Yalova'nın Altınova ilçesi Hersek bölgesinde Bizans döneminde inşa edildiği bilinen, depremler nedeniyle su altında kaldığı tahmin edilen kaleyle ilgili "Yalova Kıyıları Antik Liman ve Sualtı Yüzey Araştırması" sürdürülüyor.
Kültür ve Turizm Bakanlığının izni, Türk Tarih Kurumunun desteği ve Altınova Belediyesinin sponsorluğunda Bursa Uludağ Üniversitesi (BUÜ) Fen-Edebiyat Fakültesi Arkeoloji Bölümü Sualtı Arkeolojisi Ana Bilim Dalı Öğretim Üyesi Dr. Serkan Gündüz başkanlığındaki ekibin çalışmalarında önemli bulgulara ulaşıldı.
Çalışmalara ilişkin AA muhabirine bilgi veren Gündüz, Kuzey Anadolu Fay Hattı'nın etkili olduğu bölgedeki su altı araştırmalarının yaşanan depremlere ve kıyı değişimlerine ışık tuttuğunu söyledi.
Yüzey araştırmalarında, Altınova kıyı şeridinde iki ayrı noktada su altında arkeolojik buluntular belirlendiğini hatırlatan Gündüz, "Evliya Çelebi'nin de bahsettiği bir iskele ve deniz feneri olduğu düşünülen yapı kalıntısının yanı sıra su altında bir de yapı grubu tespit edilmiştir. Yazılı kaynaklardan, Bizans döneminden Osmanlı'nın son dönemine kadar kullanıldığını öğrendiğimiz iskele ve deniz feneri, bölgenin Osmanlı dönemindeki önemine ışık tutmaktadır. Evliya Çelebi de Seyahatname'sinde bu iskeleden karaya indiğini belirtmektedir." dedi.
Gündüz, bölgede tespit edilen bir diğer su altı kültür mirasının ise Limnae Antik Kenti olduğunun düşünüldüğünü anlattı.
Araştırmalarında, 4. yüzyıldan 12. yüzyıla kadar farklı dönemlere tarihlenen buluntulara ulaşıldığını bildiren Gündüz, şöyle devam etti:
"Kibatos Kalesi, İmparator Alexius'un Nikomedia Körfezi'ne inşa ettirdiği küçük bir kaledir. Bu kalenin Hasting Savaşı'ndan sonra Bizans İmparatorluğu'na göç eden Saxon askeri için yapılan Kibatos Kalesi olduğu birçok araştırmacı tarafından desteklenmektedir. Latin kroniklerince Civetot, Anna Komnena'ya göre Kibatos olarak adlandırılan bu kale tarihte önemli olaylara sahne olmuştur. Bunlardan en önemlisi Türk tarihinde çok bilinmeyen fakat Anadolu Selçuklu Devleti'nin Haçlılara karşı kazandığı ilk muharebedir. 1096 yılında Civetot Kalesi ve etrafına yerleşen Haçlı Ordusu, Anadolu Selçuklularına yenilir. 1. Haçlı Seferi'nden sonra burada şehit olanların anısına bir şehitlik inşa edilmiş ve merkezi Fransa'da bulunan Kluni tarikatına bağlı manastır olarak kullanılmaya başlanmıştır."
"UNESCO DÜNYA KÜLTÜR MİRASI LİSTESİ'NE ALINABİLİR"
Gündüz, surları inşa edilerek kaleye çevrilmeye çalışılan manastırın, 1204'te İstanbul'un Latinler tarafından işgali üzerine Latin şövalyelere tahsis edildiğini bildirdi.
Sur yapıları tamamlanmamışken, Latinler ve Bizanslılar arasında yaşanan deniz muharebesinde tahribata uğrayan kaledeki değerli eşyaların İstanbul'a taşındığını anlatan Gündüz, "Tam olarak batış tarihi bilinmese de Kuzey Anadolu Fay Hattı'nda gerçekleşmiş şiddetli bir deprem sonucunda sular altında kaldığı düşünülmektedir. Yapılacak çalışmalar, bu kalıntılar ile Civetot Kalesi'nin bağlantısının daha net ortaya konulması için oldukça önemlidir." ifadelerini kullandı.
Dr. Serkan Gündüz, bu kalenin, Klunilerin Avrupa kültür mirası için büyük öneme sahip olduğunu vurguladı.
Gündüz, sözlerini şöyle tamamladı:
"2018'den beri Avrupa Kluni Sitleri Federasyonu, Kluni'ye ait kültürel ve doğal alanları UNESCO'nun Dünya Mirası Listesi'ne dahil etmek için yoğun çalışmalar yürütmektedir. Kluni tarikatının kültürel mirası İngiltere, Fransa gibi Batı Avrupa'da yoğunlaşmaktadır. 1800 farklı merkeze sahip Kluni tarikatının Balkanlar'da ve Türkiye'de bilinen tek kültür mirası Kibatos manastırıdır. Avrupa ile Anadolu arasında bir kültür köprüsü oluşturması bakımından önemlidir. Yapılacak kazı çalışmalarıyla su altında tespit edilen kültür varlıklarının Civetot manastırına ait olduğu tescillendikten sonra Kluni merkezleri kültür rotası içinde yerini alarak bölge turizmine katkı sağlayacaktır."
"ÇALIŞMALAR SÜRDÜKÇE BİZLERE DAHA FAZLA BİLGİ VE BELGE SUNACAKTIR"
Altınova Belediye Başkanı Metin Oral da bölgede yürütülen çalışmalarda önemli bir aşamaya gelindiğini belirtti.
İlçenin önemli bir kültür mirasına ev sahipliği yaptığına değinen Oral, şunları kaydetti:
"Bölgemizde üç önemli kalemiz var. Biri Çobankale kalemiz. Burada çalışmalarımız devam ediyor. Diğeri Helenapolis Antik Kenti içindeki kalemiz. Üçüncü kalemiz ise aranıyordu, onu da bulmuş olduk. Önümüzdeki süreçte çalışmalar sürdükçe bizlere daha fazla bilgi ve belge sunacaktır. Gelecekte burası belki bir sanal müze olabilir veya yüzeyden görünebildiği için belki dalış olabilir. Bunlar tabii biraz daha bilgiler ortaya çıktıktan, yol alındıktan sonra olabilir."