Adalet Bakanlığı’nın 27 Aralık Cuma günü verdiği İmralı izninin hemen ardından DEM İstanbul Milletvekili Sırrı Süreyya Önder ve Van Milletvekili Pervin Buldan İmralı’ya giderek terör örgütü PKK elebaşı Abdullah Öcalan’la görüşmüştü.
DEM Parti tarafından duyurulan açıklamada, "Sürecin hassasiyeti nedeniyle, belli bir olgunluğa ulaşana kadar basına bilgilendirme yapamayacağız. Bu karar bir şeyleri saklamak anlamına gelmiyor; aksine yürüteceğimiz görüşmelere saygının bir gereği. Ancak tek bir cümle kurmak gerekirse, önceki süreçlerden çok daha umutlu olduğumuzu söyleyebiliriz. Yeni senede heyet olarak kapsamlı bir açıklama yapacağız" denildi.
“EHİLİM” İFADESİ DİKKAT ÇEKİCİ
CNN Türk Ankara Temsilcisi Dicle Canova da canlı yayında son kulis bilgilerini aktardı. Canova konuşmasında şu ifadeleri kullandı: “Yeni bir süreç mi başladı? Öcalan neden silah bırakılsın çağrısı yapmadı? NE beklenecek? Tüm bu soru işaretleri var. Ben biraz Cumhur İttifakı cephesinde nabız tuttum. Deniyor ki bu bir süreç değil, bir heyet veya masa kurulmayacak, pazarlık yapılmayacak. Anayasa değişikliği odaklı bir meseleden de bahsetmiyoruz.
Burada beklenen çağrı çok net. Terörsüz Türkiye için silahların bırakılması. İmralı’ya giden ekip diğer siyasi partileri de ziyaret edecek. Sonra o çağrının artık belli bir noktada, belli bir zaman aralığında İmralı’dan yapılması beklenebilir. Şu an için benim okumam odur ki DEM Parti’ye siyasi manevra alanı bırakılıyor.
Deniyor ki birileri demokrasi hukuk deniyorsa bunun bir numaralı kırmızı çizgisi teröre karşı olmaktır, özellikle de parlamento çatısı altında. Artık bu hattın netleşmesi bekleniyor. İmralı, Pervin Buldan ve Sırrı Süreyya Önder ile görüşmesinden sonra yaptığı açıklamada, “Pozitif anlamda gerekli katkıyı sunacak ehil ve kararlılığa sahibim” açıklamasını kullandı. Buradaki ehilim ifadesi dikkat çekici bu gayet dikkatli bir şekilde metne yerleştirilmiş bir kelime. Neden? Artık İmralı’nın etkisinin kalmadığı iddiaları vardı. Aslında onlara bir atıf bu. Ehilim diyor Abdullah Öcalan.
PKK terör örgütü içerisinde sesler yükseliyor. Orada İmralı sistemi üzerinden bizi dağıtmak istiyorlar diyen sözde örgüt yöneticilerinin olduğu biniyor. İmralı bir çağrı yaparsa o çağrıdan sonra ton farkı daha da belirginleşecek mi? Temel amaç burada kimin ne dediğinin netleşmesi, ortaya çıkması olarak izah ediliyor.
Milli güvenlik boyutu hiçbir tereddüt yok. Terörle mücadele sürüyor, sürmeye de devam edilecek, burada bir taviz verilemeyecek. İkinci ana unsur bölge Kürtlerini korumak. Suriye odaklı bölgede önemli girişimler yaşanıyor. Bölgede deniyor ki bir kasırga var ve kötü niyetli olanların tümü Kürtler üzerine hesap yapıyor. Türkiye’nin terörle mücadelesini Kürtlere karşı topyekün bir reddediş olarak algılatmaya çalışanlar var. PKK, PYD Kürtlerle özdeşleştirmeye çalışılıyor.
CUMHUR İTTİFAKI'NIN AMACI NE?
Cumhur İttifakının amacının bölge Kürtlerinin terörle özdeş ortamdan kurtarmak olarak nitelendiriliyor. Kürtlerle iyi bir derdi olan silahların bırakılması veya bırakılmaması noktasında safını belirleyecektir mesajları veriliyor.
Ana hedef örgütün lağvedilmesi olan bir süreç göreceğiz. Önemli ayaklarından biri Türkiye’de yaşayan Kürtler olacak. İleriki günlerde onlarla kader birliğinin sağlanması yönünde daha güçlü mesajlar görebileceğiz. Suriye’de Irak’ta bir şekilde emperyalizmin maşası olanlarla Türkiye’dekilerin kaderi belirlenemez deniyor. Bu mesaj öne çıkacaktır.
Bazı muhalefet liderlerinden eleştiriler gelmişti devlet İmralı’dan mı medet umuyor diye. Bunu da sordum muhataplarıma, “Niye medet umsun?” yanıtını aldım. Gerekli mücadele sürüyor, sürmeye de devam edecek deniyor. Biri çıkıp silah bırakılsın diyecekse yapsın buna karşı durulmaz deniyor. Kaldı ki devletin silahların bırakılmasını istemesinden daha doğal ne olabilir diye soruluyor.
İMRALI ÇAĞRI YAPARSA KARŞILIK BULUNUR MU?
İmralı çağrı yaparsa karşılık bulunur mu? Birebir ilerlenecek bir süreçten söz edilmiyor. Kendi içinde dinamikleri var. Dalgalanmalar olabilecektir. Mühim olanın çağrı etrafında bir şeylerin toparlanması olduğunun altı çiziliyor.