Davutoğlu özetle şunları söyledi: "istanbul'u korumaktan daha aziz bir görev olamaz bize ve hepimizin en asli görevi, bu şehri, emanet olarak devraldığımız bu şehri gelecek nesillere en iyi şekilde bırakmaktır. Mimar Sinan'dan ders almış olsaydık, o çok zikrettiğimiz Mimar Sinan'ın aşkını, sevdasını gerçekten yürekten hissetmiş olsaydık, bu aziz şehre, bu aziz şehrin doğasına, dokusuna, tarihine uymayan eserler yapıp şirk koşmazdık. Açık bir muhasebeyle söylüyorum, hepimiz sorumluyuz ve hep beraber bu Mimar Sinan gününde, Mimar Sinan'ın huzurunda, Mimarlar Günü'nde, başta mimarlar olmak üzere bütün meslek erbabına ve başta belediyeler olmak üzere bütün yerel yönetimlere ve başta Çevre ve Şehircilik Bakanımız olmak üzere bütün bakanlarımıza en açık ve net talimatımız, bundan sonra bu şehre hançer gibi saplanan hiçbir eser yapılmayacak. Şimdi bir muhasebe vaktidir arkadaşlar, hepimizin muhasebe vakti. Eğer bir gemiyle İstanbul'a doğru yaklaşıyorsanız, bir tarafta Süleymaniye, diğer tarafta da Gökkafes denilen bir ucube yan yana durduğunda bizim nesil Mimar Sinan'dan hiç ders almamış diye insan üzülüyor, mahvoluyor. Tarihi Yarımada'ya şirk koşmak, o yarımadayı tahakküm eden ne eser varsa bu şehre ihanettir. Aynı şeyi Zeytinburnu kuleleri için de söylerim, diğer yapılar için de..."