Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Rusya ziyareti dönüşünde uçakta gazetecilerin sorularını yanıtladı. Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın açıklamalarından satır başları şöyle: Değerli basın mensubu arkadaşlarım sizleri en kalbi duygularımla selamlıyorum. Rusya Devlet Başkanı değerli dostum Sayın Putin’in davetine icabette Soçi’ye yaptığımız ziyareti tamamlamış bulunuyoruz. Yaptığımız görüşmelerde Rusya ile ikili ilişkilerimizi, bölgesel ve küresel gelişmeleri etraflıca ele aldık, önümüzdeki döneme dair görüş alışverişinde bulunduk. Şu an 69 milyar dolar olan ticaret hacmimizdeki büyümeyi sürdürmek istiyoruz. Müşterek çabalarımızla hedefimiz 100 milyar dolara ulaşmak.
Görüşmemizde ekonomik ilişkilerimizi de bu doğrultuda tüm yönleriyle gerek heyetler arası görüşmede gerekse ikili yaptığımız yemekli görüşmede ele aldık. Karşılıklı saygı temelinde tesis ettiğimiz kurumlar arası diyaloğun faydasını hem ikili ilişkilerimizde hem de bölgesel ve küresel düzeyde gördük.
unun en güzel örneği bildiğiniz üzere küresel gıda kriziyle mücadeleye önemli katkı sağlayan Karadeniz Girişimi’dir. Girişimin yeniden canlandırılması tüm dünya bakımından öncelikli bir konudur. Bu konuda Birleşmiş Milletler ile yakın temas içindeyiz.. Zaten bildiğiniz gibi bu ay içerisinde Birleşmiş Milletler Genel Kurulumuz var. Orada Guterres ile yine görüşmelerimiz olacak bu konuları da ele alacağız. Genel Sekreter Sayın Guterres’in çabalarını takdir ettiğimiz ve desteklediğimizi de tekrar ifade etmek isterim.
Birleşmiş Milletler, katkılarımız neticesinde Girişimin yeniden canlandırılmasının önünü açacak yeni bir paket hazırladı. Bu yeni öneriler paketinin teknik boyutunu Dışişleri Bakanım Moskova ziyareti sırasında Rus mevkidaşı Lavrov ile görüştü. Ben de konuyu bugün Sayın Putin ile ayrıntılı şekilde değerlendirdim. İnşallah kısa sürede beklentileri karşılayacak güzel bir neticeye varacağımızı da inanıyorum.
TÜRKİYE'NİN TUTUMU BELLİ
Değerli arkadaşlar, Türkiye'nin Ukrayna'da devam eden savaşla ilgili tutumu bellidir. İlk günden beri hep barışı, diyaloğu ve diplomasiyi savunduk. Daha fazla kan dökülmesinin önüne geçmek için yoğun çaba harcadık. Sorunu büyütmek, ateşe körükle gitmek yerine her iki tarafın da ortak bir zeminde buluşmasını sağlamaya çalıştık. 1,5 yıldır süren savaş maalesef hala devam ediyor. Ufukta barışa dair umut verici bir manzara da bulunmuyor. Türkiye olarak dün olduğu gibi bugün de savaşın kazananı, barışın kaybedeni olmaz, taraftar istediğinde üzerimize düşeni yapmaya hazır olduğumuzu tekrar ifade ettik. Keza esir takası, Zaporijya Nükleer Santrali gibi konularda olduğu gibi kolaylaştırıcılık rolümüzü de devam ettireceğiz. Temennimiz bir an önce iki komşumuza ve bölgemize zarar veren bu savaşın uluslararası hukuk temelinde adil ve kalıcı bir barışla sonlanmasıdır. Soçi’deki görüşmelerimizde Suriye, Güney Kafkasya, Libya ile Afrika'daki son gelişmeler üzerinde de fikir teatisinde bulunduk. Bugünkü temaslarımızın Türkiye ve Rusya başta olmak üzere bölgemiz için hayırlara vesile olmasını diliyorum. Teşekkür ediyorum.
"PUTİN'İN İKİ ÖZEL İSTEĞİ VAR"
Sayın Cumhurbaşkanım Tahıl Koridoru nedeniyle dünyanın gözü sizin bu görüşmenizdeydi. Birleşmiş Milletlerin önerisi nedir?
Rusya’nın iki tane özel isteği var. Birisi Rusların tarım bankasının, Ziraat Bankasının SWIFT sistemine bağlanması. Şu anda yaptırımlardan dolayı Rus bankaları SWIFT sisteminden çıkmış durumda. Biliyorsunuz bu ülke, senede 120-130 milyon ton tahıl ihracatı yapıyor. Sayın Putin’de basın toplantısında söyledi, 62 yıldır satıyorlar. Satışın devamı için iki şeyin hayata geçmesi lazım. Birincisi satış sonucu parayı alması gerekiyor, ikincisi de taşımada kullanılan gemilerin sigortalanması gerekiyor. Gemilerin Avrupa veya başka limanlara mal taşıyabilmesi için sigorta edilmesi şart. Yaptırımlardan dolayı İngiliz merkezli sigorta şirketi, gemilerin sigortasını yapmıyor. Rus bankalarının SWIFT sisteminden çıkartılması nedeniyle de para transferi olmuyor, bunun ikisinin mümkün olmasını Ruslar şart koşuyorlar. Şimdi Birleşmiş Milletler biraz geriden başlayan bir pozisyonla Türkiye’nin de sürekli katkısıyla süreci bir noktaya getirdi. En son 28 Ağustos’ta BM Genel Sekreteri Gutteres, gönderdiği mektupta, Rusların istediği gibi direkt SWIFT değil ama SWIFT işleminden kaynaklanacak bir aracılık mekanizması teklif etti. Sigorta meselesi için de çalışmaları olduğunu söylediler.
Sayın Putin’in Soçi’ye hareketinden önce Amerika Dışişleri Bakanlığı bir açıklama yaptı. “ABD ve Birleşmiş Milletler, hayat kurtaran tahıl girişimine aracılık çalışmaları nedeniyle Türkiye’ye minnettardır” diye bir açıklaması var. Ancak gerek SWIFT olayı gerekse sigorta konusunda, Batı, Rusya’ya çok değişik bir bakış sergiliyor. Değişik bakış sergileyişi sebebiyle de şu anda Sayın Putin “bana karşı bunlar edimlerini yerine getirmiyor, getirmediği için de ben bu konuda bunlarla müşterek bir çalışmanın içine girmem” diyor. Bir de tahılın yüzde 44’ü Avrupa’ya gidiyor. Afrika’ya ise yüzde 14’ü gidiyor. Sayın Putin, “Avrupa zaten bana düşman. Avrupa verdiği sözleri yerine getirmeden bende bu konu da adım atmayacağım” diyor. Ama şimdilik 1 milyon ton tahılı 6 ülkeye göndermeyi düşündüğünü söyledi. “Katar ile beraber bunu bir görüşelim” dedi.