Amerika Birleşik Devletleri'nin en tartışmalı ve etkili dışişleri bakanlarından olarak kayıtlara geçen Henry Kissinger, 100 yaşında hayatını kaybetti. Siyasi danışmanlık şirketi Kissinger Associates'ten yapılan açıklamada, eski diplomatın Connecticut'taki evinde öldüğü belirtildi. Kissinger uzun yıllar süren siyasi kariyerinde ABD dış politikasında kilit roller oynadı.
Ünlü diplomat, uzun kariyeri boyunca aralarında Joe Biden'ın da bulunduğu bir düzine başkana danışmanlık yaptı ve Vietnam savaşının sona ermesine yönelik müzakereler sebebiyle tartışmalı bir Nobel ödülü kazandı.
İHTİLAFLI BİR MİRAS
Ancak onun mirası, aynı zamanda insan haklarını görmezden gelişi ve ABD'nin çıkarlarını 'her ne pahasına olursa olsun' koruma çabalarıyla da tanımlanıyordu; dünyanın dört bir yanındaki muhalifler onu bir savaş suçlusu olarak kabul ediyordu.
Doğu Timor'un işgalinde Endonezya'nın askeri diktatörünü ve Güney Afrika'daki apartheid rejiminin Angola'yı işgalini destekledi. Şili'nin seçilmiş başkanını devirmek için CIA ile birlikte çalıştı. Yanı sıra, muhabirlerin ve kendi personelinin telefonlarının dinlenmesine de izin verdi.
Kissinger, Nixon 1968'de Beyaz Saray'ı kazandığında ulusal güvenlik danışmanı görevine getirildi. Başkanla yakın işbirliği içinde çalışarak, 1969 ve 1970'te Kamboçya'nın 'gizli bombalanması' da dahil olmak üzere Vietnam savaşıyla ilgili kararlarda etkili oldu.
Nixon'un 'deli adam teorisi' olarak adlandırdığı şey, Kuzey Vietnam'ı ABD başkanının savaşı sona erdirmek için kesinlikle her şeyi yapacağına inandırmaya yönelik bir girişimdi.
2 FARKLI KISSINGER PORTRESİ
Kötü şöhretli Watergate Skandalı'nda Nixon'un devrilişinden sağ kurtulmayı başardı. Jimmy Carter'ın 1976'daki seçim zaferinden sonra hükümetten ayrılarak Gerald Ford'a hizmet etti. Kissinger'ın Sovyetler Birliği'ne yönelik politikası Reagan yönetimi için 'yeterince çatışmacı' değildi ve 1980'lerde geri dönüş düşüncesinin önüne geçti.
Siyasi ve entelektüel sağ ve sol kesimler, Kissinger'ın mirasına farklı perspektiflerden bakıyor.
Sağda; parlak bir devlet adamı, usta bir diplomat, ailesinin 1938'de Almanya'yı terk ederek kaçtığı Amerika'nın yararına konuşlanmış güç politikalarının bir temsilcisi olarak kabul görüyor.
Solda ise; CIA'nın Salvatore Allende'yi devirmeye kışkırttığı Şili'ye ilişkin sicili düşmanlıkla alevleniyor, kendisinin ve Nixon'un yüz binlerce kişinin katledilmesine göz yumduğu Pakistan ve daha fazla suçu yüzünden kötü bir şöhrete sahipti.
NAZİ ALMANYASI'NDAN KAÇIŞ VE İLK SİYASİ YILLARI
1923 Almanya doğumlu Kissinger, ailesiyle birlikte Nazi Almanyası'ndan kaçarak 1938'de ABD'ye yerleşmişti. 20 yaşında ABD vatandaşı olan Kissinger üç yıl ABD ordusunda görev yaptıktan sonra ordunun istihbarat servisinde çalışmıştı.
Doktorasını da yaptıktan sonra Harvard Üniversitesi'nde uluslararası ilişkiler dersleri verdi. 1969 yılında dönemin ABD Başkanı Richard Nixon, Kissinger'ı Ulusal Güvenlik Danışmanı olarak atadı. Bu pozisyon, ABD dış politikasını belirlemede onun eline büyük bir güç verdi.
Daha sonra Dışişleri Bakanlığı görevine getirilen Kissinger, Çin ile diplomatik ilişkileri yürüttü, 1973 Arap-İsrail Savaşı'nı (Yom Kippur) bitiren müzakerelere ve Vietnam Savaşı'nı sonlandıran Paris Barış Anlaşması'na yardım etti.
'NOBEL SAVAŞ ÖDÜLÜ'
Kissinger, Vietnam Savaşı'nda ateşkes anlaşmasının imzalanmasındaki rolü nedeniyle 1973'te Nobel Barış Ödülü'nü kazandı ancak bu ödül Nobel tarihindeki en tartışmalı ödüller arasında yerini aldı. Kamboçya'da gizli bombardımanlar ve Güney Amerika'daki ölüm saçan askeri rejimlere destek vermek gibi ABD dış politikasının en eleştirilen hamlelerinden bazılarına dahil olmuş bu kişiye ödül verilmesi, epey eleştiri topladı.
Kissinger ödüle, Kuzey Vietnamlı lider Le Duc Tho ile birlikte layık görülmüştü. Vietnamlı lider ödülü reddetti. İki Nobel komitesi üyesi ise, bu karar üzerine istifa etti.
Amerikan New York Times gazetesi, ödüle 'Nobel Savaş Ödülü' adını verdi. Kissinger'a kariyeri boyunca insan hakları konusunda eleştiriler gelmeye devam etti.
Dünyanın Soğuk Savaş'ta olduğu bu dönemde Kissinger, Sovyetler Birliği ile rekabeti insan haklarının önüne koymakla ve Şili'deki Augusto Pinochet rejimi gibi, dünyadaki baskıcı rejimleri desteklemekle eleştirildi.
ÖLÜMÜNDEN ÖNCE KENDİNİ SAVUNDU
Kissinger, Mayıs 2023'te 100 yaşına girmişti, doğum günü öncesinde; dış politikasını bir tür 'suç' olarak görenlerle ilgili bir röportajı sırasında, küçümseyici bir tavır sergiledi ve "Bu onların cehaletinin bir yansıması" diyerek kendini savundu.
Kissinger 1977'de ABD hükümetindeki görevlerinden ayrılsa da, toplumsal ve siyasi konularda önde gelen yorumculardan olmayı sürdürdü. Kurduğu Kissinger Associates adlı danışmanlık şirketi, ABD yönetimleriyle yakın çalıştı.
Kissinger ayrıca birçok şirketin yönetim kurulunda görev aldı ve 22 kitap yazdı.
Ölüm haberinin ardından önde gelen ABD'li yetkililerden Kissinger'a övgüler yağdı. George W. Bush; ABD'nin, 'dış ilişkilerdeki en güvenilir ve ayırt edici seslerden birini kaybettiğini' söyledi. ABD'de, Cumhuriyetçi Parti'nin devlerinden biri olan Kissinger, hayatının sonuna kadar nüfuzunu korudu.