Cumhurbaşkanı Erdoğan'dan Fransız mallarına boykot çağrısı

Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın açıklamalarından satır başları şöyle;

(Koronavirüs ile mücadele)

Salgın dalgalar halinde yayılmaya devam ediyor. Vakitlice aldığımız tedbirler sayesinde diğer ülkelere göre krizi daha hafif geçiriyoruz. Milletimden tedbirlere daha fazla hassasiyet göstermelerini rica ediyorum. Mücadelemizi birlikte zafere dönüştürmek için 83 milyonun hepsine görev düşüyor.

İslam alemi gerçekten sancılı, zorluklarla dolu bir dönemden geçiyor. Libya'nın zengin kaynakları darbeciler ve batının emperyalist güçleri tarafından talan edildi. Tüm dünyanın gözleri önünde Filistin'de zulüm, Arakan'da şiddet, Irak ve Afganistan'da terör can almaya devam ediyor.

Hıristiyan dünyasına, Musevilere sesleniyorum. Bizim dinimizde Hıristiyan olmak suç değildir. Biz ona da sahip çıkıyoruz. Aynı şekilde Musevilere de sahip çıkıyoruz. Fransa'da Hıristiyanlara yönelik bir şiddet varsa oraya da sahip çıkalım. Buradan dünya liderlerine sesleniyorum.

(Boykot çağrısı)

Müslümanlara ait iş yerleri, evler, okullar hemen her gün faşist grupların saldırısına uğruyor. Buradan milletime sesleniyorum. Sakın Fransız markalara asla iltifat etmeyin, bunları satın almayın. 

Fransa'nın akli noktada kontrole muhtaç olan liderinin teşvikiyle bu saldırılar yapılmaya başlandı.

Bugün lafa gelince demokrasiyi kimseye bırakmayan birçok batılı devlette, Müslümanlara yönelik hukuksuzluklar adeta sıradan hale gelmiştir. Kimi Avrupa ülkelerinde bizzat devlet başkanı seviyesinde teşvik edilen bir politika haline gelmiştir.

Buradan sesleniyorum... İşte siz gerçek manada faşistsiniz, siz gerçek manada Nazi'nin zincir halkalarından birisiniz. Irkçı terörizm, medya ve siyaset eliyle, çoğu zaman da güvenlik birimlerinin de göz yummasıyla toplumda yaygınlaşıyor.

Koronavirüs salgınının sebep olduğunu ekonomik sıkıntıların faturası bile müslümanlara ve göçmenlere kesilmeye çalışılıyor. 

Müslümanları düşmanlaştırarak elde edebileceğiniz hiçbir kazanım yoktur. Çapsızlığınızı perdelemek için girdiğiniz bu yolun sonu felakettir. Son günlerde yaşanan hadiseleri, devlet başkanı düzeyinde sergilenen hadsizlikleri, sabah namazı vaktinde camilerimize yapılan polis baskınlarını sıradan vakalar olarak görmüyoruz.

AB Konseyi, İslam düşmanlığını görmezden gelemez. 

Müslüman şahit olduğu kötülükler karşısında sessiz ve tepkisiz kalamaz

Önceki gün yaptığım çağrıyı tekrarlamak istiyorum. Irkçılık ve İslam düşmanlığı, görevi, konumu, makamı ne olursa olsun insanın akli ve vicdani melekelerini yok eden bir psikozdur. Camilerin emlak niyetine satıldığı günlerimiz oldu. Bu ülkede Allah ve ahlak demenin yasak olduğu zorlu, utanç verici günler yaşadık.