İsrail'in Gazze'ye yönelik saldırılarında öldürülenlerin sayısı 24 bine yaklaşırken en az 60 bin kişi de yaralandı. Binlerce kayıp var. 1 milyon 900 bin kişinin yerinden edindiği belirtiliyor. Ama İsrail bu acı tabloya, tüm tepkilere, çağrılara rağmen 'Hukuki süreç de bizi durduramayacak' diyor.
Peki olaylar nereye varır? Bölgesel çatışma riski hangi boyutta?
"İSRAİL'İN YÖNETİLEMEME PROBLEMİ VAR"
Milliyet Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Özay Şendir, CNN TÜRK canlı yayınında Büşra Arslantaş'a son gelişmeleri değerlendirdi. Şendir'in açıklamaları şöyle;
İsrail kamuoyunda yapılan anketler şu savaş bittikten sonra Netanyahu’nun görevde kalmasını isteyenlerin oranı yüzde 15. Dolayısıyla Netanyahu’nun bir son kullanma tarihi var, o son kullanma tarihini geciktirmeye çalışıyor.
Netanyahu’nun sertlik politikasını destekleyenlerin oranı yüzde 50’den fazla. Cumartesi günü Kabine’de müthiş bir kavga oldu. Cumartesi gecesi savaş kabinesi toplantısı vardı. Savunma Bakanı Galant yanında genel kurmay başkanı ve askeri yetkililerle geldi dediler ki genelkurmay başkanı toplantıya giremez. Galant sinirlendi, 1 saat sonra geri döndü, hakikaten tek başına girdi. İsrail’in bir yönetilememe problemi var.
Uluslararası Adalet Divanı ülkelerle ilgili karar verir, uluslararası savaş suçları mahkemesi bireylerle ilgili karar verir. Uluslararası adalet divanının alacağı karar ilk başta bu davayı esastan görüşmeye gerek olup olmadığına karar verecek, esastan görüşmeye başlaması bile İsrail için müthiş bir prestij kaybı. Bu dava sembolik sonuçları olsa bile önemlidir. Niye? Uluslararası Adalet Divanı, 15 tane BM ve Güvenlik Konseyi tarafından atanmış 15 yargıç tarafından yönetiliyor. Verdikleri kararlar tekrar BM’ye gidiyor. O bölgeye bir barış gücü göndermesi kararı BM’den çıkmayacaktır. Genel Kurul’a geldikten sonra İsrail oylamada suçlu bulunursa ülkelerin İsrail’e yönelik yaptırım, limanların kapatılması, İsrail vatandaşlarının ülkeye girişinin engellenmesi gibi hukuki prosedürler olabilir. Bu da çok vakit alan bir süreç.
"İSRAİL'E DESTEK VEREN ÜLKELERİ DE ZOR DURUMDA BIRAKACAK"
Bunun esastan görüşülmeye başlanmasının kabul edilmesi bile sadece İsrail’in değil, İsrail’e destek veren ABD gibi ülkeleri de prestij açısından zor durumda bırakacaktır. Önemli bir mahkeme buradan Netanyahu’ya ceza çıkar mı? Çıkmaz ama Netanyahu zaten hapise girecek. Netanyahu ile ilgili yargılamalar bu ayın sonunda başlıyor.
NETANYAHU PLANI: ÖNCE KATLİAM, SONRA HAPİS
Bedava seyahat, rüşvet davasının en basit tarafı. Dolayısıyla İsrail Devleti şöyle bir stratejiye gidiyor; Bütün katliamı yapacaklar sonra da Netanyahu’yu hapse atarak ellerini yıkama gibi bir işe evrilmiş durumda. Nasıl çıkarlar bu işin içerisinde bilemiyorum. İçinden çıkamayınca şiddetin dozunu artırıyorlar.
ABBAS YÖNETİMİNİN TUTUMUNU NASIL YORUMLUYORSUNUZ?
Abbas yönetiminin tutumu yok, seçim yapıyor mu? Yapmıyor. Filistin Özerk Yönetimi ile ilgili yolsuzluk iddiaları var. İsrail’in tanıdığı avantajlarla çok rahat bir yaşam sürdüklerine dair iddialar var, seçim yapmıyorlar. Filistin tabanının desteğini kaybetmiş bir yönetimden bahsediyoruz.
"NETANYAHU GİBİ ABBAS'IN DA SON KULLANMA TARİHİ YAKLAŞIYOR"
Uluslararası tanınma meselesi şöyle olacak? Hamas adıyla bir uluslararası süreç işlemeyecek. Belki de Filistin Kurtuluş Örgütü ile Hamas’ın bir araya gelmesi ile ortaya çıkacak başka siyasi yapı bu meseleler oraya doğru ilerleyecek. Önümüzdeki dönemde bunu hep beraber göreceğiz. Tıpkı Netanyahu gibi Abbas’ın da son kullanma tarihi yaklaşıyor.ABD’deki Yahudi sermayesi öyle güçlü ki Biden özü itibarıyla Netanyahu’dan en hoşlanmayan adamdı. Batı Şeria’daki işgalcilerle ilgili Obama ilk iktidara geldiğinde İsrail’e parmak salladı, Biden’da yardımcısıydı. Netanyahu bunları istediği noktaya getirdi, o yüzden çok sevmez. Netanyahu hiç Beyaz Saray’a davet edilmedi. İktidara geldiği süre boyunca 11 ay boyunca bunu defalarca istedi. En son New York’ta BM Genel Kurulu’nda görüşme yapıldı. ABD’deki Yahudi lobisinin para gücü son derece önemli. Bundan istifade etmek istedi. ABD’nin bu noktada insani bakışının olmadığını biliyoruz.