1985 yılında gözlerini dünyaya açtığı o ilk anda bile yaşam enerjisiyle ailesini şaşırttı. Lisa-Maria Kellermayr, ailesi tarafından sevilen enerjisi yüksek ve sıcakkanlı bir kız çocuğu olarak Avusturya'da dünyaya geldi. Henüz çocuk yaşlarda bile yardımsever oluşu kimsenin dikkatinden kaçmıyordu.
Arkadaş canlısı olması nedeniyle sosyal bir çocukluk geçiren Kellermayr lise çağlarına geldiğinde kafası karışıktı. Başkalarına yardımcı olmaktan duyduğu mutluluktan ötürü herkes ona meslek olarak doktorluğu yakıştırıyordu. Ancak önemli bir problem vardı. Kellermayr kan görmeye dayanamıyordu.
Kaydolduğu ehliyet kursunda aldığı ilk yardım dersi kafasındaki tüm soru işaretlerini giderecekti. Lisa-Maria Kellermayr, ilk yardım dersinde pratik yaparken kan görme fobisini yani hemofobiyi aşabileceğini, doktorluk mesleğini yapabileceğini fark etti.
Henüz lise bitmeden çeşitli yardım kuruluşlarında görev alarak hemofobisini tamamen yenmeyi başardı. Aslında kandan zannettiği kadar korkmadığını anladı. Üniversitedeki tercihi tıp olacaktı. Derslerinde başarılı bir öğrenci olduğu için üniversitede tıp okuma ihtimalini yüksek görüyordu.
Haklıydı çünkü Kellermayr, yüksek puanıyla lise biter bitmez ülkenin en büyük ikinci şehri Graz'da tıp okumaya başladı. Fakat birçok kişi gibi onun da hayali Viyana'ydı. Üniversitedeki başarılı notları sayesinde kısa zamanda Viyana'daki bir tıp okuluna geçiş yaptı. Artık önünde hiçbir engel kalmamıştı.
Başkent Viyana'da tıp gibi oldukça zorlu bir bölümde öğrenciydi. Hedefi ülkesine faydalı bir doktor olmaktı. Kellermayr bunu çok geçmeden başaracaktı. O öyle bir doktor olacaktı ki sadece ülkesindeki insanlara faydalı olmayacak aynı zamanda adını ve hikâyesini tüm dünyaya duyuracaktı.
Üniversiteden sonra Salzburg yakınlarındaki Bad Ischl'deki bir rehabilitasyon kliniğinde çalışmaya başladı. Küçük bir yerdeydi ve hedefi tekrar Viyana'ya dönmekti.
Facebook hesabındaki künyesine "Hayat sen başka planlar yapmakla meşgulken başına gelen şeydir" cümlesini ekledi. Sosyal medyada popüler olan bu cümleyi profiline ekledikten sadece birkaç ay sonra pandemi başlayacaktı. Kellermayr sanki pandemi gibi bir problemi öncesinde hissetmiş gibiydi.
Pandemi dönemi başladığında pek çok doktor gibi o da oldukça zorlu bir dönemden geçti. Herkes doktorların ağzından çıkacak cümleye kilitlenmişti. Kellermayr da sosyal medya hesabını aktif olarak kullandığı için kısa sürede ilgi toplamayı başardı. Twitter'daki takipçi sayısı 16 binlere kadar çıktı.
Aşı öncesindeki süreçte enfekte olmuş hastalarla yakından ilgilenen Kellermayr acil serviste pandemi hastalarıyla ilgileniyordu artık. Binlerce hastanın evine gitti, pek çok kişinin hayatını kurtardı.
Bu dönemde bir astım ilacı olarak bilinen budezonidin Kovid vakalarında etkili bir ilaç olduğunu, hastalıktaki ağır seyirleri ve hastane yatışlarını önlediğini fark etti. Fark ettiği bu durumu 2020'nin Ekim ayındaki bir online toplantıda paylaştı.
Kellermayr bu dönemde bir yandan da sık sık sosyal medya paylaşımlarında bulunup ülkesindeki pek çok kişinin ilgiyle takip ettiği bir isme dönüşmüştü. Kovid tedavileri için faydalı olduğunu düşündüğü ilaç ona popülerlik getirmiş, birçok kanaldan kendisine canlı yayın teklifi gelmeye başlamıştı.
Artık aşı süreci başlamıştı. Kellermayr ise başına geleceklerden habersizdi. Bir gün telefonunda bir bildirim aldı. Sosyal medya üzerinden biri kendisine mesaj atmıştı. Açıp okuduğunda dehşete düştü doktor. Bir ölüm tehdidiydi bu. Karşısındaki kişi aşı karşıtıydı ve doktoru öldürmekle tehdit ediyordu.
Siber zorbalıkla karşı karşıyaydı. Durumu çalıştığı kliniğe haber vermeye karar verdi. Aldığı ölüm tehditlerinin dozu giderek artıyordu. O inandığı fikirleri savunmaya devam ettikçe ölüm tehditlerinin korkutuculuk seviyesi de giderek artıyordu.
Sosyal medyada hedef haline gelen Kellermayr'ın günlük hayatta problem yaşamaması için klinikte ona özel oda yapıldı. 100 bin euro'ya (1 milyon 828 bin 592 TL) mal olan bu özel oda sayesinde Kellermayr'ın güvende olacağı düşünüldü. Kimse işlerin çığrından çıkacağını hesap edemedi.
Aşı karşıtları giderek daha da saldırganlaşıyordu. Kısa zaman içinde Kellermayr'ın çalıştığı kliniği bulmuşlardı. Güvenlikçilerin kontrollerinde pek çok kelebek bıçakları bulundu, Kellermayr'a hastane dışında da dikkatli olması konusunda uyarılarda bulunuldu.
Kellermayr için hayat giderek zorlaşıyordu. Polis koruması talep etmeye ve bu süreçte psikolojik yardım almaya karar verdi. Yukarı Avusturya Eyalet Polis Departmanı, haziran ayında ölüm tehdidi mesajlarının 'dark web'ten geldiği için müdahalede bulunamadıklarını söyledi.
Polisler ayrıca Kellermayr'a toplum içinde daha dikkatli açıklamalarda bulunması gerektiği yönünde tavsiyede bulundu. Kellermayr, polisin kendisine verdiği cevap karşısında şoke oldu. Ruhsal olarak kendini iyi hissetmiyor, ülkesi tarafından yalnızlığa mahkum edildiğini düşünüyordu.
28 Temmuz'u 29 Temmuz'a bağlayan geceydi. Saat 2.30'du. Muayenehanesine gelen Kellermayr kararını vermişti. Üç sayfa veda mektubu yazdı. Masasına bıraktı.
Avusturya merkezli Kronen Zeitung gazetesinin özel haberine göre ilk sayfanın girişinde şunlar yazıyordu: "Kimse üzülmesin. Bu satırları okuyorsanız muhtemelen artık beni canlı bulamayacaksınız. Kararımı verdim. Artık daha fazla yapamam, olmuyor..."
Kellermayr'ın hayata veda etmesi Avusturya'yı ayağa kaldırdı. Sosyal medya kullanıcıları son dönemde bu kadar medyatik olan bir doktora kimsenin yardımcı olmaması karşısında öfke içinde olduklarını yazdı. Kellermayr için 1 Ağustos'ta Avusturya'nın birçok bölgesinde anma etkinlikleri düzenlendi.