Alınan bilgiye göre, sahte içki tüketimine bağlı nedenlerle 83 kişi kentteki çeşitli hastanelere başvurdu. Metanol zehirlenmesi yaşayan hastalardan 30'u yaşamını yitirirken tedavisi tamamlanan 4 kişi taburcu edildi.
31 kişinin tedavisi yoğun bakımda, 18 kişinin ise normal serviste devam ediyor.
OLAY
Kent genelinde sahte içkiden zehirlenerek hastaneye kaldırılan 65 kişiden 19’u yapılan müdahalelere rağmen kurtarılamamış, 3 kişi ise tedavilerinin ardından taburcu edilmişti.
SAHTE İÇKİNİN SATILDIĞI AN
Öte yandan Fatih'te, bir tekel bayisinden sahte içki aldıktan sonra rahatsızlanıp kaldırıldığı hastanede hayatını kaybeden kişinin iş yerinden alışveriş yaptığı anlar güvenlik kamerasınca kaydedildi.
İlçedeki tekel bayisinden içki alan Yıldız T. bir süre sonra rahatsızlanarak hastaneye kaldırıldı. Bu kişi, hastanede tüm müdahalelere rağmen kurtarılamadı.
Olayı araştıran polis ekipleri, Yıldız T'nin ölüm nedeninin sahte içki olduğunun ortaya çıkması üzerine operasyon düzenledi. Yıldız T'nin alışveriş yaptığı tekel bayii kapatılırken şüpheliler Mehmet K. ve Aydın A. gözaltına alındı. Şüphelilerin emniyetteki işlemleri devam ediyor. Ölen kişinin tekel bayisinden alışveriş yaptığı anlar güvenlik kamerasınca kaydedildi.
METİL ALKOL ZEHİRLENMESİNE KARŞI BANDROLLÜ ÜRÜNLERDE DE SAHTECİLİĞE DİKKAT EDİLMELİ
Uzmanlar, sahte içki olarak da bilinen metil alkolün çok az miktarının bile ciddi sağlık sorunlarına hatta ölüme neden olabileceğini belirterek, merdiven altında üretilenlerin yanı sıra bandrollü ürünlere karşı da dikkatli olunması konusunda uyardı.
İstanbul'da sahte içkiden ölenlerin artmasıyla, sahte içki üretiminde kullanılan metil alkolün ölüme kadar varabilen zararlarını yeniden gündeme getirdi.
Uzmanlar, birçok kişinin hayatını kaybetmesine yol açan metil alkolün zararlarına ilişkin soruları yanıtladı. Bezmialem Vakıf Üniversitesi Tıp Fakültesi Acil Tıp Ana Bilim Dalı Öğretim Üyesi ve Acil Tıp Uzmanları Derneği (ATUDER) Başkanı Prof. Dr. Başar Cander, özellikle İstanbul'daki hastanelerin acil servislerine bu konuda ciddi başvuru olduğunu, ölüm oranlarının artmasını beklediklerini söyledi.
Sahte içkinin piyasaya sürüldüğünü, bunun kullanımıyla ilgili bir salgınla karşı karşıya olunduğuna dikkati çeken Cander, bununla mücadele etmek için piyasanın kontrol altına alınması gerektiğini kaydetti.
Etil alkolün içkide, metil alkolün ise sanayide kullanıldığını anlatan Cander, "Normal içkide metil alkol olmaz, zaten zehirli madde bu. Ama iki nedenden oluyor. Bir, ucuz ve yaygın bulunduğu için etil alkol yerine kısmen metil alkol koyuyorlar, tabii tamamen metil alkol koymuyor, etil alkolle karıştırmış oluyor. Ya da evde üretimlerde yanlışlıkla etil alkol yerine metil alkol üremiş oluyor. Bir de bilerek yapanlar var. Bilerek yapanlar, metil alkol ucuz ve yaygın temin edildiği için etil alkol yerine onu kullanıyor. Dolayısıyla metil alkol ve metanol dediğimiz ikisi aynı şey, bunlar insan içtiği zaman zehir. Metil alkolün küçük bir seviyesi dahi çok ciddi zehirlenmelere sebep olabilir." diye konuştu.
