Rizelilerin vazgeçilmezi olan çayında Rizelilere göre bir içme adabı vardır. Düğün evinden yas evine kadar her yerde ikram edilen çayın en güzel yanı ise sohbetlerin ortak noktası olması. Fakat çay içmekten çok demlemesi önemli. Rizelilere göre eğer çay güzel demlenmişse tadına doyum olmaz ama yanlış demlenmişse ağıza bile koyulmaz.
Çayın demli mi açık mı olduğunun yanında birde süzgeç kullanılarak mı doldurulduğu yoksa kullanılmadan mı doldurulduğu da büyük bir önem arz ediyor. Kimi vatandaş için çay olduktan sonra süzgeçli, süzgeçsiz önemli olmasa da kimi süzgeç kullanılarak doldurulan çayı ağzına koymayacağını dile getiriyor.
Genel olarak herkesin süzgeç kullanılmadan şekersiz içtiği çayın tazeliği ise renginden, kokusundan ve tadından anlaşılıyor. Rengi kan kırmızı olacak diyen de var, bulanık olmayacak diyende. Kokusu ise bardak buruna yanaştığında insanın içini ferahlatacak. Tadına gelince; çay azıcık acı olacak ama fazla olmayacak. Eğer içilen çay fazlasıyla acı ise katkı maddesi vardır, az acı ise bayattır. Yani çayın tadında ki acılığında bir derecesi var.
"Kokusu insanı ferahlatacak"
İçeceği çayın kan kırmızı olması gerektiğini, çayın kalitesini renginden bile anlayabileceğini dile getiren Osman Demirci isimli Rizeli vatandaş “Çayın rengi vişne suyu gibi olacak, kan gibi. Askerliği de çaycı olarak yapmıştım. Kaliteli çayı kokusundan da anlarım. Ne taze kokacak ne eski kokacak, ferahlatacak adamı. Günde en az da 16-17 bardak çay içerim” dedi.
"Katkılı çay hemen anlaşılır"
İçerisinde katkı maddesi olan bir çayın hemen anlaşılabileceğini dile getiren çay ocağı esnafı Yüksel Fener ise “Kaliteli çay şekersiz içilince anlaşılır. 20 dakikada demlenmiş olur. Normal bir demlikten en fazla 15-20 bardak çay çıkar. Eğer çay katkı maddeli olursa 40-50 bardak çay verir. Katkı maddeli çay daha acı olur” ifadelerini kullandı.
"Süzgeçle doldurulan çay bana bayat geliyor"
Kimi çayı bardağa dolarken süzgeçten geçmeden içemezken, kimi ise süzgeçten geçen çayı ağzıma koymam diyor. Rizeliler ise bu konuda biraz daha hassas. Bu konuda hassas olan Rizelilerden bir tanesi Sultan Taylan ise süzgeç kullanılarak doldurulan çayın kendisine bayat çay gibi geldiğini dile getirerek “Çayın taze olup olmadığı tadından belli olur. Süzgeçli çayı hayatta içmem. O çay bana bayatmış gibi geliyor. Çayın içerisinde ki tozun ağzına gelmesi lazım” dedi.
"Hem üretir, hem tüketiriz"
Rize’de esnaflık yapan Şaban Demirci ise çayı ürettikleri gibi içmeyi de çok sevdiğini dile getirerek “Çayın tadından bayat olup olmadığını hemen anlarım. Genelde bayat denk gelir bana. Biz çaydan anlarız hem üretir, hem tüketiriz. Çayı süzgeçsiz içerim. Onun o çay çöpü ağzıma gelecek” dedi.
"Çay bizim olmazsa olmazımız"
Çay içerken sadece süzgeç değil çay kaşığının bile çayın tadını bozduğunu düşündüğünü dile getiren Kenan Osma ise “Yıllarca lokal ve kahvehane işlettiğim için çayın içmesinden de demlemesinden de anlarım. Birde doğma büyüme Rize’de olduğumuz için. Yani çay bizim olmazsa olmazımız. Kesinlikle çay içerken süzgeç kullanmam, çay kaşığı bile koydurmam içine ki çayın tadını bozuyor diye. O çayın taneleri ağzıma geldiğinde ayrı bir keyif alıyorum” ifadelerini kullandı.
"Süzgeçli çay sevilmez"
Günde ortalama 40 bardağın üzerinde çay tükettiğini ve asla süzgeç kullanmadığını dile getiren Yusuf Köse de “Günde 40-50 bardak çay içerim. Kaliteli çayı içiminden anlarım. Mesela ağzımı buruşturacak. Kesinlikle süzgeç kullanmadan içerim. Süzgeçli çay sevilmez. En azından ben sevmem. Ağzıma çay çöpünün gelmesi lazım” dedi.
"Çayın bardağı 50 kuruş olmalıdır"
Sokakta seyyar satıcılık yapan Dursun Civelek ismli vatandaş ise çay fiyatlarının yüksekliği eleştirerek “Günde 30 bardak çay içiyorum. Çayın taze olup olmadığını ben hemen anlarım. İçerken anlarım, renginden anlarım. Süzgeçsiz içerim çayı, içerisinde tozu olacak. 1 bardak su (Çay) 1 buçuk, 2 lira. 30 bardak çay içsem 60 lira eder. 60 lira ben çaya verirsem emekli adamım daha ne yiyeceğim. Çayın bardağının 50 kuruş olması lazım. Yüzde 50 indirim sattığım ürünlere ben yaptım ama alan yok” dedi.
"Kaliteli bir çay için; önce su, sonra çay"
Kaliteli bir çay demlemek için doğru bilinen yanlışların başında önce çayı daha sonra suyu demliğe koymak geliyor. Çay markası kadar değerli olan bu durum eğer söylendiği gibi yapılmazsa çay demini hızlı alıyor ve bir lezzet kaybı yaşanıyor. Çay demlemek için ısıtılan demliğin içerisine konulan suyun üzerine çay eklenmesi gerektiğini dile getiren Aleyna Çoruk “Kaliteli bir çay demlemek için çayın markasını iyi seçmemiz gerekiyor. Ardından suyu doldurduktan sonra çayı ekliyoruz ki çay suyun içerisinde boğulmasın ve yavaş yavaş demini alsın. Önce çayı sonra suyunu koyarsak çay suyun basıncı altında kalır ve demini hızlı alır. Bu da çayın lezzetini azaltır. Çayın demlenme süresi 15-20 dakika arasında değişiyor ve kazanın yani altta ki suyun ısısı da burada çok önemlidir. Kazan çok sıcak olursa bu kez çay yanar. Altı çok hızlı bir şekilde kaynarsa sıkıntı olur. Yavaş bir sıcaklıkla kaynaması gerekiyor. Eğer çok hızlı kaynarsa çay yanar ve bu da lezzetini azaltır” ifadelerini kullandı.
Kaliteli demlenen bir çayın tadından önce kokusu ve renginden belli olduğunu sözlerine ekleyen Çoruk “Kaliteli bir çay içmek için sadece damak tadı değil, rengi de önemlidir, hatta kokusu da önemlidir. Taze çayın kokusu ve rengi kendisini her şekilde belli eder” dedi.