Yüzyılın felaketi olarak tanımlanan Kahramanmaraş merkezli depremlerin ardından ameliyathane hemşiresi olarak görev yaptıkları Yozgat Şehir Hastanesi’nden gönüllülük esasına göre Elbistan Devlet Hastanesine görevlendirilen Nurhayat Dalaslan, Leyla Duman ve Selma Altınok deprem bölgesinde yaşadıklarını anlattı.
ORADA BAŞLI BAŞINA HER ŞEY ÇOK DUYGUSALDI
Depremin ardından ulaşımdaki aksaklıklar nedeniyle 30 saat sonra Elbistan Devlet Hastanesine ulaşabildiklerini söyleyen Yozgat Şehir Hastanesi ameliyathanesinden sorumlu hemşire Nurhayat Dalaslan, “Orada başlı başına her şey çok duygusaldı. Farklı duygular yaşadık. Zaten Yozgat’tan kar ve tipi ile gittik. Ulaşmamız çok sıkıntılı oldu çünkü yollardan ulaşamadık, ambulanslar, itfaiyeler, buradan ailesini kurtarmaya giden vatandaşlar trafik çok yoğundu. Biz 30 saat gibi bir sürede ulaştık Elbistan ilçesine. Elbistan öncesinde Kahramanmaraş’a uğradık, burada hastaneler yıkıldığı için cerrahi ekip olarak gitmiştik biz. Bizi anında Elbistan Devlet Hastanesi’ne yönlendirdiler. Hemen ameliyatlara başladık, başka illerden de ekipler gelmişti. Orada çalışan meslektaşlarımızın yerine çalışmalara başladık. Onlar dinlendiler, orada biz cerrahi ekipler olarak ameliyatları elimize aldık ve diğer arkadaşlarla koordineli bir şekilde çalıştık. Ama 35 yıllık meslek hayatımızda yapmadığımız ampütasyonları yaptık. Depremzedeler çıkıyor, kiminin ayağı ezilmiş, kiminin kolu, beli kırılmış onları ameliyata aldık. Hiç unutmuyorum 16 yaşındaki bir çocuğumuzu almıştık, bir gün öncesinden kompartıman yapmıştık rahatlatalım, belki dolaşım olur diye. Ama ertesi gün o çocuğun iki bacağını birden kesmek zorunda kaldık. Bunlar çok dram dolu hikayeler” dedi.
Ameliyat sırasında artçı sarsıntıların olmasına rağmen operasyonları bırakmadan çalıştıklarını da anlatan hemşire Dalaslan, “Deprem bölgesi olduğu için hastane her yarım saatte bir sallanıyordu. Sürekli bir artçı depremler oluyordu. Biz yine de o durumun içinde depremi hiç düşünmüyorduk. Oradaki insanlar bize hayret ettiler. Siz bu ateşin içine nasıl geldiniz diye. Biz gönüllülük esasına göre gittik. Başka bir şey düşünmedik, ne canımızı düşündük ne başka bir şey. Yeter ki oradaki insanlarımıza faydamız olsun istedik. Ameliyat sırasında masalar sallanıyor, lambalar oynuyor ama biz onu düşünemiyoruz, aklımıza bile gelmiyor yeter ki o insanlara biraz faydamız olsun. Biz gönül rahatlığıyla o insanlara yardımcı olmak için geldik. 8 gün kaldık. Birçok ameliyata girdik. Sayısını hatırlamıyor ama enkazdan çıkanların biri gelip biri gidiyordu. 3 gün boyunca 24 saat hiç ameliyathaneden çıkmadan ara vermeden çalıştık” şeklinde konuştu.
YARDIMLARI DAĞITMAKLA BİTİREMEDİK
Depremin ardından yardım gelmedi söylentilerine de değinen Dalaslan, “Depremden sonra yardım gelmedi diyenler provoke yapıyor. Yardımlar çok fazlaydı. Yalnız yollarda ulaşım çok yoğundu. Biz bile ilk giden ekip olarak 30 saatte deprem bölgesine ulaştık. Zaten ondan sonra yardımlar yağdı. Biz dağıtmak ile bitiremedik. Provoke yapılmasın yardımlar o yüzden ilk gün yeterince ulaşamadı” ifadelerine yer verdi.
Ameliyathane hemşiresi Leyla Duman ise, “Orada hiç birimiz psikolojik tramvayı hissetmedik çünkü orada olmanın hissettirdiği vicdani bir rahatlık vardı içimizde. Çalışmalarımıza o duygu ile devam ettik. Ben diyordum burada kendimi iyi hissediyorum ancak dönüşte bunun acısı çıkacak diye. Gerçekten geldiğimizde bir hafta kendimizi toparlayamadık. Rabbim bir daha bu acıyı kimseye yaşatmasın” diye konuştu.