AK Parti Sözcüsü Ömer Çelik ile Genel Başkan Yardımcısı Hamza Dağ, CHP İzmir Milletvekili Tuncay Özkan'ın Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'a yönelik ifadelerine tepki gösterdi. Çelik, sosyal medya hesabından yaptığı paylaşımda şunları ifade etti: "Bir CHP milletvekilinin Cumhurbaşkanı'mıza dönük siyasi ahlaktan yoksun ve çirkinlik abidesi sözleri, bu kişinin kendi kendisine ayna tutmasından ibarettir. Bu üslupla konuşan kişi, Türk siyasi hayatında ömür boyu bu sıfatlarla anılmaya talip olmuştur. Bu CHP milletvekilinin, Cumhurbaşkanı'mıza dönük çirkin üslubunun, Hollandalı Türk ve İslam düşmanı, faşist Geert Wilders ile aynı dalga boyunda olması, bizim değil, CHP'nin sorunudur."
Dağ da sosyal medya hesabından, Özkan'ın paylaşımını alıntılayarak şunları kaydetti: "Hakaret, yalan ve iftira ile seçim kazanamadılar. Recep Tayyip Erdoğan'dan öyle bir tokat yediler ki sırça köşklerinden de kovuldular. Şimdi 'milletin adamına' dil uzatarak dikkat çekmeye çalışıyorlar. Dilini içeri sok, sana buradan su veren de olmaz kemik atan da."
SORUŞTURMA BAŞLATILDI
Adalet Bakanı Yılmaz Tunç, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'a yönelik ifadeleri nedeniyle, CHP İzmir Milletvekili Tuncay Özkan hakkında İzmir Cumhuriyet Başsavcılığınca soruşturma başlatıldığını bildirdi. Bakan Tunç, sosyal medya hesabından yaptığı açıklamada, şu bilgileri paylaştı:
"Cumhurbaşkanımız Sayın Recep Tayyip Erdoğan'a sosyal medya üzerinden hakaret eden ve iftira atan İzmir Milletvekili Tuncay Özkan hakkında İzmir Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından soruşturma başlatılmıştır." Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın milletin bağrında yetişmiş bir lider olduğunu vurgulayan Tunç, şöyle devam etti:
"Ömrünü büyük ve güçlü Türkiye'ye vakfetmiştir. Aziz milletimizin oylarıyla seçilen, ülkemize ve milletimize hizmet etmek için gece gündüz demeden çalışan Sayın Cumhurbaşkanımıza yönelik hadsiz ve çirkin ifadeler asla kabul edilemez. Milletvekilliği kimliğini taşıyan bir kişinin milletin değerlerini hiçe sayan, terbiyesiz ve ahlak dışı sözlerini şiddetle kınıyorum."
Cumhurbaşkanı Yardımcısı Cevdet Yılmaz: Farklı siyasi partilere mensup olsak da, demokratik siyasetin seviyesini ve saygınlığını korumak ortak sorumluluğumuzdur. Siyasi ahlak ve nezaketten nasibini almamış bir CHP vekilinin, aziz milletimizin temiz oylarıyla demokratik rekabet ortamında defalarca seçilmiş olan Sayın Cumhurbaşkanımıza nefret dolu ve çirkin bir dille saldırması, kendi zihin yapısının yansımasıdır. Bunun hukuktaki karşılığı suç, siyasetteki karşılığı ise faşizan bir nefret söylemidir. Bu saldırı, aynı zamanda milletimizin iradesine ve demokratik değerlere karşı yapılmış bir saldırıdır. Sarf edilen edep dışı sözleri reddediyor, milletvekilliği sıfatı taşımasına rağmen bu makamın ağırlığını taşımaktan uzak bu şahsın sözlerini en güçlü şekilde kınıyorum. Ait olduğu parti başta olmak üzere, tüm siyasi partilerin gerekli tavrı göstermelerini temenni ediyorum.
İçişleri Bakanı Ali Yerlikaya: Bir milletvekilinin; ömrünü ülkesine ve milletine adayan Sayın Cumhurbaşkanımız hakkında terbiye sınırlarını aşan ifadeler kullanması, o zatın içindeki çirkinlikleri gün yüzüne çıkarmaktadır. Cumhurbaşkanımıza hakaret edenlerin ortak yönlerini Aziz Milletimiz çok iyi bilmektedir! Birileri iftira peşinde koşadursun… Biz Sayın Cumhurbaşkanımızın liderliğinde Büyük ve Güçlü Türkiye’yi inşa etmek için canla başla çalışmaya devam edeceğiz. Ahlak dışı ve haddini aşan sözlerin sahibi milletvekilini şiddetle kınıyorum.
Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanı Murat Kurum: Cumhurbaşkanımıza, bu ülkenin liderine, liderimize, siyasi ahlaktan ve devlet terbiyesinden yoksun bir şekilde dil uzatan düzeysiz şahısların bu mesnetsiz ifadeleri ayaklarımızın altındadır. Parti içi kısır çekişmelerini siyasi alana tahvil edip güya Cumhurbaşkanımızı hedef almaya çalışan bu kirli siyaset anlayışını telin ediyorum.
Ticaret Bakanı Ömer Bolat: Bir CHP milletvekilinin sosyal medya üzerinden Cumhurbaşkanımız Sayın Recep Tayyip Erdoğan’a yönelik hakaret ve iftiralar içeren açıklamaları, bu güruhun sadece siyasi nezaketten değil, ahlaki değerlerden de ne denli uzaklaştığının apaçık bir göstergesidir. Bu tür çirkin ve haysiyetsiz saldırılar, sadece Cumhurbaşkanımızı hedef almakla kalmayıp, aynı zamanda milletimizin iradesine ve devletimizin en yüksek makamına karşı duyulan saygısızlığı da gözler önüne sermektedir. Bu ithamların hesabı hukuk önünde mutlaka sorulacaktır.
