Cumhurbaşkanı Erdoğan, KKTC ziyareti dönüşü basın mensuplarına gündeme ilişkin açıklamalarda bulundu.
Erdoğan, geçtiğimiz gün bazı medya kuruluşlarındaki 'Emeklilik sisteminde köklü değişiklik içeren yeni bir hazırlık yapılıyor' haberlerine yanıt verdi.
Yunanistan Savunma Bakanı Dendias'ın Türkler için 'işgalci' demesiyle ilgili Erdoğan, Miçotakis'e çağrıda bulundu.
Türkiye'nin yeni bir doğal gaz gemisini alacağını duyuruan Erdoğan konu hakkında detayları da paylaştı.
İsrail'in saldırılarını da değerlendiren Erdoğan, ABD'de yapılacak olan başkanlık seçimlerine ilişkin de açıklamalarda bulundu.
Geçtiğimiz cuma günü Microsoft'a siber güvenlik hizmeti veren CrowdStrike'ın güncellemelerinden kaynaklanan küresel yazılım sorunuyla ilgili de konuşan Erdoğan, Türkiye'deki son durum hakkında bilgiler verdi.
"KIBRIS TÜRK HALKINI AZINLIK OLARAK GÖRMEYE VE GÖSTERMEYE KİMSENİN GÜCÜ YETMEZ"
Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın açıklamaları şöyle; 20 Temmuz Barış ve Özgürlük Bayramı'nın 50. yıl dönümü vesilesiyle Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti'ne gerçekleştirdiğimiz ziyaretimizi tamamlamış bulunuyoruz. Bu tarihi günde Türkiye ile KKTC arasındaki sarsılmaz bağları bir kez daha vurguladık. Bundan 50 sene önce olduğu gibi bugün de ana vatan ve garantör devlet olarak Kıbrıs Türkünün yanındayız. İktidar ve muhalefet olarak verdiğimiz birlik, beraberlik ve dayanışma tablosunu bu bakımdan kıymetli görüyorum. Kıbrıs davasının sadece bizim değil, 85 milyonun davası, kırmızı çizgisi olduğu böylece anlaşılmıştır. Şunun bir defa anlaşılması gerekir. Ada’nın asli unsuru olan Kıbrıs Türk halkını azınlık olarak görmeye ve göstermeye kimsenin gücü yetmez.
'ANNAN PLANI'NA DİKKAT ÇEKTİ
Bugünkü ziyaretimizde bunu adeta perçinlemiş olduk. İki devletli modelin Kıbrıs meselesinin yegane çözüm yolu olduğu gün geçtikçe daha net ortaya çıkıyor. Türkiye ve Kıbrıs Türk halkı, çözüm yolunda bugüne kadar her türlü fedakarlığı göstermiştir. Annan Planına ‘evet’ diyen taraf, Kuzey Kıbrıs olduğu halde takdir edilen maalesef yine Rumlar oldu. Bu anlayışla artık bir yere varılması mümkün değildir. Kıbrıs Türklerinin müktesep hakları olan egemen eşitlikleri ve eşit uluslararası statüleri tescil edilmeden bir yere varılamaz. Her iki tarafın masaya eşit oturup eşit kalktığı bir denklem kurulmadan yeni bir müzakere sürecinin başlamasını açıkçası mümkün görmüyoruz.
"AMBARGOLARA RAĞMEN..."
Bunu Cumhurbaşkanı Sayın Ersin Tatar da tören hitabında şüpheye mahal verilmeyecek şekilde açıkça ifade etti. Değerli arkadaşlar, ambargolara rağmen Kıbrıs Türkü kardeşlerimizle, devlet hizmetlerini layıkıyla sürdürebilmesi için birlikte çalışıyoruz. Belediyelerimiz, devlet kurumlarımız ve şirketlerimiz tüm imkanlarıyla Kıbrıs Türk halkına destek olmaktadır. Geçen yıl Ercan Havalimanı'nın yeni terminal binasını hizmete aldık.
"KAZANIMLARI, KIBRIS TÜRK DEVLETİ İLE TAÇLANDIRACAĞIZ"
Konut projelerinden, ulaştırma yatırımlarına, elektronik devlet hizmetlerinden sağlığa, savunmadan eğitime kadar her alanda KKTC’nin kalkınmasına katkı sağlıyoruz. 2024 Yılı İktisadi ve Mali İşbirliği Anlaşması ile Kıbrıs Türk halkına büyük fayda sağlayacak yeni projeleri hayata geçireceğiz. Kuzey Kıbrıs'ın uluslararası alanda maruz kaldığı haksız izolasyonun kaldırılması için de gayretlerimiz sürüyor.
İslam İşbirliği Teşkilatı ve Türk Devletleri Teşkilatı çatısı altında Kuzey Kıbrıs'ın hak ettiği yeri alması için gerekeni yapıyoruz. Sayın Tatar'ın Şuşa’da düzenlenen Türk Devletleri Zirvesi’ne katılması bu bakımdan son derece anlamlı oldu. İnşallah önümüzdeki süreçte bunu yeni adımlar takip edecek. 1974 Barış Harekatı'yla kurduğumuz, 1983 Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti'nin ilanıyla tahkim ettiğimiz kazanımları, tüm dünyada tanınan Kıbrıs Türk Devleti ile taçlandıracağız. Rabbim yar ve yardımcımız olsun.
