Türkiye Sualtı Sporları Federasyonu Antalya İl Temsilcisi İsa Alemdar ile sualtı film yapımcısı Alican Abacı, 1,5 saat süren dalışta aslan balıklarını görüntüleyerek gündelik hareketlerini kayıt altına aldı. Yaşam alanında baskın tür olduğu için diğer balıkların yumurta ve yavrularını yiyerek yaşamını sürdüren, hızla çoğalan aslan balığı, tropikal ve zehirli bir balık olmasıyla biliniyor.
Oldukça zeki olan bu balık, gövdesindeki kola benzeyen uzantıları da kendisini korumak için kullanıyor. Bir tehlike sezdiğinde yüzünü kayalığa dönen, uzantılarını da geriye doğru çıkartan aslan balığı, avcılardan bu şekilde korunuyor.
Antalya'da 25 yıla yakındır dalış yaptığını söyleyen İsa Alemdar, 11 yıl önceye kadar aslan balıklarının bölgede olmadığını anlattı. Turizm sezonu öncesi bölgedeki aslan balığı popülasyonu izlemek için ekibiyle birlikte falezler bölgesine dalış yaptığını aktaran Alemdar, “Görseli güzel ve hızlı büyüyen bir canlı.
Fakat yaşadığı bölgede üreyen diğer balıkların yumurtalarını ve yavrularını yediği için bölge habitatına zarar veriyor, diğer türleri ciddi tehlikeye sokuyor. Aynı zamanda tropik bir tür ve zehirli. Etkileşimde bulunduğu bir insanda çok yüksek acı, ateş, kusma, baş ağrısı ve ishal gibi etkileri oluyor. Birçok ülkede aslan balığı tüketiliyor. Eti zehirli olmadığı için avcılığı yapılarak yeniliyor" dedi.
Antalya Körfezi'ne Kızıldeniz üzerinden gelen istilacı türler arasında bulunan aslan balığı ile ilgili daha önceki aylarda da belgesel çalışması yaptığını söyleyen Alican Abacı ise bu tür balıkların ekonomiye kazandırılarak ekosistemin ve sualtı habitatının normale dönmesinin sağlanabileceğini anlattı.
Abacı, “Aslan balıklarının istilacı türlerin bölgedeki yayılımlarını gözlemlemek ve su altı yaşamını incelemek için dalışlar yapıp film çekiyorum. Aslan balığı başta olmak üzere diğer istilacı türlerin de belgesellerini çektim. Aslan balıkları yok edici olarak biliniyor. Renkleri ve sırtlarındaki kol gibi uzantılarını izlemek büyüleyici. Fakat başka türlerin yavrularının yaşamasına izin vermeyen bir tür. Aslan balıklarının yoğunluğunu incelemek için dalış yaptık. Her kayalığın ardından bir aslan balığının kameramıza takılması ise su altındaki yoğunluğu gözler önüne serdi" diye konuştu.
Süveyş kanalının açılmasının ardından gemilerin Akdeniz’de su boşaltması nedeniyle denizlerimize girdiği tahmin edilen yabancı türlerin sayısının 600’e yaklaştığı belirtildi. Akdeniz’deki besin zincirini etkileyen ve ekonomik anlamda zarar veren türlerin iklim değişikliğiyle birlikte son 20 yılda istilacı yabancı türlerin yayılışını hızlandırdı.
Akdeniz’deki en zararlı tür olarak bilinen balon balığı, aslan balığı ve diğer yabancı türlerin Akdeniz’e zarar verdiğini söyleyen Çukurova Üniversitesi Su Ürünleri Fakültesi Deniz Biyolojisi Anabilim Dalı Öğretim Üyesi Prof. Dr. Cem Çevik, "Küresel ısınmayla birlikte çok sayıda yabancı tür Süveyş Kanalı'ndan gelmeye başladı.
Bu balıklar tropik bölgelerden sularımıza geliyor. Akdeniz aslında tropik türlerin işgali altında. Bu türlerin sayısı 600’e yaklaştı ve bu bizim bildiklerimiz. Mikro düzeyde bilmediğimiz türlerde söz konusu. O türleri de sayarsak sayı çok daha fazla oluyor. Akdeniz’deki sıcaklığın yükselmesi bunların nedenleri arasın’’ dedi.
Bazı bilim insanlarının yabancı türler nedeniyle biyo çeşitliliğinin çökebileceğine işaret ettiğini söyleyen Prof. Dr. Cem Çevik, "Balon balığı, ıskarmoz, barbun, aslan balığı türlerin hepsi yabancı tür. Son 10 yılda bu türlerin Akdeniz’de görülme sayısında ciddi bir artış söz konusu.
Bu da bölgenin yavaş yavaş tropikleşme sürecine girmiş olabileceğinin göstergesidir. Bunun sonuçları ileriki dönemlerde çok yıkıcı olabilir.
Bazı bilim adamları yabancı türlerin bölgelere katkı yaptığını söylese de bazıları ise ciddi sonuçlar olabileceğini destekliyor. O yüzden çok değişik çalışmalar yapılıyor ve bizde bu çalışmaların takipçisiyiz’’ diye konuştu.