Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Parlamenterler Arası Kudüs Platformu 5. Konferansı’nda önemli açıklamalarda bulundu.
İşte Erdoğan'ın konuşmasından satır başları: Kalbi Kudüs ve Filistin için atan siz kıymetli parlamenterleri ülkemizde ağırlamaktan büyük bir memnuniyet duyuyorum. Medeniyet, tarih ve kültür şehri güzel İstanbul'umuza hepiniz hoş geldiniz. Sizlerin şahsında Filistin davasını kendi meselesi görüp destek veren, Kudüs'e ve Filistin'e sahip çıkan tüm parlamenterlere teşekkür ediyorum. Az önce yapılan konuşmaları ilgiyle takip ettik. Parlamenterler arası Kudüs Platformu'nun kuruşundan bu yana geçen sürede önemli bir boşluğu doldurduğunu memnuniyetle müşahede ettik.
KUDÜS'ÜN KİMLİĞİ ADIM ADIM YOK EDİLİYOR
BM kararlarına, prensiplerine, uluslararası normlara uygun olarak Kudüs'e ve Filistin'e hizmet eden siz kardeşlerimi tebrik ediyorum. Müslüman olmanın, hakkı, hukuku ve adaleti cesaretle savunmanın gerçekten zor olduğu günlerden geçiyoruz. Bilhassa ilk kıblemiz Mescid-i Aksa'nın mahremiyetine yönelik tacizler giderek artıyor. İşgalci İsrail tarafından Kudüs'ün kadim kimliği adım adım yok ediliyor. Haçlı zihniyetinin tekrar hortlatılmak istendiğini görüyoruz. Kudüs'ü tekrar ayağa kaldıran ecdadın torunları olarak Filistin'de yaşanan menfi-müspet her gelişmeyi yakından takip ediyoruz. Hiçbir güç kalbimizden Kudüs sevgisini sökemez. Türkiye olarak Kudüs'e sahip çıkmayı bir görev biliyoruz.
VİCDAN SAHİBİ TÜM İNSANLARA TEŞEKKÜR EDİYORUM
Türkiye olarak kuşatıcı anlayışla Kudüs'e sahip çıkmayı bir görev biliyoruz. Mücadelemizi azimle sürdürüyoruz. Barış adına yürüttüğümüz bu kutlu mücadeleye destek veren Parlamenterler Arası Kudüs Platformu'na şükranlarımı sunuyorum. Buradan Filistinli kahramanlara bir kez daha selamlarımı gönderiyorum. İşgalci zalimler karşısında dik duran Filistin'in yiğit evlatlarını ülkem ve milletim adına saygıyla selamlıyorum. Dünyanın dört bir yanında Filistin ve Gazzeli kardeşlerimizle dayanışma sergileyen vicdan sahibi tüm insanlara teşekkür ediyorum.
GÜNÜMÜZÜN HİTLER'İ GAZZE KASABIDIR
Modern dönem firavunlarını görmek isteyen hiç uzağa gitmesin. 35 bin Filistinliyi acımasızca katledenlere baksın. Günümüzün Hitler'i ve Nazileri Gazze'de 15 binden fazla çocuğu öldüren katillerdir. Netanyahu adını Gazze kasabı olarak tarihe utançla yazdırmıştır. Bu kara leke ne yaparsa yapsın çıkmayacaktır. Biz böyle konuşunca birileri hemen rahatsız oluyor. Cürmü yüzüne söylenen her suçlu gibi İsrail yönetimi de bizi susturabileceğini zannediyor. Ellerindeki basın ve lobi gücüyle cinayetlerin üstünü örtebileceklerini düşünüyorlar. Ne yaparsanız boş, ne kadar uğraşsanız da beyhude. Tayyip Erdoğan'ın kalbine zincir vuramazsınız. Sizin baskılarınıza asla boyun eğmeyiz.
BEDEL ÖDEMEKTEN ASLA ÇEKİNMEDİK
Ey Netanyahu duam şu, 'Ya Kahhar ismiyle bu siyonistleri kahr-u perişan eyle' Biz şartlara göre, konjonktüre göre politikasını belirleyen tatlı su siyasetçilerinden değiliz. Biz bu yola kefenimizi giyerek çıktık. Yarım asır boyunca bedel ödemekten asla çekinmedik.
