Dr. Eray Güçlüer'in açıklamaları şöyle:
Terörü övenleri, terör yanlısı tavır takınanların ceza alması Türk Ceza Kanunu'nda, Terörle Mücadele Kanunu'nda suç sayılan eylemleri işleyenlerin ceza almasına Anayasa Mahkemesi'nin hak ihlali sayması, bir kere hukuki açıdan büyük bir problem. Ve bu karar maalesef ülkemizin, milletimizin kamu vicdanını yaralamıştır, zedelemiştir. Yani siz düşünün şu an sonucunda terörün haklı çıktığı bir kurgusal hukuk mantığı, aynı zamanda evrensel hukuk kurallarına da son derece aykırıdır, yanlıştır. Buna sessiz kalmamız da mümkün değildi. Yani bir şekilde artık buna kamuoyu adına en azından kendi akademisyen camiası içerisinde bir tepki göstermemiz gerekiyordu. Bu demokratik tepkiyi imzalamış olduğumuz bu bildiri ile kamuoyunun bilgisine sunduk. Aynı şekilde bu demokratik tepkiyi göstermiş olduk.
Tabii burada sadece bu mesele, Anayasa Mahkemesi'nin bir yanlış karar almasıyla da bağlı değil. Bunun aslında biraz daha büyük perspektiften baktığımızda yani tam da terörle mücadelede artık sona özellikle yurt içi terörle mücadelede sona gelindiği, sahada kahraman güvenlik birimlerimizin, korucularımızın, jandarmamızın, polisimizin ve Türk Silahlı Kuvvetleri mensubu Mehmetçiklerimizin büyük fedakârlıklarla mücadele ettiği bir zamanda bu şekilde bir kararla, onların da moral motivasyonunu olumsuz etkilenmesine, etkilenebilme ihtimaline karşı onların yanında olduğumuzu, ülkemizin terörle mücadele mücadelede kararlılıkla mücadelesinde yanında olduğumuzu ifade etmek için de yine bu bildiriye imza attık. Tabii bir diğer yönüyle de bakınız bu tür boşluklar özellikle başta PKK, FETÖ gibi terör örgütleri olmak üzere, Türkiye'deki bazı terör odaklarının ve bu terör odaklarını destekleyen, savunan sinsi odaklara bir hukuki boşluk açmamalıdır. Dolayısıyla beklentimiz var. Bu da bu Anayasa Mahkemesi kararından vazgeçilmesi ve bundan sonra olası bu tür terör terörle mücadelede ya da terör odaklarına fayda sağlayacak hukuki boşlukların olmaması için devlet çapında gerekli tedbirlerin alınması yönünde de beklentilerimizi bir kere daha ifade ediyoruz.
Eğer o daha önceki bildiri okursanız yani güvenlik güçlerinin katliam yapan kimseler oldukları, teröristlerin son derece masum böyle şeyleri olduğu, yani normal insanlar gibi hakları olduğu, sanki bunların hiç bir suçunun, günahının olmadığı gibi bir algı oluşturulmaya çalışılıyor. Terör suçtur ve Türkiye Cumhuriyeti kanunlarına göre bir yargılama süreçleri vardır. Bu tepkimiz demokratik bir tepkidir ve hukuk içerisinde kalarak bu sorunun çözülmesini istiyoruz. Ancak hukukun farklı amaçlarla, amacı dışında terör odaklarına yardım yataklık edenlerin de hizmetine sunulmasına da rahatsızız. Terörün suç olduğu yerde terörü övmek, güvenlik güçlerini katliam yapan insanlar gibi göstermek de suçtur. Bunu Türkiye'nin dışında hiçbir ülkede, örneğin bu tür bir bildiriyi gidin Fransa'da yayınlayabiliyorsanız yayınlayın bakalım. Fransız polisinin ya da Fransa'nın işte terörle mücadelesine katılanların gerildiği, katliam yapıyor gibi gösterildiği bir durum, bir bildiri yayınlayan bakalım. Ya da İngiltere'de Avrupa'da Amerika'da. Bu söz konusu değil, ayrılması lazım. Türkiye Cumhuriyeti Devleti kanunlarına göre bunların gerekli karşılıkları vardır ve bu gerekli karşılıkları olduğu halde bunun ifade özgürlüğü alınabilmesi söz konusu değildir.