23 Aralık'ta vizyona girecek 'Garip Bülbül Neşet Ertaş' filminde usta sanatçının annesi Döne Ertaş'ı oynayan şarkıcı Zara, "Neşet Usta bana 'Kara kızım' diye seslenirdi. Onunla kelimelere sığmayacak güzel bir ilişkimiz vardı. Ben filmde annesini oynuyorum. Bu projede yer almak benim için gurur verici" dedi.
Yüsra Geyik, "Ben Zara Hanım kadar şanslı değilim ne yazık ki. Keşke kendisiyle tanışma şerefine nail olsaydım. Öylesine güzel ve anlamlı bir proje oldu ki film hakkında çıkan spekülasyonlar film vizyona girmesiyle son bulacak. Ne kadar eleştiren insan varsa filmi izleyince duygulanıp, düşünceleri değişecek buna inanıyorum" şeklinde konuştu.
"BU FİLMİN YAYINLANMASINI KİMSE ENGELLEYEMEZ"
'Ayla' ve 'Müslüm' filmleriyle de tanınan yapımcı Mustafa Uslu, filmin 'kişilik haklarını ihlal ettiği' gerekçesiyle mahkemeye başvuran Ertaş Ailesi'nin iddialarına yönelik şu ifadeleri kullandı:
Bu insanlar son 15 yılında Neşet Ertaş'ın hayatında yok. Bu filmi hiç kimse durduramaz, hiç kimse engelleyemez. Neşet Ertaş'ın çocukları çıkıp 'Babamız bu kitabı okumadı, onayı olmadan yazıldı' (filmin konu edindiği kitap) dediler. İtibarsızlaştırmak için her şeyi yaptılar. Kitabın ilk sayfasında Hüseyin Ertaş'ın adı var. Bu kitaba Ertaş'a ait notları veren Neşet Ertaş'ın oğlu Hüseyin Ertaş. Kitabı itibarsızlaştırırlarsa, film de otomatikman itibarsızlaşacak. Bugüne kadar hep sustuk, artık insanların gözlerine baka baka yalan söylenmeye başladı. Büyük Usta Neşet Ertaş'ın öyle bir vasiyeti yok. Bu insanlar Neşet Ertaş'ın hayatında da yok. Son 15 yılında babalarıyla kaç kez görüşmüşler sorar mısınız onlara? Ben size söyleyeyim bir defa. Ölmeden kaç gün önce geldiler hastaneye? Sorun. Ölmeden üç gün önce. Büyük usta ölüm döşeğindeyken imzası alınmış, külliyen yalan. 'Büyük usta 41 kiloyken, ölüm döşeğinde imza alındı' diye iddia ediyorlar. Beşiktaş 37. Noteri Mecidiyeköy'de, Neşet Ertaş'ın evine uzaklığı 100 metre. Ömrünün son yedi yılında Neşet Ertaş'ın bütün belgelerini orası hazırlıyor. Neşet Ertaş hiç 41 kiloya düşmedi. Mesane kanseriydi.
"ÇILGIN PARALAR TEKLİF ETTİĞİMİ SÖYLÜYOR"
Filmin yapım sürecinde Neşet Ertaş'ın çocuklarıyla iletişime geçtiğini belirten Uslu, "Döne Ertaş, dört defa benimle görüştü ve her konuda anlaştık. Detayını vermeyeceğim. Eylül'ün 20'sinde biz bir masaya oturacaktık, Hüseyin Ertaş ise Almanya'dan gelecekti anma törenleri için. Son dakikada benden Erol Parlak Hoca'yı bu projenin dışında bırakmamı istediler, kabul etmedim. Kibarca reddettim. 'Yola çıktığım kimseyi satmadım, satmam' dedim. Şimdi size soruyorum, o zaman 'Vasiyet' yok muydu? Bayram Bilge Tokel benimle üç kere görüştüğünü, uçakla Ankara'dan İstanbul'a geldiğini söylüyor. Ona çılgın paralar teklif ettiğimi söylüyor. Madem böyle bir vasiyet var neden bana 'Bu işin peşini bırak, vasiyet var' diyemiyorsun? Duygusal done lazımdı onlara, bu vasiyeti öne sürdüler. Tamamen Erol Parlak olayından sonra, yolumdan dönmeyeceğimi söyledikten sonra oldu" yorumunda bulundu.
"SANKİ KANUN TANIMAZ İNSANLARIZ"
Hukuki sürece de değinen Uslu, "Biz Büyük Usta Neşet Ertaş'ı asla incitecek bir şey yapmadık. Ona yakışan bir film yaptık. Bu filmi hiç kimse durduramaz, hiç kimse engelleyemez. Bu lafı ben demiyorum Yüksek Mahkeme diyor. Türkiye Cumhuriyeti adına Yüksek Mahkeme diyor ki, bu filmi engelleyemezsin, sansüre girer, bilirkişiler seyretmeden içinde 'Kişilik Hakları İhlali' olup olmadığını anlamadan engellersen, sansüre girersin diyor. Yıl 2022, bir filme bir sanat eserine sansür uygulanmaya çalışılıyor. Yüksek Mahkeme'nin kararı burada; bu film kesinlikle bilirkişiler tarafından seyredilip, incelenmeden hakkında tedbir kararı verilirse, sansür diye geçiyor kararda. Maalesef karşı tarafın müzik şirketinin kiraladığı avukatları sürekli basın ve sosyal medya yoluyla mahkemenin devam etmesine rağmen bizim vizyona hazırlandığımız gibi bir algıda bulunuyorlar. Sanki biz, aymaz, kanun tanımaz insanlarız. Niye söyleyemiyorsunuz? Mahkemelerin hepsi bizim lehimize devam ediyor. Senin saçma sapan taleplerin reddedilerek devam ediliyor. Çocukları, Erol Parlak'ı çocukça kıskançlık sebebiyle istemedi. Erol Hoca'nın, Neşet Ertaş ile baba oğul ilişkisi doğmuş aralarında. Ailenin tabi ki maddi bir talebi oldu. Bu gerçekleşseydi dava süreci olmayacaktı. 'Erol'u oradan gönder' dediklerinde Döne Ertaş'ı dinleseydim, her şey yolunda gidecekti fakat ben kendi mesleğime ihanet etmiş olacaktım" dedi.