Feyza Alya Duran'ın açıklamaları şu şekilde: O gün akıntı vardı. Ben akıntıya rağmen gittim. Normalde hep gidiyorum, 1,5 saate hep gidip geliyordum ama dönemedim bu sefer akıntıdan dolayı ve deniz hem beni geri çekip hem de farklı yöne savuruyordu. Ben mesela bir metrelik yeri geçecekken yarım saatte zor yol alıyordum. Deniz beni hem geri çekip hemde farklı yöne savuruyordu. Ondan sonra baya akşam vakti, yaklaşıyorum yaklaşıyorum bir türlü eşyalarımın olduğu sahile dönemiyorum. Ondan sonra akşam vakti bir rahatlama oldu ve karaya ben çıktım.
7.5 SAAT BOYUNCA NE HİSSETTİ?
Ben denizi çok seviyorum eskiden beri ve ben denizde büyüdüm. Deniz biraz bana karadaki gibi geliyor. Çok ürkütücü farklı bir alem gibi gelmiyor. Karadada insan yürürken çakılır, düşer ya, benim için denizde olabilecek şey de budur. Panik yapmıyorum. Normal doğal ortamım gibi ama benimde şaşırdığım nokta şu; Panik yapmadım, korkmadım ama ben yorumladım. Farklı bir şeydi bana göre, ilahi bir destekti sanki. Çünkü normalde yorulmamak mümkün değil. Yorulmadım, susamadım ve acıkmadım. Tuzlu suyun içersindesiniz 7,5 saattir ve yüzürüyorum, sürekli bir eform sarfetmeme rağmen bu şekildeydi.
'KAZAZEDE İLE KURTARICI ARASINDAKİ FARK SİZİN SUYA GİRİŞ ŞEKLİNİZDİR DERİZ'
Arama- Kurtarma Federasyonu Başkanı Umur Zamanoğlu: Hanımefendi zaten olayın bütün, en hassas noktasını zaten ilk başta kendisi vurguluyor. Bizde eğitimde deniz kurtarma personellerine yıllarca her zaman ilk öğrettiğimiz cümle şuydu; Kazazede ile olay yerinde, kazazede ile kurtarıcı arasındaki fark sizin suya giriş şeklinizdir deriz. Yani kazazede suya bir turist olarak, bir standart yüzücü olarak girer ama kurtarıcı bu şekilde girmez. O öncelikle sakin, kendinden emin ve ne yapacağını bilerek girer. Hanımefendi'de o taktiği uygulamış aslında. Dikkat edin ne diyor, sürekli sakindim, zaten ben denizi biliyorum, zaten konuya hakimim, birinci kilit noktası aslında bu.
'TEHLİKEYE MARUZ KALAN KİŞİNİN İLK YAPTIĞI ŞEY DOĞAYA MEYDAN OKUMAK'
RİP'e gelirsek, RİP'i basit anlatmanın yönü; RİP havada bizim bildiğimiz hidrografi ve oşinografi noktalarının dışında karada gördüğümüz hortuma benzer bir şeydir aslında. Evet sizi alır, bir noktaya çeker ama o çekmenin bir de zıt dönüşüde vardır. Bir hortum gibi düşünün. En basit örneğini söylemek gerekirse; Boğazda her yıl yüzme yarışları yapılıyor. Karşıdan karşıya geçme yarışı ama dikkat edin her zaman tek bir yöne doğru yapılır. Aslında karşıdan karşıyada geçmezler, çarpraz yüzerler. Aslında hanımefendinin yaptığı taktikle, RİP'le hareket etmenin yaptığı tatkik aynı şey. Kendini bırakıyor, sadece yön veriyor. Şimdi çoğunlukla birincisi RİP akıntısını veya olası bir şekilde herhangibi tehlikeye maruz kalan kişinin ilk yaptığı şey doğaya meydan okumak. Denize, akıntıya, soğuğa, dalgaya. Aslında burada yapılacak şey; akıntıya bırakın kendinizi, akıntının hattından çıkmaya odaklayın sadece kendinizi, evet yine uzaklaşacaksınız ama dibe çekilme tehkilesinden kurtulacaksınız birincisi. Akıntının sizi daha hızlı ileriye atma ihtimalinden kurtulacaksınız iki. Tekrar tekrar söylüyorum sakin sakin sadece hafif çarprazlama yoluyla uzaklaştığınızda akıntının etkisinden kurtulacaksınız.
HAŞEMA'NIN ETKİSİ
7 Saat boyunca dünyanın en sıcak sularında bile sizin tutunma hızınız çok zor. İllaki üşümüştür ama dayanmış vücudu. Giydiği kıyafetin haşema olması onu %50 avantajlı kılıyor. Hemen sebebini söyleyim; Vücudunuz bir termostur. onu suya koyduğunuzda o sürekli vücut ısısını denize veriyor. Bir metali ısıtmaya çalıştığı gibi. Hanımefendinin şöyle bir avantajı oluyor, uzun kıyafeti. Mesela biz niye siyah giyiniriz, biz denizde kurtarma operasyonlarında. Isıyı olabildiğince vücuduma çekebilmek için. Bizde kurtarıcı olarak kazazede durumuna düşebiliriz. Botumuz batabilir, helikopterimiz düşebilir. Isıyı vücuduma çeksin ama hanımefendide de olduğu gibi su içeri giriyor ya tenimize, dışarıya çıkmasını geciktiriyoruz. Hanımefendi denizi değil, kıyafetiyle arada kalan suyu ısıtıyor. Yani vücud %25 daha az enerji harcıyor, daha az düşüyor. Bu hanımefendinin kıyafetinin pembe gibi nispeten açık bir renk olmasından ve uzun bir kıyafet giymesinden kaynaklanıyor. Mesela bikini gibi tarif ettiğimiz standart kıyafetler olsaydı, şansı %25 daha düşüktü. Haşema'da ikinci olarak onu en çok kurtaran şeydir. Üçüncü olarak hipotermik bölgeler dediğimiz boyun ve bilek bölgesi, apuş arası diye tabir ettiğimiz alanlarda kapalıydı. Bu sefer ne oldu, vücutta %25 oranla daha da fazla ısıya dayandı. Aslında onun 7,5 saat suda durması, akıntıdan kurtulmasından daha büyük bir mucize, bunu da kıyafetine borçlu.