Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Beyoğlu'nda vatandaşlara hitap etti. Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın açıklamalarından satır başları şöyle;
Doğduğum, büyüdüğüm Kasımpaşa'yı çok seviyoruz. Yarın akşam daha çok seveceğiz. Sevgili Kasımpaşa'nın güzel insanları... Başımızın tacı kıymetli hanımefendiler, gençler, aziz kardeşlerim, sizleri en kalbi duygularımla selamlıyorum. Resmi rakamı aldım. Şu anda burada 45 bin kişi var.
Muhteşem bir cami olan Barbaros Hayrettin Paşa'nın açılışını dün yaptık. Levent adı almasının sebebi askerleriydi. Deniz müzesine iniş yaptı. Preveze zaferinin lideri. Onun adını verdik. Cami de muhteşem oldu. O çevrede öyle bir cami maalesef yoktu, onu yapmak da bize nasip oldu. Maliyeti de şu an itibarıyla 750 milyon Türk Lirası.
Dik duracağız, dikleşmeyeceğiz, gümbür gümbür sandıklara gideceğiz. 2 gündür İstanbul'un ilçelerinde hemşerilerimizle birer destan olan buluşmalar yaptık. Burada doğdum, burada büyüdüm.
"SON MİTİNGİMİZ İÇİN BEYOĞLU'NU SEÇMEMİŞ ÖYLE RASTGELE BİR TERCİH DEĞİL"
Bugünkü programlarımızıda inşallah buradan gideceğimiz Ayasofya Camii'nde eda edeceğimiz akşam namazıyla bitireceğiz. Son mitingimiz için Beyoğlu'nu seçmemiş öyle rastgele bir tercih değil. Biliyorsunuz biz ezelden Kasımpaşalıyız. Çocukluğum buralarda geçti. Gençliğimiz buralarda geçti. Okmeydanı'nda 13-14 yaşında futbol oynadığımız dönemler. Siyasetteki ilk seçimi Beyoğlu'nda yaşadım. İstanbul'a büyükşehir belediye başkanı olduğumda yine Beyoğlu ile birlikte yol yürüdüm. Okuduğumuz şiir sebebiyle siyasi yasaklı hale gelip cezaevine girmemiz de aslında tam da Beyoğlu'na yakışan bir duruştu. Bugün de ülkemizin tarihi bir seçimi öncesi yine Beyoğlu'nun huzurundayız.
"ÜLKEMİZİ MODEL BİR GELİŞMİŞLİK SEVİYESİNE ÇIKARMAK İÇİN GECE GÜNDÜZ ÇALIŞTIK"
Nazım Hikmet'in Beyoğlu'nu anlatan güzel bir şiiri vardır. Bu şiirin bir yerinde Nazım Hikmet şöyle diyor;
Burada bütün gözleri bir siyah el bağlıyor.
Yalnız senin göğsünde büyük ruhun ağlıyor.
Kendi elemim gibi anlıyorum ben bunu.
Anlıyorum bu yerde azap çeken ruhunu.
Evet yıllarca Beyoğlu'na da İstanbul'a da, ülkeye de azap çektirdiler. Hem geri bırakarak, yoksul bırakarak, yoksun bırakarak azap çektirdiler. Hem de tertemiz ruhuna kirli ellerini dokunarak azap çektirdiler. Biz İstanbul'u işte böyle azap içindeyken devraldık, çalıştık, çabaladık, mücadele ettik, şehri Fatih'in emanetine uygun eserlerle hizmetlerle donattık. Sonra ülkenin başbakanı olduk. Aynı aşkla, aynı sevda ile 81 vilayetimizin tamamını demokrasi ve kalkınma atılımlarıyla tanıştırdık. Cumhurbaşkanı olduk, ülkemizi bölgesinde ve dünyada model bir demokrasi, model bir gelişmişlik seviyesine çıkarmak için gece gündüz çalıştık.