HAMAS'A TERÖR ÖRGÜTÜ İFTİRASI ATANLARDAN OLAMAYIZ
Hiç kimse bizden soykırıma sessiz kalmamızı beklemesin. Sırf Avrupa öyle istedi diye Hamas'a terör örgütü iftirası atanlardan olamayız. Filistinli direnişçilere terörist yaftası vuramayız. Biz Hamas'ı Filistin'in Kuva-yı Milliye'si olarak görmeye devam edeceğiz. Bunu da her platformda dillendirmekten geri durmayacağız. 203 gündür Gazze'de devam eden soykırımı hiçbir şey haklı gösteremez. 7 Ekim'de yaşananları tasvip edebilirsiniz ya da etmezsiniz. Bu sizin bakış açınız. Ama bebekleri öldürmeyi, camileri, kiliseleri, okulları bilerek hedef almayı, Gazze'yi büyük bir kabristana dönüştürmeyi haklı çıkaramazsınız. Çocuğunun doğum gününü Gazzelileri öldürerek kutlayan bir anlayışın insanlıkla bağı kalmamış demektir.
İSRAİL İLE İLİŞKİLERİ KESTİK
İsrail ile ilişkilerimizi ticari başta olmak üzere kestik, kesiyoruz. Şunun da altını çiziyorum; Türkiye 2000 yılı aşan tarihinin hiçbir döneminde asla soykırım yapmamış, sömürgeci olmamış, masumlara dokunmamış bir ülkedir. Başı dara düşen herkese kapımızı açtık. Engizisyondan kaçan Musevilere de, Nazilerden kaçan Musevilere de biz sahip çıktık ey Netanyahu... Suriye'den kaçan kardeşlerimize biz yardımcı olduk. Bölgemizde barışın, huzurun, refahın hakim olması için samimiyetle gayret gösteriyoruz.
AKIL, VİCDAN VE AHLAK DIŞI İDDİALAR
Geçen ay ülkemizde mahalli idareler seçimleri yapıldı. Seçim sürecinde büyük bir iftiraya maruz kaldık. Şahsımızın Filistin davasını savunurken ödediği bedeller ortadayken, birileri ülkemizin ve milletimizin Filistin direnişine verdiği güçlü desteği gölgelemeye çalıştı. Bu kirli kampanyayı hırsları akıl ve vicdanlarının önlerine geçtiği için yürüttüler. Hatta İsrail'e jet yakıtı gönderdiler diyecek kadar ne yazık ki akıl, vicdan ve ahlak dışı bir sürü iddia gündeme taşındı. Tayyip Erdoğan ve arkadaşlarının böyle bir adım atması mümkün mü?
KÜRECİK İDDİALARI: TÜRKİYE BÖYLE BİR ŞEYE İZİN VERMEZ
Şimdi aynı çevrelerin Kürecik'teki radar üssüyle ilgili benzer yalanlara sarıldığını görüyoruz. Bu meseleyi istismar etmeye çalışıyorlar. Kürecik'teki radar merkezinin ülkemizin ve ittifakımızın güvenliği dışında hiçbir devletle herhangi bir ilişkisi, bağı, irtibatı yoktur ve olamaz. Türkiye böyle bir şeye zaten izin vermez. Bir müslüman olarak her şeyden önce yalan Allah'ın en çok nefret ettiği şeydir. Bu iftiralar yabancı basın tarafından köpürtülerek ülkemize karşı kullanıldı. Üç kuruşluk siyasi çıkar uğruna iftira attılar. Birileri, Filistin'e verdiğimiz desteği gölgelemeye çalıştı. Varsa elinizde belgeniz, çıkar ispat edersiniz. Ama bunu yapmıyorsanız müfterisiniz.
ABD'NİN KARARINI KABUL ETMİYORUZ
Filistin halkının BM'ye tam üye devletlerinin olmaması hem büyük bir ayıp hem de ciddi bir haksızlıktır. Geçen hafta Güvenlik Konseyi'nde bu yönde atılan adım ABD'nin vetosu ile karşılaşmış ve engellenmiştir. ABD bu kararı ile Güvenlik Konseyi üyesi diğer devletlerin iradesini de yok saymıştır. Bu kararı kabul etmiyoruz. Amerikan yönetimi İsrail'e verdiği koşulsuz askeri ve diplomatik destekle çözüme katkı sunmuyor. Sorunun daha da büyümesine sebep oluyor. İsrail'e 25 milyar dolarlık askeri paketi onaylaması bunun en net göstergesidir. 1915 olayları üzerinden Türkiye'ye yönelik asılsız ithamları tekrarlamak yerine Amerikan yönetimi Gazze'ye bakmalı, İsrail'in Gazze'deki soykırım girişimlerini engellemelidir. Batılı ülkelerin sabır taşımızı çatlatan tutumlarını reddediyoruz. Gazze krizinde siyonizmin Amerika ve Avrupa ülkeleri başta olmak üzere küresel ölçekteki tahakkümünü bir kez daha görmüş olduk.