Mersin’de, bipolar bozukluk ve epilepsi hastalıkları nedeniyle ‘ağır engelli’ raporu bulunan Ali Küçük, pislik içinde, ağır kokuların sardığı, yıkık dökük virane evde tek başına yaşam savaşı veriyor. Elektriği, suyu olmayan evde 2 aydır banyo yapamadığını belirten Küçük, evinin onarılması için devlet yetkililerinden destek bekliyor.
Mersin’in merkez Toroslar ilçesi Çukurova Mahallesi2nde, bakımsızlıktan dökülen evinde yalnız yaşayan 43 yaşındaki ağır engelli Ali Küçük, hayata tutunabilmek için destek bekliyor. Yıllardır bipolar bozukluk nedeniyle hastanelerin psikiyatri servislerinde tedavi gören, epilepsi hastalığı nedeniyle ayda 2-3 kez nöbet geçiren Küçük’e, 11 Nisan 2013 tarihinde Toros Devlet Hastanesi Özürlü Sağlık Kurulu tarafından ‘ağır engelli’ raporu verildi. 2009’da babasını kaybeden Küçük, o tarihten bu yana artık yıkılma noktasına gelen evinde yalnız yaşıyor.
Pislik içinde, elektriksiz, susuz evde yaşam savaşı
Engelli Küçük, tek katlı, tüm odalarının tavanı dökülen ve artık inşaat demirleri ortaya çıkan bir evde yaşamaya çalışıyor. Yıkılma tehlikesi de bulunan ev çöpten ve pislikten geçilmezken, Küçük’ün eşyası da tek odaya sığdırılmış bir yatak ve koltuktan oluşuyor. Tavandan beton parçalarının sarktığı, elektriksiz ve susuz evde, haftanın 5 günü belediyenin getirdiği öğle yemeğiyle ayakta durmaya çalışan Ali Küçük, evinin onarılmasını istiyor.
“Yüzde 82 engelliyim, çalışamıyorum”
Evini ve yaşadıklarını İHA muhabirine anlatan Küçük, babası öldüğünden bu yana bu evde yalnız yaşadığını söyledi. Rahatsızlıkları nedeniyle çalışamadığını belirten Küçük, evinin onarılması için yıllardır birçok yere başvurduğunu, ancak bir sonuç alamadığını ifade etti. Yaşadıklarını anlatırken zaman zaman duygulanan Küçük, “Sıkıntı çok büyük. Yüzde 82 engelliyim, epilepsi hastasıyım, bipolar bozukluk tanım var. Çalışamıyorum. Rahmetli babamın maaşına bağlanmaya çalışıyorum. O da ‘2-2,5 ayı bulur’ diyorlar. Ne yapacağımı bilmiyorum” dedi.
“Düzenli yemek yiyemediğim için ilaçlarımı düzensiz kullanıyorum”
Belediyenin, cumartesi ve pazar hariç haftanın 5 günü getirdiği öğle yemeği ile karnını doyurduğunu dile getiren Küçük, “Diğer günler de kebapçıdan, bakkaldan ekmek, domates istiyorum. Hırsızlık yapmıyorum, çalmıyorum, gidiyorum insan gibi istiyorum. Onlar da insan gibi veriyorlar. Allah razı olsun onlardan. Bu evin yapılmasını istiyorum. Günlük karnımı doyurmak istiyorum. Aç yatıp aç kalkıyorum. Yatağın altı ilaç dolu ama ilaçlarımı düzensiz kullanıyorum. Raporumda da bu yazıyor. Düzensiz kullanırım tabi, çünkü ben düzenli yemek yiyemiyorum” diye konuştu.
“Ailem beni ölüme bıraktı. Bana ‘deli’ diyorlar. Ben deli değilim”
Annesi ve iki ablasının kendisini yalnız bıraktıklarını, bu yüzden yıllardır onlarla konuşmadığını ve konuşmak da istemediğini anlatan Küçük, “Beni bu şekilde ölüme bıraktılar. Bana diyorlar ki ‘Sen öl; öldüğün zaman 3 metre kefenin benden’. Engelli olduğum için beni istemiyorlar. Bu raporu aldım diye ‘deli’ diyorlar. Deli miyim ben? Deliye benzer bir halim var mı benim? Sadece rahatsızım. Rahatsızlığımı kabul ediyorum ama deli değilim. Annem sağ ama benim için öldü. 11 senedir beni arayıp sormuyor. Beni arayıp sormayan anneye ben anne diyemem” ifadelerini kullandı.
Evde rahatsızlandığında Aile, Çalışma ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı Alo 183 Çağrı Merkezini aradığını, polis ve ambulansla hastaneye götürülerek psikiyatri servisine yatırıldığını kaydeden Küçük, artık bundan bıktığını da vurguladı.
“Cumhurbaşkanımızdan yardım istiyorum”
Şu anda böyle bir evde yaşamaya çalıştığını belirten Küçük, evinin onarılması için yardım isteyerek, şunları söyledi:
“Elektriğim, suyum yok. Hiçbir şey yok. Elektriğimin suyumun bir an önce bağlanmasını istiyorum. İki aydır banyo yapamıyorum, çünkü suyum yok. Devlet büyüklerinden yardım bekliyorum. Evimin yapılmasını, bir an önce oturulur vaziyette olmasını istiyorum. Yemek istiyorum, maaşımın bir an önce bağlanmasını istiyorum. Berbat durumdayım. Cumhurbaşkanımızdan yardım istiyorum. Allah rızası için yardım etsin bana.”