"2024'TE BÜYÜKŞEHİRİ BUNLARDAN YENİDEN ALMAMIZ LAZIM"
Türkiye'ye çağ atlatmak bu değil de nedir? Attığımız her adımda, girdiğimiz her mücadelede İstanbul yanımızdaydı. Son mahalli seçimlerde her şey güzel olacak diyerek bu şehrin büyükşehir belediyesini devralanlar İstanbul'u artık tamamen unuttuğu o eski kötü günlerine döndürdüler. Haliç'in halini biliyorsunuz değil mi? Kokudan geçiliyor muydu? Sütlüce mezbahasının olduğu yerin hali neydi? Belediye başkanlığını bu kardeşinize verdiniz. Belediye başkanlığını aldıktan sonra Haliç'in bütün pisliğini 9,5 kilometre uzaklıktaki Alibeyköy taş ocağına borularla naklettik. Daha sonra oranın geri dönüşümle suyunu tekrar Haliç'e indirdik. Şimdi bunu bilmeniz lazım ve bunu da CHP'lilere anlatmanız lazım. Haliç'te balık yoktu balık oldu. Haliç'te Boğaz'dan oraya Boğaz'ın suyunu bağladık ve Haliç'in o kokusundan geçilmez halinden kurtardık bugünkü haline getirdik. Şimdi yarını halledelim yarından sonra da 2024'te büyükşehiri bunlardan yeniden almamız lazım.
"TÜRKİYE YÜZYILI CUMHURİYETİMİZİN YENİ ASRINDA ÜLKEMİZİ ÇIKARMAK İSTEDİĞİMİZ YERİN ADIDIR"
Şimdi yine bir yol ayrımındayız. Milletimiz tercihini koalisyon masasının ülkeyi terör örgütlerinin ve tefecilerin eline teslim etme niyetiyle ne diyor bay bay Kemal, Londra tefecilerinden 300 milyar dolar getirecekmiş. İnanıyor musunuz? Yalan dolan. Türkiye Yüzyılı inşallah bunu gerçekleştirecektir. Türkiye Yüzyılı cumhuriyetimizin yeni asrında ülkemizi çıkarmak istediğimiz yerin adıdır.
"BAY BAY KEMAL BU TERÖRİSTLERLE İŞBİRLİĞİ HALİNDE"
İşte bay bay Kemal ve kumar masasındaki arkadaşları güya ülkenin yönetimindeki kişilerle nasıl görüşüyorlar. Bunlar talimatı nereden alıyorlar? Kandil'den alıyorlar. Kandil'de kimler var? Teröristler var. Şimdi bu teröristlere biz bu ülkeyi teslim edebilir miyiz? Biz ülkemizi böldürtür müyüz? Bay bay Kemal bölücü, bay bay Kemal bu teröristlerle işbirliği halinde. Kandil'deki teröristler neyse ne yazık ki bay bay Kemal de o. Bu yuvarlak masanın etrafındakiler bunlarla işbirliği halinde. Biz Cumhur İttifakı olarak ülkemizi böldürtmeyiz. Yarınki seçimle inşallah gümbür gümbür sandıklardan çıkacak ve ülkemizi bozmak, bölmek isteyenlere de gereken dersi inşallah sizlerle beraber vereceğiz. Kasımpaşa'nın, Beyoğlu'nun yiğit evlatları buna müsaade etmeyecektir. Terör örgütleri ile yol yürüyerek ülke yönetilmez. Tam tersine terör örgütlerinin başı ezilerek ülke yönetilir.
"BEBEK KATİLİNİN İMRALI'DAKİ CEZAEVİ KAPILARINI KIRARAK ONU DA DIŞARI ÇIKARACAKLARMIŞ"
Terör örgütünün güdümündeki partiye belediyeleri, bakanlıkları, kurumları peşkeş çekerek milletimize hizmet edilmez. Ne diyor bay bay Kemal, eğer Selo'yu kurtarmak istiyorsanız oyu bana verin diyor. Ben de şimdi diyorum ki, bu Selo kim? Diyarbakır'da benim 51 Kürt kardeşimin ölümüne neden olan Selo değil mi? Cezaevine neden girdi? İşte bu 51 Kürt kardeşimizin ölümüne neden olduğu için. Şimdi bunlar bol bol gidip onu ziyaret ediyor. Bay bay Kemal de diyor ki; onu ben dışarı çıkaracağım. Eğer Erdoğan iş başında kaldığı sürece adaletten, haktan, hukuktan başka hiçbir şey tecelli etmez. Teröristlere de bu yol açılmaz. İşte görüyorsunuz çıkıyor malum örgütün başındakilerden bir tanesi bunları biz çözeceğiz diyor. Hatta daha ileri gidip bebek katilinin İmralı'daki cezaevi kapılarını kırarak onu da dışarı çıkaracaklarmış. Ama işe sağlam sarılacağız. Özellikle hanım kardeşlerim kale içeriden fethedilir unutmayın. Gençler unutmayın şurada kaldı bir kaç saat. Ondan sonra inşallah bu işin zaferini birlikte kutlayacağız.