"GEÇ DÖNEMDE MULTİ ORGAN YETMEZLİĞİ OLUYOR, VÜCUT İFLAS EDİYOR"
Prof. Dr. Cander, metil alkolden zehirlenme sürecinin 3 safhası olduğuna işaret ederek, şu bilgileri paylaştı:
"Birinci safha dediğimiz erken dönem 6-8 saate kadar sürebilir ama tabii rakamlar net değil. Bu dönemde anlamak neredeyse mümkün değil. Nasıl anlaşılabilir? Farklı tat olma ihtimali veya farklı şey hissedebilir ve de farklı yerden alkol aldığını düşünebilir. Bize gelen hastaların hemen hepsi bu dönemi atlatmış gelir çünkü o dönemde bir şey anlaşılmıyor. Sonra ikinci dönem başlıyor, ona da 'sessiz dönem' diyoruz. Burada artık bulantı, kusma, baş dönmesi ama en önemlisi görme bozuklukları oluyor. Metil alkolün metaboliti gözün sinirini tutuyor. Optik siniri tuttuğu için burada artık ışığı görünce korkma, çift görme, bulanık görme, tam körlük gibi bütün göz bulguları görülebilir. Zaten bu bize tanı koyduran en önemli şey. Bulantı kusması olan insan eğer alkol sonrasında bunu söylüyorsa hemen teyakkuza geçiyoruz. Ama eğer göz bulgusu varsa o zaten tanıya götürüyor. Göz bulgusu, en önemli tanı araçlarından biri. Mesela alkol almış, ondan sonra bulantı, kusma, göz bulgusu oldu, hemen acil servise gitmesi lazım."
Cander, metil alkol alındığında 90'ıncı dakikada bunun kana karıştığını, emiliminin çok hızlı olduğunu, bulantı, kusma, görme bozuklukları gibi bulguların ise ikinci günden sonra ortaya çıktığını aktardı.
Zehirlenmede geç dönemin kişiye göre değişmekle birlikte 20 ila 30'uncu saatten sonra başladığına dikkati çeken Cander, "Geç dönemde metil alkolün metaboliti olan asit o kadar kana karışıyor ki artık kanda asidoz dediğimiz bir tablo oluyor ve bütün organlara etki ediyor. Şuur kapanmaya başlıyor. Kalp, akciğer, böbrek, karaciğer yetmezliği oluyor. Bu multi organ yetmezliği dediğimiz bir tablo. Bu hastalarda pankreatit dahi görülüyor. Bütün vücut iflas ediyor." dedi.
"ÇOK AZ MİKTAR BİLE ÖLDÜRÜCÜ OLABİLİYOR"
Prof. Dr. Başar Cander, sahte içkideki etil alkol ile metil alkol oranının önemini vurgulayarak, şöyle devam etti:
"Etil alkol ile metil alkolü karıştırıp kullandı, ne kadar metil alkol kullandı, o belirleyici oluyor. Metil alkol miktarı normalde 1 mililitre bölü kilogram. Yani mesela 70 kilogram olan bir insan için 70 mililitre aldıysa o ölüme götürebiliyor ama bu kesin rakam değil. Bir mililitrenin altında yani 10'da birini de alsa, bu da 70 kilogramda 7 mililitre eder. Bunda bile ölüm gerçekleşebiliyor. Bu, vücudun direnç mekanizmasıyla da etil alkol karışımıyla da ilgili. Dolayısıyla burada 'Şu kadarı şunu yapar'dan ziyade 'Çok az miktar bile öldürücü ve zehirli olabiliyor.' şeklinde bir ifade daha doğru olur."
