Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın Mehmet Akif Ersoy’u Programı'nda konuşmasında satır başları şu şekilde:
Sevgili kardeşlerim, dava arkadaşlarım sizleri hasret ve muhabetle selamlıyorum. Asım'ın nesli olduğuna yürekten inandığım tüm genç kardeşlerime buradan selam gönderiyorum. Sizlerin şahsında ailelerinize, arkadaşlarınıza muhabettlerimi iletiyorum. Allah'ın bereketi hepinizin üstünde olsun.
Bugün gerçekten çok önemli bir anma programı vesilesiyle buradayız. Milletimizin şahsiyetini İstiklal Marşı gibi abide bir yapıyla edebileştiren, safahatiyle sadece milletimizin değil, bütün insanlığımızın tercüman olan Mehmet Akif'i doğumun 150'inci Hak'ka yürüyüşünün 87. yılında rahmetle yad ediyorum.
'ZAFERE GİDEN YOLUN MANEVİ TAŞLARINI DÖŞEMİŞTİR'
Akif'in 63 yıllık çileli hayatının çoğu mücadeleyle geçti. Merhum Akif, duruşuyla ve örnek ahlakıyla İstiklal şairi sıfatını ziyadesiyle hakeden abidevi bir şahsiyettir. İnandığı değerler uğruna bedel ödemekten hiçbir zaman çekinmedi. Akif'te olmayan hiçbir duygu, onun eserlerine girmemiş. Akif, doğruluk ve cesaret timsaliydi. Merhum Akif, varlık yokluk mücadelemizin ruhi ve fikri mücadelesini veren en önemli kişilerimizdendir.
Mehmet Akif yalnızca kalemi ve mısralarıyla değil maddi ve manevi tüm varlığıylada milletimizin yanında yer almıştır. Verdiği hutbelerle miletimizi kıyama çağırmıştır. Merhum Akif, zafere giden yolun manevi taşlarını döşemiştir. Her ne kadar daha sonra Akif'e hürmetsizlik yapılsada onun İstiklar harbindeki yeri her türlü tartışmanın ötesindedir.
Kalbi kırık, yüreği buruk ve sessiz yaşadığı bu hayattan en büyük dileği vefatından sonra hayırla yad edilmekti. Merhum Akif, rahmetle anılmayı ebediyet olarak görmüştür.
'HAKTAN VE HAKİKATIN YANINDA OLMAKTAN ASLA VAZGEÇMEYECEĞİZ'
Özellikle her gün bir yenisine daha şahitlik ettiğimiz zulme susan dilsiz şeytanlardan birisi olmayacağız. Dün Akif'in yaşarken haykırdıkları gibi, bugün bizde Gazze'de yaşananlar gibi, zulmedilen insanların, haktan ve hakikatın yanında olmaktan asla vazgeçmeyeceğiz. Buradaki her bir dava arkadaşımın bu şuurla hareket ettiğine ve edeceğine yürekten inanıyorum.
Tarihte gösteriyor ki Türk İstiklalsiz yaşayamaz. Bin yıllık tarihimizde defalarca gösterdik. Bunu Çanakkele'yi geçilmez yaparak gösterdik. Bunu hala bedelini ödediğimiz Kıbrıs Barış Harekatı'yla ödedik. Bunu 15 Temmuz gecesi, tanklara çıplak ellerimizle meydan okuyarak gösterdik. Bunu eli kanlı gruplara karşı yönettiğimiz mücadeleyle gösterdik. Maddi ve manevi olarak bedel ödesekte öz yurdumuzda hür bir şekilde yaşamaktan vazgeçmeyeceğiz.
Bizi içerden zayıflatmayı amaçlayan bu sosyal terör eylemleri karşısında hep birlikte daha net bir duruş sergilemeliyiz. Gençler şunu lütfen unutmayın. Türkiye; bizim ortak yuvamız, ortak çatımızdır. Gençler bu topraklar üzerinde bin yıldır yaşayan, kanı kanıya karışmış insanlar olarak, hepimiz, biriz, kardeşiz. 85 milyon olarak hepimiz ayni kilimin eserleriyiz. Acıyız ne kadar büyük olursa olsun, bu çizginin kaybolmasına asla müsade etmeyin. Sizi kardeşlerinize karşı kışkırtanlara asla müsade etmeyin. Kardeşlerim bir milyona aşan üye sayısıyla Türkiye'nin en büyük gençlik hareketi AK Gençliğin bu konuda örnek olacağını düşünüyorum.
Önceki gece meclisimizdeki 4 siyasi partinin bir araya gelerek ortak mutabakata imza atmasını çok önemli buluyoruz. Siyasi rekabetin yeri geldiğinde birleşmeye engel teşkil etmediği bir kez daha ortaya çıkmıştır. Gençler burada ortak hareket etmek suretiyle 85 milyonun yıkılmaz bir kale olduğunu gösteren siyasi partilere ve milletvekillerimize teşekkür ediyorum. Milletimizin temsilcisi olmak yerine bölücü terör örgütünün uzantısı gibi davranları zaten milletimize sunuyoruz.
Teröristle aynı dili paylaşan, terörist gibi muamale görmekten kaçamaz. Milletimizin iradesine pusu kurulmasına asla izin vermeyiz.
Milletçe hepimizin kalbi yanıyor. Partiler görüş ayrılıklarını bir tarafa bırakıp, uzlaşıyor ama kendilerini Atatürk'ün partisi olduğunu iddia eden parti bölücü örgüt uzantılarının yanında konumlandırıyor. Terörü kınayamayın sonu hassasiyet değil korkaklıktır. Madem terör örgütüne ses çıkaramıyorsunuz, bari dürüst olun. Biz sizin kapkara sicilinizi televizyon ekranlarına PYD'nin avukatlığı yapmanızdan çok iyi biliyoruz. Silivri'deki teröristin kapısında milletvekillerini sırasıyla nöbet tutturan siz değilmiydiniz. Bunları kat ve kat yaptınız ve biz sizin kim olduğunuzu çok iyi biliyoruz. Dolayısıyla bağırarak, millete hakaret ederek bu kirli tarihinizi silemezsiniz. Gelinen aşamada şu gerçeği artık anlamak gerekiyor. CHP'nin terör örgütünün uzantısıyla yaptığı iş birliği artık çıkar ilişkisini geçerek ruhen bir ortaklığa dönüştü. Yakında bu gelişme CHP'nin fiilen geçtiği eş başkanlık sistemine tam olarak geçmesiyle de ortaya çıkacaktır.