Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın açıklamaları şöyle:
Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi'nin Selahattin Demirtaş ile ilgili kararına da değinmek istiyorum. Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi bizim mahkemelerimizin yerine geçecek şekilde karar veremez. Sadece burada verilen kararlar mahkemelerimizce değerlendirilir. Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi bu kararı iç hukuk yolları tüketilmeden istisnai bir uygulama yapmıştır. Bu adımlar siyasidir bunun da gerekçesini biliyoruz.
Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi Türkiye nezdinde saygı görmek istiyorsa dönüp kendini sorgulamalıdır. PKK ile içli dışlı olan siyasetçi maskeli bir kişi olduğunu hatırlatmak isterim. AİHM böyle bir teröristi savunmanın arkasında olduğunu bilmelidir. Bu şahıs siyasi görevleri sebebiyle değil terörle arasına mesafe koyamadığı onlarca kişinin ölümüne yol açtığı için milletimizin gözünde suçludur. Kürt kardeşlerimizi sokağa döken ve ölümüne neden olan odur. Ey AİHM sen anlamasan da biz anlatmaya devam edeceğiz. Aynı mahkemenin FETÖ davaları için de takınacağı tavır şimdiden belli olmaya başladı. Bu mahkemenin FETÖ ile ilgili olarak aynı yaklaşımı sergilememesini temenni ediyoruz. Bunca çifte standarda tahammül etmek zorunda olmadığımızın da bilinmesini isterim.
AİHM'DEN DEMİRTAŞ KARARI
Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi (AİHM), eski HDP Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş'ın terör propagandası yaptığı gerekçesiyle hapis cezasına çarptırılmasıyla ifade özgürlüğü, özgürlük ve güvenlik hakkı ile serbest seçim hakkının ihlal edildiğine karar verdi.
AİHM, Demirtaş'ın 18 Mart 2019'da terör propagandası yaptığı gerekçesiyle hapis cezasına çarptırıldığı duruşmaya ilişkin kararını açıkladı.
Mahkeme, Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesinin (AİHS) ifade özgürlüğünü, özgürlük ve güvenlik hakkını ve serbest seçim hakkını içeren maddelerin ihlal edildiğine hükmetti. Mahkeme, ancak AİHS'in Demirtaş'ın tutuklama işleminin yasaya uygunluğu hakkında kısa süre içinde karar verilmesine ilişkin maddenin ihlal edilmediğine karar verdi.
Kararda, Türkiye'nin Demirtaş'ı serbest bırakmak için gerekli tüm önlemleri alması gerektiği ifade edildi.
Türkiye'de 2017'de düzenlenen referandumda ve 24 Haziran 2018'deki cumhurbaşkanlığı seçimlerinde Demirtaş'ın tutuklu bulunmasıyla özgürlüğünün kısıtlandığı, tutukluluğunu haklı gösterecek bilgilerin mahkemeler tarafından verilmediği ifade edildi.
Kararda, Türkiye'nin Demirtaş'a 3 bin 500 avro maddi, 25 bin avro manevi tazminat ve 31 bin 900 avro mahkeme masrafı ödemesi gerektiği belirtildi.
AİHM, Demirtaş'ın Kasım 2018'de terör propagandası yaptığı gerekçesiyle hapis cezasına çarptırılmasıyla ifade özgürlüğünün ihlal edildiğine karar vermişti. Bunun üzerine Türkiye ve Demirtaş, Şubat 2019'da AİHM'nin Büyük Dairesine başvurmuş ve 18 Mart 219'da Demirtaş'ın duruşması yapılmıştı.
Ankara 19. Ağır Ceza Mahkemesi, terör suçlarından yargıladığı Demirtaş'ın 2 Eylül 2019'da adli kontrolle tahliyesine karar vermiş ancak Demirtaş, daha önce İstanbul 26. Ağır Ceza Mahkemesince "terör örgütü propagandası yapmak" suçundan aldığı 4 yıl 8 ay hapis cezası nedeniyle cezaevinden çıkamamıştı.
Demirtaş, kendisi gibi "HDP Eş Genel Başkanlığı" yapan Figen Yüksekdağ ile Ankara Cumhuriyet Başsavcılığının 6-8 Ekim 2014'teki Aynularab (Kobani) bahanesiyle düzenlenen izinsiz gösterilere ilişkin soruşturması kapsamında, 20 Eylül 2019'da "devletin birliğini ve ülke bütünlüğünü bozmak", "bir suçu gizlemek veya başka bir suçun delillerini gizlemek ya da yakalanmamak amacıyla öldürmeye azmettirmek", "öldürmeye teşebbüse azmettirmek", "yağmaya azmettirmek" ve "kişiyi hürriyetinden yoksun kılmaya azmettirmek" suçlarından tutuklanmıştı.