Koca yaz tatilini birlikte geçirmişlerdi. Her ikisi de 10 yaşındaydı ve Manchester United taraftarıydı. Birbirlerinin en iyi arkadaşıydılar, tüm vakitlerini birlikte geçiriyorlardı. İngiltere'nin doğusundaki Cambridgeshire'ın Soham kentinde yaşayan Holly Wells ve Jessica Chapman, 4 Ağustos 2002 günü yine bir araya gelmişti.
Yakın arkadaş olan aileleri bahçede barbekü keyfi yaparken onlar da Holly'nin odasında birlikte bilgisayar oyunları oynayıp müzik dinliyordu. Akşam 18.00 civarında ikili bir marketten tatlı atıştırmalıklar almak üzere ailelerine haber vermeden evden ayrıldı.
Akşam saat 20.00 olmuştu. İki küçük kız tam iki saat boyunca yanlarına uğramamıştı. Kızların evde olmadığını fark eden aileler derin bir endişeye kapıldı. Aileleri korkmakta haklıydı çünkü kızların başına korkunç bir olay gelmişti.
Wells ve Chapman'lar, tam iki saat boyunca kızlarının birlikte gitmiş olabileceği her yeri aramayı denedi. Aileleri bütün ihtimalleri tek tek eliyordu. Saat artık 21.55 olmuştu. Tekrar bir araya gelen aileler durumu polise bildirmeye karar verdi.
Polis kayıp çocukları bulmak için yoğun bir araştırma başlattı. İki küçük kızı bulmak için 400'den fazla polis memuru tam zamanlı olarak görevlendirildi. Kızların, üzerlerinde Manchester United formalarının olduğu fotoğraf çevredeki pek çok bölgeye dağıtıldı.
Polis ise bu esnada geçmişinde cinsel taciz suçu bulunan herkesi sorgulamaya başladı. Bir yandan da kızların bilgisayarları inceleme altına alınarak internet yazışmaları incelendi. Ancak sonuç olumsuzdu.
Holly ve Jessica'nın kaybolması gitgide ülke çapında duyulmaya başlanmıştı artık. Konu günlerce televizyon kanallarında ve gazetelerde detaylarıyla işlenmeye başlamıştı. Tüm ülke Manchester United taraftarı iki küçük çocukluk arkadaşının bulunması için adeta seferber olmuştu.
Ailelerin komşuları ya da onlara yakın bölgede oturanlar sık sık televizyon kanallarına ve gazetelere demeçler veriyor, herkes kızların sağ salim bulunması için bildikleri tüm detayları basınla paylaşıyordu. Üstelik basına konuşanlardan biri de küçük kızların katiliydi.
Holly ve Jessica'nın kaybolmasından derin bir üzüntü duyan dikkatli bir haber okuyucusu herkesin gözünden kaçan bir detayı yakalamıştı.
Polise telefon açan bu kişi, olayla ilgili basına konuşan kişilerden birini Grimsby'de tanıdığını ve katilin o kişi olabileceğini düşündüğünü söyledi. Polis büyük bir şaşkınlık içindeydi. Okuyucunun yakaladığı detay katilin bulunmasını hızlandıracak önemli bir ipucuydu.
Polisi uyaran kişinin dikkat çektiği isim için ise özel bir ekip kuruldu. Bu isim bir okulda bekçilik yapan Ian Huntley'di. Huntley, televizyon röportajlarında göründü, gazetelere konuştu. Ancak bu esnada çok önemli bir hata yaptı.
Çünkü konuştuğu muhabirlere yaşadığı yer hakkında tutarsız açıklamalar yaptı. Üstelik Huntley, daha önce de polisin üstünde durduğu bir isimdi ancak kızları son gören kişilerden biri olması nedeniyle tanık olarak dinlenmişti. Fakat polis bu kez baş şüpheli olarak onu görmeye başladı.
Yapılan incelemeler ve polise telefon açan Grimsby'de yaşayan kişinin anlattıkları dehşet veren bir detayı ortaya çıkardı. Daha önce farklı bir yerde yaşayan Huntley, Cambridgeshire'a taşınmadan önce Immingham ve Grimsby'de küçük kızlara cinsel saldırı suçundan ötürü birçok kez polis tarafından soruşturulmuş, hatta bu cinsel istismar suçundan hüküm giymişti.
Bu olaydan birkaç gün sonra ise Keith Pryer adındaki bir av bekçisi, Soham'a 16 kilometre uzaklıktaki bir buçuk metre derinliğindeki bir su hendeğinde iki cesetle karşılaştığını polise bildirdi.
Olay yerinde inceleme başlatan ekipler, ilk bulgularda iki kurbanın başka bir yerde öldürülüp cesetlerinin su hendeğine atıldığını ortaya çıkardı. Bu iki cansız beden Holly ve Jessica'ya aitti.
Ian Huntley'den şüphelenen polis, bir hangarda yaptığı incelemelerde kızların Manchester United formalarını kesilmiş bir halde buldu. Formadaki parmak izleri ile okul bekçisinin evindeki kıyafetler karşılaştırıldı. Sonuç tam da polisin tahmin ettiği gibiydi.
Ancak sadece Huntley değil, sevgilisi Maxine Carr da gözaltına alındı. Carr bir okulda yardımcı öğretmenlik yapıyordu. Üstelik Carr'ın çalıştığı okulun iki tanıdık öğrencisi vardı. Bu öğrenciler Holly Wells ve Jessica Chapman'dan başkası değildi. Yani küçük kızlar, katillerinin sevgilisini tanıyordu.
Küçük kızların, sevgilisini tanıdığını bilen Ian Huntley'e, sokakta tatlı ve şekerleme almaya giden kızları gördüğünde onlara seslenmiş ve öğretmenleri Maxine'in evde olduğunu söylemişti. Kızlar başlarına gelecek olanlardan habersiz eve adım atmıştı.
Huntley, evde olanları şöyle anlattı: "Holly'nin burnu kanamaya başladı. Ben de onu banyoya götürdüm ancak kız yere düştü ve başını çarptı. Öldüğünü fark ettiğimde Jessica çığlık atmaya başladı. Onu susturmak için elimi ağzına götürdüm ama nefessiz kaldı ve o da öldü."
Evde yaşananların kazayla olduğunu söyleyen Huntley, iki kez ömür boyu hapis cezasına çarptırıldı. Carr ise cinayetle ilgisinin olmadığını söyledi.
Ancak Carr'a ifadesinde Huntley'i korumak adına polise yanlış bilgiler verdiği gerekçesiyle adaleti yanıltma suçundan üç buçuk yıl hapis cezası verildi, Carr kararın açıklanmasından 21 ay sonra Mayıs 2004'te serbest bırakıldı.