Hurda ve külçe altınlar, zorlu çalışmalar sonucunda
bilezik ve diğer ziynet eşyalarına dönüşüyor. 950 derecelik ocaklarda eritilen altınlar, makineler ve el yardımıyla işlenerek kuyumcuların vitrinlerini süslüyor.Ordu’da kuyumcu imalatçılarının ham halde olarak aldıkları altınlar, yapılan zorlu çalışmaların ardından işlenerek bilezik ve ziynet eşyaları haline geliyor.Dünyanın en değerli madenlerinden olan, Türkiye'de de
takı denilince ilk akla ilk gelen 'altının' fiyatı kadar
tasarımı ve işlemeleri de önem arz ediyor. Ham halde bulunan
altın zorlu bir çalışmanın ardından deneyimli ustaların elinde şekillenip bilezik, kolye, küpe ve yüzüğe dönüşürken, kuyumcu vitrinlerinden geçerek vatandaşlara ulaşıyor. Yaklaşık 950 derecelik ocakta eritilen altınlar, daha sonrasında makineler ve el işçiliğinin birleşmesiyle birlikte ziynet eşyaları haline geliyor. Desenine ve boyutuna göre bir bileziğin üretilmesi ise 2 saat sürebiliyor.Ordu’da 20 yıldır altın işleyen Recep Ateş isimli usta yaptığı özel işlemeli bilezik, kolye ve yüzükler ile mesleğini devam ettirmenin yanında müşterilerin de beğenisini kazanıyor. Külçe ve hurda altının işlenme sürecini anlatan Ateş, "Müşteriden talep edilen siparişleri
külçe altın veya hurda altın olarak alıyoruz, burada onlar işlemeye devam ediyoruz. Altınları, eritme işlemimiz ile başlayıp, baskı işlemi ile devam ediyoruz. Birleştirme işlemiyle birlikte kaynak haline geliyor. Ardından doğrultma hali ve ondan sonra hangi modeli sunacaksak, onu bilgisayar programı üzerinden girip belirli bir gramajda çıkartıyoruz ve müşterilerimize sunuyoruz” dedi.Bu mesleği yapmanın en önemli altın kuralının işini sevmek olduğunu belirten Ateş, tek zorluğunun ise konsantrasyonu güzel sağlayarak, farklı bir düşünceyi akıldan geçirmemek olduğunu da sözlerine ekledi.