Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Cumhurbaşkanlığı Dolmabahçe Ofisi'nde Yatırım Danışma Konseyi 10. Toplantısı'nda önemli açıklamalarda bulundu.
İşte Erdoğan'ın konuşmasından satır başları: Yatırım Danışma Konseyi Toplantımız nedeniyle sizleri İstanbul'da ağırlamaktan büyük memnuniyet duyuyorum. Konseyde iletilen teklif ve tavsiye ülkemizin yatırım ortamını iyileştirirken göz önünde bulundurduk. Türkiye Yüzyılını aynı zamanda yatırım yüzyılı yapmaya kararlıyız. Türkiye sahip olduğu üretim kabiliyetleri, gelişmiş pazarlara yakın konumu bu dönüşüm sürecine adapte olan ülkelerden biridir.
TÜRKİYE GÜVENİLİR PARTNER OLDUĞUNU İSPATLADI
Sizlerin de bildiği üzere Covid 19 sonrasında küresel tedarik zincirlerinde yaşanan kırılmalar, jeopolitik gerilimler ticareti ve yatırımları yeniden şekillendiriyor. Türkiye sahip olduğu üretim kabiliyeti, altyapısı, nitelikli insan kaynağı ve küresel entegrasyonuyla dönüşüm sürecine en hızlı adapte olan ülkelerin başında geliyor. Yılbaşında Süveyş Kanalı'nda yaşanan kriz dünya ticaretinin ne kadar kırılgan olduğunu ortaya koymuştur. Türkiye alternatif ulaşım rotaları sunarak güvenilir partner olduğunu ispatlamıştır.
SATIN ALMA GÜCÜ PARİTESİNDE 11. SIRAYA YÜKSELDİK
2002 yılında 36 milyar dolar ihracatla dünya ticaretinden binde 5 pay alırken bugün 256 milyar dolara ulaşan ihracatımızla payımızı yüzde 1'in üzerine çıkardık. Burada sadece hacim artışından bahsetmiyoruz. İhraç ettiğimiz ürünlerin teknoloji kompozisyonunu da genişlettik. Son 21 yılda yıllık ortalama 5.4'lük büyüme kaydederek satın alma gücü paritesine göre 11. sıraya yükseldik.
SON 20 YILDA 268 MİLYAR DOLARLIK YATIRIM
Uluslararası doğrudan yatırımlarda bu süreçte bizlere katkı sundu. 2003'ten önceki 30 yılda sadece 15 milyar dolar yatırım alan Türkiye son 20 yılda 268 milyar dolarlık yatırım çekti. 2002 yılında ülkemizde yalnızca 5600 uluslararası sermayeli şirket faaliyet gösteriyordu. 83 binden fazla bugün çok uluslu şirkete ev sahipliği yapıyoruz. Burada karşılıklı bir kazan kazan durumu söz konusu. 15 yılda Türkiye'de gerçekleştirilen ihracatın yaklaşık yüzde 31'ini uluslararası sermayeli şirketler yaptı. Türkiye'nin imalat sanayi yatırımlarındaki liderliği de dikkat çekicidir. Yeni dönemde de uluslararası yatırımların tercih ettiği lider ekonomilerden biri olmaya devam edecektir.
YOL HARİTAMIZ BELLİ
12. Kalkınma Planı, OVP ve uluslararası doğrudan yatırım stratejisi gibi belgelerle ekonomideki yol haritamızı belirledik. OVP'nin temel hedeflerinden biri yıllık yüzde 5'in üzerinde ekonomik büyümedir. Dijital dönüşüm, yeşil ekonomi, enerji verimliliği konularına ağırlık veriyor, yatırımları hızlandırmayı planlıyoruz.
ENFLASYONUN KONTROL ALTINA ALINDIĞI DÖNEME GİRİYORUZ
Son dönemde açıklanan büyüme, dış ticaret ve enflasyon verileri programın çalıştığını ortaya koyuyor. Enflasyonun kontrol altına alındığı döneme girmiş bulunuyoruz. Mikro ekonomilerde elde ettiğimiz yatırım ortamının iyileştirilmesi çalışmalarıyla destekliyoruz. KVKK, yenilenebilir enerji, girişim sermayesi gibi önemli konularda ilerlemeler kaydedildi. Yatırımcılarımız için önem arz eden konularda çalışmalarımız tüm hızıyla devam ediyor. Uluslararası doğrudan yatırım stratejimizdir. 29 Temmuz'da paylaştığımız stratejiyi nitelikli yatırımları ülkemize kazandıracak yol haritası olarak tasarladık. Stratejiyle yüksek katma değerli sürdürülebilir dijital dönüşümü destekleyen yüksek teknolojiye dayalı yatırımları ülkemize daha fazla çekmek istiyoruz. 2028 yılında payımızı yüzde 1.5'e çıkaracağız.
YEŞİL DÖNÜŞÜM SÜRECİNİ HIZLANDIRACAĞIZ
1 Ekim itibarıyla yeni yasama yılımız başlayacak. Meclisin açılmasıyla birlikte iklim kanunu gündeme gelecek. Kanunla sanayimizde yeşil dönüşüm sürecini hızlandıracağız. Emisyon ticaret sisteminin kurulmasına yönelik çalışmalar devam ediyor. Sanayimizin dönüşümünü destekleyecek ve rekabet gücümüzü artıracağız. 30 milyar dolar bütçeyle desteklenen bu programla 8 öncelikli alandaki yatırım başlığında önemli imkanlar sunacağız. Birçok sektör programdan faydalanacaktır.
TÜRKİYE'NİN ÖNÜNDE SEÇİMSİZ 3.5 YIL VAR
Tüm planlarımızı 2028'e göre yapıyoruz. Milletimizin verdiği yetkiyi sonuna kadar kullanmakta kararlıyız. Muhalefetin kendi iç çekişmelerini perdelemek amacıyla gündeme getirdiği seçim tartışmalarını havanda su dövmek olarak görüyoruz. Türkiye'nin önünde seçimsiz 3,5 yıl var. Hedeflerimize ancak bu yılların hakkını vererek ulaşabiliriz. Bu tartışmalar fuzuli hamlelerdir. Sizin de planınızı buna göre yapmakta fayda olduğunu görüyorum.