Oynatma Listesi
HABERLER

Olası Marmara depremi için en kötü senaryo: Zaman doldu

17 Ağustos 1999'da meydana gelen 7.6 büyüklüğündeki depremin ardından 24 yıl geçti. Peki aradan geçen bu sürenin ardından Türkiye'de nasıl gelişmeler oldu, ders çıkardık mı? Olası Marmara depremi için en kötü senaryo ne? Prof. Dr. Şükrü Ersoy CNN TÜRK canlı yayınında dikkat çeken açıklamalarda bulundu.

Yıldız Teknik Üniversitesi İnşaat Bölümü Dekanı Prof. Dr. Şükrü Ersoy, CNN TÜRK canlı yayınında Burçak Bozkuş'a değerlendirmelerde bulundu. Ersoy'un açıklamaları şöyle;

17 AĞUSTOS'TAN 6 ŞUBAT'A UZANAN DÖNEMDE DERS ÇIKARDIK MI?

Ben de Avcılar'da yaşamıştım. İstanbul'un en çok etkilenen yeriydi. Evime bir şey olmadı ama o olağanüstü saatleri, günleri çok iyi hatırlıyorum. Çok şey yaptık. 99 milat olsun diye başladık. Peki bir şeyler yapıldı mı? Gerçekten çok şey yapıldı. Yapılmadı değil... Tabi o yakalandığımız anda devletin çeşitli kurumlarının işlemediğini gördük, hantal olduğunu gördük. Mesela sivil savunmanın neredeyse yok derecesinde yoktu. Yapılan yapılar çürüktü, denetleyen yoktu. Malzemeler kötüydü. Buna bir dizi şeyleri ekleyebilirsiniz. Bunu ortaya medya çıkardı. Medya olmasaydı 17 Ağustos'un hataları su yüzüne çıkmayacaktı. Bu bakımdan borçluyuz medyaya.

Bütün vatandaşlar seferber olup o bölgeye yardım iletmeye çalıştılar. O bölgede başlangıçta büyüklüğü fazla bilinmiyordu. Şimdi ki gibi dronelar yoktu. Daha sonra AFAD kuruldu, müdahale ekipleri iyileştirildi. O Kızılay'ın kötü hali birden daha modernize edildi. Yönetmelikler değişti, yasalar değişti. TOKİ'nin çeşitli çalışmaları oldu. Yine 99'da TSK'nın çok büyük başarıları oldu. Sivil toplum örgütlerinden öne çıkanlar oldu. Müthiş bir mücadele oldu.

Fakat bir konuda eksik kaldık. 24 yıl geçmesine rağmen kentsel dönüşüm dediğimiz 2011'de başlayan projeyi yeterince iyi yürütemedik. Bunu açıkça söylemek gerekiyor. Türkiye genelinde 22 milyon bina var. Bunun neredeyse 3'te 1'i Marmara Bölgesi'nde. Bu 24 yılı boş geçirdik demeyeceğim. Ama yeterli çalışma yapamadığımız ortada. El birliğiyle çalışmamız gerekiyor. Hem devlet hem millet milli seferberlik ilan etmemiz gerekiyor.

NEDEN TÜRKİYE BİR DEPREM ÜLKESİ?

Türkiye bir deprem ülkesi çünkü Atlas Okyanusu'ndan başlayan İspanya'dan başlayan oradan İtalya'dan Yunanistan'tan Türkiye'ye... Buralar deprem bölgeleri. Türkiye bunlara kıyasla en fazla deprem bölgeleri. Biraz kuzeye biraz güneye indiğimizde deprem bölgesini bulamazsınız.

Türkiye'nin içinde bulunduğu dağlık kesim yukarıdan ve kuzeyden ve güneyden sıkıştırılıyor. Bu sıkışma halihazırda devam ediyor. Ve Türkiye'deki gerilimler fay zonu boyunca depremler üretmeye başlıyor.

Burada kırmızı çizgiler fay. Bunlar 5.5'tan büyük deprem oluşturabilir fay izleri. Bunlar bir anlamda bizim kader çizgimiz. En kuzeyde 1600 km uzunluğunda Bingöl Karlıova'dan başlayan Saroz'a kadar giden Kuzey Anadolu Fayı var. Bunun en büyük deprem oluşturma kapasitesi 8. Bu 8'i bulabiliyor.

Doğu Anadolu Fayı var. Hatay'a kadar giden Bingöl'den 600 km uzunluğunda. Bu da ona yakın büyüklükte bir deprem oluşturabilir. Ama Güneydoğu Anadolu, İç Anadolu ve Batı Anadolu'daki depremler 7-7.2'ye kadar çıkabilir. Türkiye'nin deprem gerçeği bu.

