Duruşmada dinlenen tanıklardan Cahit Kaya, Arif Güran ile Nevzat Bahtiyar arasındaki araç alışverişini anlattı. Kaya, "Araba meselesi için Arif Güran beni ve ağabeyimi çağırdı. Önce Nevzat anlattı, sonra Arif anlattı. Bizi ikisini de dinledik. Nevzat, 'Bu araba senindir' dedik. '30 bin TL'yi Arif sen ödeyeceksin' dedik. '50 bin TL'yi Nevzat sen ödeyeceksin' dedik. Nevzat, 'Bu parayı ödeyemem' dedi. Salim de Arif'in 10 bin TL'sini ödemeyi kabul etti. Sonra Nevzat da 50 bin TL'yi ödemeyi kabul etti. Başka bir şeye tanık olmadım. Bu olaydan sonra, bu olayla ilgili bir daha görüşmedik. Bizi bu olayı çözmemiz için çağırdılar. Aile meclisi toplantılarını duymadım, katılmadım da" dedi.
'ORTA YOLU BULMAYA ÇALIŞTIK'
Diğer tanık Veysel Subatan da "Arif Güran ile Nevzat'ın arasında bir araba meselesi vardı. Kim haklı, kim haksız diye Arif Güran beni çağırdı. Nevzat'ı çağırdık. Nevzat'ın arabası çalıntı çıkmıştı. Nevzat, 'Bu parayı vermiyorum' dedi. Arif'e 'Haksızlık ediyorsun' dedik. 'Sen bu parayı ödemezsen, mahkemelik olunursa bu para daha çok artar' dedik. Nevzat yanaşmadı. Diğer köylüleri de çağırdık. Diğerleri Nevzat'a 'Sen haksızsın' dedi. Orta yolu bulmaya çalıştık. Nevzat'a haksızlık olmasın diye orta yolu bulmaya çalıştık. Salim Güran da 'Ben de bir miktar para ödeyeyim, mesele kapansın' dedi. Nevzat, zar zor kabul etti. Nevzat, tehditvari cümleler kullanmadı. Bu olaydan sonra iki taraf arasında, bu olayla ilgili bir şey duymadım. Nevzat Bahtiyar, bu parayı ödeme taraftarı olmadığı için bizi çağırdılar" diye konuştu.
'NEVZAT İLE ARİF ARASINDA BİR TARTIŞMA OLDU'
Diğer tanık Kutbettin Kaya, "Araba meselesi için beni çağırdılar. Nevzat ile Arif arasında bir tartışma oldu. Nevzat Bahtiyar'a 'Senin paran yoksa Salim'in kardeşinin evi var. Evin sıvasını yaparsın' dedik. Nevzat dedi ki 'O benim arkadaşımdır. Bizim aramızda sorun olmaz' dedi" diye konuştu. Mahkeme başkanının Güran ailesinin aile meclisi toplantılarına katılıp katılmadığını sorusu üzerine de "Aile meclisi toplantılarına katılmadım" yanıtını verdi.
'YÖNLENDİRME OLMADI, ASLA'
Tanıklardan Narin'in amcası İbrahim Halil Güran, mahkeme başkanının 'Kaça aldın enerji içeceğini' sorusuna, "Benle küçük oğlum buzlaç aldık. Sonra saman çeken çocuklara verdim. Sofi bakkal, gece yarısı bakkalı açan bir insan. O dükkanın gündüz kapalı olduğunu görmedim. Bakkal, kapının önünde oturuyordu. Köyde yaşıyorum. Bakkalın kendisi vardı içeride" dedi. Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı avukatının, kolluğun yanlış yönlendirilmesi ile ilgili sorusuna İbrahim Halil Güran, "Yönlendirme olmadı, asla. Bizim köyde amcalarımızın sözü geçiyor. Ali Rıza Güran, Hüseyin Güran. Yangın çıkarılma konusunda; gelin köye siz o yangını çıkarabilirseniz, ben size helal olsun derim" dedi.
'BİRİNİN NARİN'İ KAÇIRDIĞINI DÜŞÜNDÜK'
Yüksel Güran'ın avukatının balkondaki yazma ile ilgili sorusu üzerine de İbrahim Halil Güran, "Narin'in kaybolduğu gün ilk röportaj verenlerden biri benim. Balkondaki yazmayı yengeme gösterdik. İmam da onun olmadığını söyledi. Biz eve girmediğini, kapının önünde birinin Narin'i kaçırdığını düşündük. Narin'in ölmüş olduğuna dair bir şüphe oluşmadı bizde. Narin balkona kadar gelmiş, gitmiş diye düşündük" diye konuştu.