Sahte bandrollü içkilere karşı uyarıda bulunan Cander, "Bize gelen hastalarda bandrollü olduğu halde zehirlenenler olmuş. Bu konuda çok dikkatli olunması lazım. Bizce tıbben en güvenli doz, sıfır dozdur. Alkol tabii ki tüketilmemeli ama eğer alkol vazgeçilmez şekilde tüketiliyorsa bunun çok resmi kanallardan temin edilmesi gerekiyor. Çünkü anladığımız kadarıyla bandrollü de olan piyasaya sevk edilmiş ürünler var ve bu yüzden bu kadar yaygınlaştı." şeklinde konuştu.
"ZEHİRLENME BELİRTİSİ OLURSA BİR AN ÖNCE TIP MERKEZLERİNE BAŞVURMALARI GEREKİYOR"
İstanbul Üniversitesi (İÜ) İstanbul Tıp Fakültesi Tıbbi Farmakoloji Ana Bilim Dalı Öğretim Üyesi Prof. Dr. Ali Yağız Üresin de bütün gıda malzemelerinin içinde farklı ve uygunsuz katkılar olduğunu, bunlara bağlı zehirlenmeler olabileceğini ama alkolün üretilişi sırasında özel durumun ortaya çıktığını anlattı.
Alkolün üretilişi sırasında etanol değil de metanol ortaya çıkarsa körlük ve ölüme de giden başka sonuçlara yol açabildiğine dikkati çeken Üresin, belirti vermeden önce bunu öngörmenin zor olduğunu, bu durumun da olayı tehlikeli hale getirdiğini söyledi.
Metil alkol zehirlenmesi belirtileri olduğunda acil servise başvurulması gerektiğini belirten Üresin, tedavi sürecine ilişkin şunları paylaştı:
"Destek tedavisi dışında yine alkolün özelliklerine özgü bir şey var. Etanol ile metanol aynı enzimler tarafından vücutta metabolize ediliyor. Bu hekimlere tıbbi uygulamaya bir fırsat yaratıyor çünkü metanolün kendisi zehirli değil, enzimler tarafından dönüştürüldüğü hali zehirli. Etanol metabolize olduğu zaman ortaya çıkan maddeler zehirli de değil, metanol metabolize olduğu zaman ortaya çıkan maddeler zehirli. Bunun getirdiği fırsat ikisi de aynı enzim tarafından metabolize olduğu için bu enzimi doyurmak, yani aktivitesini yavaşlatmak mümkün. O aktivite yavaşlatıldığı zaman metanolün o zehirli metabolitlere dönüşmesi engelleniyor. Yani bu anlaşılıp da zamanında acile giderse kişi, bu tedavi açısından önemli fırsat doğuruyor. Aynı kişi fomepizol diye bir özel ilaç vardır, burada o enzimi inhibe etmek için ama elinde o yoksa acilde normal etanol de hastaya verilebiliyor. Bazı hastalar onu yadırgıyorlar. Gerçek etanol verildiği zaman metanolü de aynı enzimler metabolize ettiği için onu bloke ediyor. Böylece etanol, metanolün yaptığı zehirlenmeyi engelleyebiliyor ama bunun için hekime zamanında başvurmak ve bu müdahalenin yapılması gerekiyor."
Prof. Dr. Üresin, alkolün zararlı olduğunu, kullanıp kullanmamanın kişinin kendi tercihine kaldığını ancak kısıtlı tutulması gerektiğini vurgulayarak, "İçki, resmi onaylı yerlerden temin edilmediğinde sahte olma ihtimali en fazla olan ürünlerden biri. Bandrollü ve güvenilir yerlerdekileri içmek gerekiyor ama orada da tabii ki sahtekarlık olabiliyor. Kaynağı belli olmayan alkolün kullanılmaması gerekiyor. Eğer zehirlenme belirtisi olursa da bir an önce tıp merkezlerine başvurmaları gerekiyor. Orada zamanında yakalanırsa yapılabilecek şey var, oldukça da etkili ve zor bir şey de değil." ifadelerini kullandı.