BU BÖLGEDE 8'İN ÜZERİNDE DE DEPREM OLUR

Fakat Rodos Adası, Fethiye Körfezi'nden batıya kadar doğru olan kesimlerde ise 8'in üzerinde de deprem olur. Türkiye topraklarında olmaz. Biz bir deprem ülkesiyiz. Her yıl normal şartlar altında 24 bin deprem oluyor. Her ay 2 bin deprem var. Her gün 50 deprem var. Fakat 6 Şubat depreminden sonra bu sayı o kadar arttı ki... Sadece bölgede 8 ay içerisinde 35 bin deprem var.

MARMARA'DA DEPREM YÜZLERCE YIL BEKLEMEYECEK

Marmara'da da 7'nin üzerinde bir deprem bekleniyor. Hemen de olabilir. Ama yüzlerce yıl beklemeyecek. Kaçacağımız, göçeceğimiz bir yer yok. Tek yapmamız gereken sağlam binalarda oturmak, zeminin jeolojik durumuna uygun binalar inşa etmek gerekiyor. Daha önce sloganlar vardı; 'Deprem öldürmez, yapı öldürür' diye ona bir cümle daha ilave edelim... 'Zemin de öldürür.' Bunu Hatay, Maraş depremlerinde gördük. İzmir'de de gördük.

SIRADA İSTANBUL MU VAR?

6 Şubat'ta yaşadığımız depremler hani asrın depremi deniyor; ben yabancı kaynaklara da baktım. O depremin büyüklüğüne 7.9'dan daha büyük görülüyor. Bu durumda 6 Şubat depremleri son 2 bin yılın en büyük depremleri. Bu çok önemli bir şey. Onu şimdi yaşamış olduk. Büyük maliyetli bir deprem. Büyük can kayıpları var. Ekonomik kayıp çok fazla. Buradan yola çıkarak 99 depreminde bile 12 milyar dolarlık bir kaybımız olmuştu. 18 bin insanımızı kaybetmiştik. Ama o Kocaeli depremiydi. Şimdi İstanbul'u direkt ilgilendirecek bir deprem yaşayacağımız zaman kayıplarımız daha fazla olabilir.

EN KÖTÜ SENARYOLARDAN BİR TANESİ: ZAMAN DOLDU

Hem ekonomik olarak hem can kayıpları açısından büyük olabilir. Çünkü biz Marmara'da 7'nin üzerinde bir deprem bekliyoruz. En kötü senaryolardan bir tanesi 7.5 büyüklüğündeki bir depremin meydana gelebileceği bunun için de gerekli zamanın dolduğu şeklinde ortak bir görüşümüz var.

Marmara Denizi içerisinde ne biliyoruz? 1999'da Kocaeli depremi geldi, fay kırıldı. Marmara'nın batısında da 1912'de bir deprem meydana gelmişti. 7.4 büyüklüğünde. Arada deprem olmadı. Sismik bir boşluk var orada. O boşluk dolacak.

Olasılık hesaplarına göre az kaldı. Ama depremin zamanını, büyüklüğünü önceden söyleme şansımız yok. Dünyada böyle bir şey yok. Şunu kabul etmemiz gerekiyor; Sanki yarın olacakmış gibi hazırlık yapmamız gerekiyor. İstanbul Yasası deniyor... Aslında tüm Marmara'yı ilgilendiren bir konu. Nüfus potansiyelinin neredeyse 3'te 1'i Marmara'da yaşıyor.

 

EN AZ HASAR İÇİN NE YAPACAĞIZ?

Aslında normal şartlar altında sağlam binalar depremde en güvenli yerlerdir. Bunun için de binalarımızı sağlman yapmaya çalışacağız ve zemine uygun yapmaya çalışacağız. Dere yataklarında yaptığınız bir binayı başka bir yerde yapamazsınız.

 

 

İstanbul'da da sayın Bakanın da açıkladığı gibi 6 milyon bağımsız birim var. Bunun üzerinden 200 binin üzerinde 300 bine yakın riskli bina var. Riskli bina ne demek? Bu yıkılabilir depremde demek. İçindeki insanları da saydığınızda çok ciddi bir potansiyel meydana getirebilir. Bir an önce milli seferberlik İstanbul ve Marmara Yasası ilan edilmelidir.

Sayın Bakan da açıkladığı gibi 5 yıllık bir süreç gösteriyor. Ama biz zaten belli bir zamanı boş geçirdik. Önümüzdei yıllarda çok dolu ve hızlı geçirmemiz gerekiyor. Buna vatandaş da katılmalı.

GÜNCELLENME
DETAYLARI GÖSTER