Tarım ve Orman Bakanı İbrahim Yumaklı: Zihin kirliliği diline sirayet etmiş bir siyasetçi “bozuntusu”nun seviyesiz ve terbiyesiz söylemini aynen iade ediyorum. Ülkemizin seçilmiş Cumhurbaşkanına, davamızın lideri Sayın Recep Tayyip Erdoğan’a dil uzatmak kimsenin haddine değildir.
Ulaştırma ve Altyapı Bakanı Abdulkadir Uraloğlu: Türkiye Cumhuriyeti’ni ve Türk milletinin birliğini temsil eden Cumhurbaşkanımıza, milletimizin hiçbir ferdi tarafından kabul edilemeyecek ifadelerle hakaret eden CHP’li milletvekili müptezeli en güçlü şekilde kınıyorum. Bulunduğun pislik çukurunda haddini de hududunu da aştın. Senin ağababaların liderimiz Recep Tayyip Erdoğan’ın kılına zarar veremedi. Sen mi zarar vereceksin? Yanına kâr kalmayacak alçak. Sokakları doldurduğunuz çöp, çamur ve çukur ne yazık ki dillerinize de bulaştı. Ömrünü ülkesine ve milletine vakfetmiş Cumhurbaşkanımız Sn. Recep Tayyip Erdoğan’a hakaret etmeyi siyaset sanan bu zihniyet milletimizin vicdanında dün olduğu gibi bugün de lanetlenmeye mahkumdur. Siyasetin dilini kirleten bu edepsiz alçaklara inat Sn. Cumhurbaşkanımızın liderliğinde milletimiz için eserler üretmeye devam edeceğiz.
Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanı Mahinur Özdemir Göktaş: Recep Tayyip Erdoğan gibi milletin oylarıyla seçilmiş ve her seçimde bu teveccühü yinelemiş bir lidere söylenen siyasi ahlaktan yoksun çirkinlikteki ifadeler milletin vekili olmakla asla bağdaşmaz! Bu seviyesiz iftiralar hem hukuk önünde hem de milletimizin nezdinde gereken cevabı mutlaka alacaktır.
Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Vedat Işıkhan: Geçmişi karanlık izlerle dolu, katliamcı İsrail'in sözde Bakanı ile aynı çirkin dili paylaşan, adını bile anmak istemediğimiz bir CHP milletvekilinin Sayın Cumhurbaşkanı'mıza yönelik ahlak ve haysiyetten yoksun sözlerini şiddetle kınıyorum. Kimin kiminle aynı safta olduğu gün gibi açık ortada. Bir tarafta ülkesi için durmaksızın mücadele eden milletin adamı Cumhurbaşkanı'mız Sayın Recep Tayyip Erdoğan, diğer tarafta Türkiye'nin güçlenmesine ve bu ülkenin faydasına olan her şeye karşı olan zihniyetin kırıntısı.
Milli Eğitim Bakanı Yusuf Tekin: CHP'li bir vekilin, sosyal mecralarda Sayın Cumhurbaşkanımızın şahsına hakaret dolu ifadeler kullanmasını kınıyorum. Siyaset salt kurum olarak değil, aynı zamanda siyasetçilerin davranış ve sözleriyle demokrasi ve hukuk devletinin de kurumsallaşmasına hizmet etmelidir. Sanırım CHP’nin normalleşmeden kastettiği şey, tek parti dönemindeki gibi antidemokratik tavırların ve ötekileştiren hakaret dilinin yeniden inşası. Bu dili kullananların Türkiye’ye, demokrasiye ve hukuk devletine vereceği zararları iyi hesap etmeleri gerekmektedir. Unutulmamalıdır ki Sayın Cumhurbaşkanımız, aziz milletimizin teveccühü ile seçilerek milletten aldığı güçle 85 milyonun Cumhurbaşkanıdır.
Sanayi ve Teknoloji Bakanı Mehmet Fatih Kacır: Milletin vekaletini taşımanın getirmesi gereken seviye, edep ve ahlaktan yoksun bir milletvekili Sayın Cumhurbaşkanımıza hakaret etmiş. Bu ahlaksızlık, Cumhurbaşkanımızın, Devletimizin, Milletimizin itibarını elbette zedeleyemez. Ancak bu edepsizliği yapanın seviyesizliğini gösterir. Bu edepsiz ve benzerlerini çıldırtan hakikat şudur: Recep Tayyip Erdoğan Türkiye’nin doğrudan halk oyuyla seçilmiş ilk Cumhurbaşkanıdır. Ve Milletin Adamı Recep Tayyip Erdoğan, girdiği her seçimi kazanmıştır. 2014’ten bu yana Türkiye Cumhuriyeti Devletinin Cumhurbaşkanıdır. Türk Ordusunun Başkomutanıdır. Kurduğu AK Parti 2002’den bu yana 22 yıldır kesintisiz iktidardadır. Bu ülkede söz de, karar da Milletindir.
Kültür ve Turizm Bakanı Mehmet Nuri Ersoy: CHP'li bir milletvekilinin Cumhurbaşkanımız Sayın Recep Tayyip Erdoğan'a yönelik yaptığı asılsız ve çirkin suçlamalar, sadece siyasi nezakete değil, aynı zamanda insani ve ahlaki değerlere olan uzaklığını da ortaya koymaktadır. Bu tür söylemler, Cumhurbaşkanımızı hedef almanın ötesinde, milletimizin iradesine ve devletimizin en yüce makamına karşı derin bir saygısızlık anlamına gelmektedir. Bu tür ithamların hesabı elbette hukuk çerçevesinde sorulacaktır.