybetmiş olmasına karşın oyların ezici çoğunluğunu kazandı” dedi. Giragosian, “Hükümetinin yeniden seçilmesinin büyük bir sebebi, muhalefetin güvenirliğini yitirmiş olması. Paşinyan’a oy veren pek çok seçmen, aslında muhalefete karşı oy verdi. Çünkü Ermenistan’da muhalefet, geçmişin yozlaşmış ve otoriter hükümetlere yakınlığıyla biliniyor. Ermenistan siyasetinin Jurassic Park’ı konumunda” diye konuştu.
Muhalefet milletvekili Tigran Abrahamyan ise “Hükümet toplumdaki oldukça derin, endişe verici hayal kırıklıklarının yaşandığı bu dönemi kullanarak sahte barış gündemi öne sürdü ve halkı gerçekte her şeyin bittiğine, barış gündemi zamanının geldiğine inandırmaya başladı” ifadelerini kullandı.
"BÜYÜK BİR YÜK VE AĞIR BİR MİRAS"
Richard Giragosian savaşın çıkış nedeniyle ilgili Sovyetler Dönemi’nin politikalarını işaret etti ve “Hem Ermenistan hem de Azerbaycan, Sovyetler Birliği’nin sınırları bölme ve değiştirme politikalarının kurbanı oldu. Bu savaş Sovyetler Birliği’nin Gorbaçov döneminde başladı. Bu iki taraf için de büyük bir yük ve ağır bir miras oldu” dedi. Giragosian, savaşın öncesinde Erivan yönetiminin politikasını da eleştirdi, “Yıllarca pek çok fırsat kaçtı. Ermenistan, 2020 savaşı öncesinde daha fazla taviz verebilirdi, vermeliydi. Bu fırsatlar hep kaçtı. Dağlık Karabağ sınırlarının ötesindeki Azerbaycan topraklarının geri verilmesi gibi” diye ekledi.
Giragosian “Rusya neredeyse 2020 savaşının çıkmasını teşvik etti” derken Tigran Abrahamyan, “Rusya'nın bu savaşın uzun süre devam etmesinden bir çıkar hedeflediğini düşünmüyorum. Sonrasında anlaşıldığı üzere Rusya'nın savaşı durdurmak için farklı önerileri olmuş ve bunlardan biri de Ermenistan tarafından reddedilmiş. 19 Ekim'de Rusya Devlet Başkanı Putin, savaş bitiminden sonra sahip olduğumuzdan çok daha iyi olan belirli şartlar önermiş ancak Ermenistan hükümeti bunu kabul etmemiş. Yani Rusya'nın bekleyip de savaşı son anda durdurduğunu düşünmek açıkça doğru olmaz” dedi.
Abrahamyan, savaşta Türkiye’nin rolünün altını çizdi, “Bu savaşı hızlı bir şekilde durdurmak o kadar da kolay değildi. Belki karşımızda sadece Azerbaycan olsaydı savaşı daha erken ve bizim için daha iyi koşullarda durdurmak mümkün olabilirdi ama Türkiye'nin müdahale faktörü vardı ki bu nedenle savaş hem daha uzun sürdü hem de bizim için çok daha kötü sonuçlandı” ifadelerini kullandı.
Ermenistan’daki Bölgesel Çalışmalar Merkezi Direktörü Richard Giragosian, “Çözüm, tamamen diplomasiye geri dönülmesi” dedi ve “Azerbaycan ve hatta Türkiye açısından Ermenistan tarafında bulabilecekleri en iyi muhatap Paşinyan. Türkiye ve Azerbaycan için Ermenistan’la ilişkilerde güvenilir ve demokratik yollarla seçilmiş bir liderle müzakere etmek daha iyi” diye ekledi.
Giragosian, “Ermenistan’ın güneyindeki Syunik bölgesine bakalım. Burası coğrafi ve jeopolitik konumundan dolayı oldukça kırılgan. Azerbaycan’ın Ermenistan’ın güneyinden Nahçıvan’a, oradan da Türkiye’ye giden ve genişletilmesi planlanan ticaret ve taşımacılık yolu burası. Bu sözü edilen Zengezur projesi. Bence bu bir koridor değil. Ermenistan, Rusya ve Azerbaycan arasında varılan bu özel taviz, ticaret ve taşımacılığın yeniden tesis edilmesi üzerine. Ermenistan’ın güneyinden geçen bir yol ve bir demiryolu inşa edilecek. Ancak bu yolların Ermenistan topraklarındaki kısmı, egemen Ermenistan topraklarında ancak Rus kontrolünde olacak. Yani tartışmalı bir unsur söz konusu. Burası ayrıca Dağlık Karabağ’daki Ermenilere en yakın sınır bölgesi. Aynı zamanda Ermenistan’ın İran’la sınırı olan tek bölgesi” dedi.
"ROLÜ ÇOK ÖNEMLİ"
Ermenistan Meclisi’nde muhalefet saflarında milletvekili olan Tigran Abrahamyan ise “Ermenistan ile İran arasındaki bağlantıyı sağlamak açısından Syunik’in rolü çok önemli. Syunik üzerinde tam bir kontrol sağlanması ve Nahçıvan'ın Syunik üzerinden Türkiye'ye bağlanması için uzun vadeli bir amaç var. Ermenistan'la olan bağlantısını oldukça önemli ve stratejik gören İran, bunu çok iyi anlıyor” ifadelerini kullandı.
Abrahamyan, “İran, açıklamaları ve eylemleriyle Azerbaycan'ın Syunik’e yönelik emellerinin hayata geçirilmesini mümkün olan her şekilde engellemeye çalışıyor ve İran'ın Syunik’in merkezi olan Kapan şehrinde bir konsolosluk kurması ve orada da faaliyetini sağlamaya çalışması bir tesadüf değil” diye konuştu.
Giragosian ise Bakü ile Tahran arasında artan gerginlik konusunda uyardı, “Son gelişmelere bakacak olursak Azerbaycan ve İran arasında bir çatışma potansiyeli var. İran’ın Ermenistan’ın güneyinde konsolosluk açması da bir parçası. İran ile Azerbaycan arasındaki mevcut çatışma öncelikle İran’ın kuzeyindeki potansiyel toprak kavgalarından kaynaklanıyor” dedi.