SORU-CEVAP
MİÇOTAKİS'İN DENDİAS'A HADDİNİ BİLDİRMESİ LAZIM
* Yunan Savunma Bakanının açıklamalarıyla ilgili konuştunuz. Hem Türk askeri hem Türkiye'yle ilgili ‘Ada’da işgalci’ ifadelerini kullandı. Yakın zamanda Yunanistan ile ısınmaya, normalleşmeye başlayan ilişkiler vardı. Bu açıklamalar Türk-Yunan ilişkilerini tekrar soğuma noktasına getirebilecek düzeyde mi?
Zaman zaman Yunanistan’daki popülist figürlerin bu tür söylemlerle iki ülke arasındaki ilişkileri dinamitleme gayretlerine şahit oluyoruz. Biz Yunanistan ile iyi komşuluk anlayışıyla ilişkilerimizi geliştirmek istiyoruz. Tabii bu durum, böylesi hezeyanlara sessiz kalmamızı gerektirmiyor. Herkesin çok iyi bildiği gibi Türkiye, Kıbrıs Barış Harekatı’nı adından da anlaşılacağı gibi barış için yapmıştır ve bu müdahale neticesinde huzur tesis edilmiştir.
O tarihte Kıbrıs’ta hem Rum kesimi hem Yunanistan’daki darbeciler tarafından başlatılan soykırıma Türkiye, net ve keskin bir son vermek için bu harekatı yapmıştır. Yani uluslararası hukukun bize tanıdığı garantörlük hakkı kapsamında bu müdahale yapılmıştır. Türk askeri düşmanına bile zulmetmeyen ama mazlumun hakkını asla çiğnetmeyen şanlı bir maziye sahiptir. Aynı anlayışla bugün de gelecekte de hareket etmeye devam edecektir. Bilsinler ki Mehmetçiğin ayak bastığı topraklarda işgal kültürü değil, huzur hakim olur.
Son NATO zirvesinde Yunanistan Başbakanı Kiriakos Miçotakis ile konuştum. “Aynı gün ben Kuzey Kıbrıs'ta bulunacağım, orada Kuzey Kıbrıs halkına hitap edeceğim. Öğrendiğime göre siz de Güney’de olacakmışsınız, orada hitap edecekmişsiniz. Herhalde birbirimizi rahatsız edecek herhangi bir açıklama yapmayız” dedim. O da benim gibi düşündüğünü söyledi. Fakat Yunanistan Savunma Bakanı Nikos Dendias ne yazık ki; farklı bir havada, belli ki Miçotakis ile yaptığımız görüşmeden haberi yoktu, ileri geri açıklamalar yaptı. Onun bir defa kalkıp da Türklerin orada işgalci olduğunu söylemesinden daha densiz, edep dışı bir ifade olamaz. Dolayısıyla, Sayın Miçotakis’in bu bakanına haddini bildirmesi lazım. Bizim çok daha fazla konuşmamıza zaten gerek yok. Konuşacaklarımızı bugün zaten konuştuk. Yolumuza da aynen devam ediyoruz.
"ONLAR ASKERİ ÜS YAPIYOR, BİZ SİYASİ ÜS YAPIYORUZ"
* KKTC Ulaştırma Bakanı Erhan Arıklı, bir gün önce dikkat çekici bir açıklama yaptı. “Güney Kıbrıs, Yunanistan'la Larnaka kıyılarında bir deniz üssü inşa etme girişiminde. Amerika ve Avrupa Birliği ile anlaştıkları yönünde haberler çıkıyor. Bunlar yalanlanmadı” diyor. Dolayısıyla artık Kuzey Kıbrıs'ta Türkiye'yle anlaşılarak bir deniz üssü kurulmasının zamanı geldiğini söylüyor. Deniz ve hava üssü kurulması kısa zamanda söz konusu olur mu? Bu konuda adımlar atılacak mı? Diğer yandan Güney Kıbrıs'ı İsrail’in lojistik üs olarak kullandığına dönük haberlerde çok çıkıyor. Sayın Tatar da bunun Kıbrıs’ı, Ortadoğu’daki bazı büyük terör örgütlerinin hedefi haline getireceği yönünde uyarılarda bulundu. Bu tür bir gelişme konusunda Türkiye hangi adımlara atmayı düşünür?
Şu anda Ada’da Kuzey Kıbrıs Cumhurbaşkanlığı binasıyla, Kuzey Kıbrıs Parlamento binası inşaatı yapıyoruz. Onları bir göreyim, durum nedir dedim. Her ikisi de muhteşem birer bina oluyor. Allah nasip ederse en geç Kasım ayı ortalarında bitecek. Bu iki bina, başkanlık binasıyla parlamento binası bittiği zaman, yanında da oraya hizmet verecek gayet güzel bir mescit yapılıyor. Herhalde bu üslerden daha önemli bir şey yok. Onlar askeri üs yapıyor, biz siyasi üs yapıyoruz. Çalışmayı en güzel şekilde devam ettireceğiz. Bu arada, tekrar bir kontrole gidip inşaat ne durumda onu görmem lazım. Gördüğüm kadarıyla Kıbrıs taşından hakikaten muhteşem bir eser meydana geliyor. Yani Türkiye gerektiği zamanda gereken adımları atar, yapılması gerekenleri yapar. Adanın huzuruna asla katkı sağlamayacak, gerginlikleri artıracak ve uluslararası hukuk ihlallerine yol açacak adımlardan özenle kaçınmak gerekir. İsrail’deki katliama ortak olmak ne Rumlara ne Yunanistan’a fayda sağlar. Ayrıca gerekirse deniz üssü ve deniz yapılarını Kuzeyde yaparız.