İstanbul'un Tuzla ilçesinin bilinen tarihi M.Ö 377 yılına kadar gidiyor. O dönemde Bitinya Kralı IV.Nikomedes’in vasiyeti üzerine Bitinya’nın Roma’ya bırakılması üzerine M.Ö 74 yılından itibaren Tuzla Roma topraklarının bir parçası oldu. O tarihten itibaren, birçok kültüre ev sahipliği yapan Tuzla, Osmanlı Devleti’nin bir parçası olduktan sonra günümüze kadar geldi. Tarihte birçok depreme de maruz kalan ilçenin tarihi yapıları ise su altında kaldı. Ancak günümüzde Marmara Denizi’nin sularının çekilmesi nedeniyle tarihi kalıntılar gün yüzüne çıkmaya başladı. Tarihte manastır bölgesi olarak bilinen ve liman şehri olan Tuzla’nın Mercan Bölgesi’nde su üstüne çıkan tarihi yapılar havadan görüntülendi.
"KAYALIKLAR ROMA VEYA BİZANS LİMAN KALINTILARI OLABİLİR"
Tuzla Belediyesi’nin destekleri ile tarih üzerine çalışmalar yapan ve Tuzla Tarihi kitabının yazarı Tarihçi Mustafa Özdemir, su yüzüne çıkan sıralı kayalıkların Roma veya Bizans döneminden kalma liman kalıntıları olabileceğini belirtti. Özdemir, "Tuzla’da Bizanslılar ve daha önceki dönemlere ışık tutacak ve o dönemleri aydınlatacak arkeolojik materyallerin varlığından söz edemeyiz. Ancak Tuzla ve yöresi tarihte manastır bölgesi olduğu için çok sayıda kilise ve manastır kalıntılarının varlığı bilinmektedir. Ayrıca Tuzla, bir liman kentidir. Su üstüne çıkan bu sıralı kayalıkların da Roma veya Bizans Dönemi’nden kalma liman kalıntıları olabileceğini öngörüyoruz" dedi.
"DEPREM SONRASI BİRÇOK KENT YERLE BİR OLDU"
Tarihçi Mustafa Özdemir, şunları söyledi:
"Bitinya Kralı IV. Nikomedes’in vasiyeti üzerine Bitinya’nın (Bitinya Krallığı veya Bitinya, MÖ 377 ve MÖ 64 yılları arasında Nikea başkentli, İzmit Körfezi, İstanbul, Sakarya ve Bursa arasında kalan bölgede hüküm sürmüş, Trakya kökenli Bitinler tarafından kurulmuş devlet) Roma’ya bırakılması üzerine Tuzla ve yöresi MÖ,74 yılından itibaren artık Roma topraklarının bir parçasıydı. Roma'nın 395 yılında Doğu ve Batı Roma olarak ikiye ayrılmasından sonra Tuzla ve yöresi yaklaşık 11 asır Doğu Roma’nın egemenliğinde kaldı. Kocaeli Yarımadası 123 depreminden sonra birçok deprem felaketine daha uğradı yaşanan depremlerde Bitinya’da birçok kent yerle bir oldu. Bir büyük deprem de Commodus Dönemi’nde yaşandı. Commodus, depremde zarar görenlere yardımda bulundu ve Nikomedia’ya ikinci kez MS, I. yüzyıldan itibaren Roma İmparatoru için tapınak yapan bir kente verilen ünvan anlamında Neokorosluk ünvanı verildi. Depremden sonra kent sikkeleri üzerinde Remus ve Romulus’u emziren dişi kurt tasvir edildi. Bu tip sikke, Roma’nın kuruluşunu tasvir ettiği için Roma’nın her yerinde kullanıldı. Böyle bir uygulama, depremin büyüklüğünü, köy ve kentlerin yeniden kurulacak kadar hasara uğradığını göstermektedir."
"1453’TE OSMANLI’YA GEÇTİ"
Tarihçi Özdemir, "Tuzla’nın, Türklerin egemenliğine ilk olarak geçişi Anadolu Selçuklu Sultanı Süleyman Şah ile Bizans İmparatoru Alexios Komnenos arasında 1081 yılında yapılan Dragos Suyu Anlaşması ile gerçekleşmiştir. Bu anlaşmayla Tuzla ve yöresi Anadolu Selçuklu Devleti’ne bırakıldı. Kısa bir süre sonra Bizanslıların eline geçen Tuzla ve yöresi, 1329 yılında Orhan Bey zamanında yapılan Pelekanon Savaşı sonucunda tekrar Osmanlı Devleti yönetimine geçti. 399 yılında Bizans İmparatoru Manuel, İzmit’e kadar olan yerleri Osmanlılardan geri alınca Tuzla bir daha Bizanslıların egemenliğine girdi. Ondan sonraki yıllarda birkaç kere Osmanlılarla Bizanslılar arasında el değiştiren Tuzla,1453 yılında İstanbul’un alınışından sonra sürekli olarak Osmanlı yönetiminde kaldı" ifadelerini kullandı.