Aydın Tarım ve Orman Müdürlüğünden alınan bilgiye göre 73 bin 433 dekar alanda yılda 27 bin ton kestanenin üretildiği Aydın, Türkiye'de üretilen 63 bin 580 ton kestanenin yüzde 42'sini karşılıyor.
Coğrafi işaret tesciliyle korunan Aydın kestanesinde hasat, zorluğu ve tehlikeleriyle dikkati çekiyor.
Özellikle Efeler, Köşk, Sultanhisar ve Nazilli ilçelerinde yüksek rakımdaki kestane ağaçlarının bulunduğu yaylalara çıkan üreticiler, ağaçtan düşürüp dikenli kozalaklarından ayırdıkları kestaneleri iç ve dış pazar siparişlerine yetiştirmeye çalışıyor.
Bölgede en fazla üretimin yapıldığı Eğrikavak Yaylası da hasat heyecanının yaşandığı yerlerden biri.
Diğer ürünlere göre toplaması zor olan kestane için kadınlar 250, erkekler ise ağaçların yüksekliğine göre 600 liraya kadar yevmiye alıyor.
"Sırıkçı" adı verilen erkek işçiler, ellerine aldıkları ortalama 3 metre uzunluğundaki sırıklarla yaşları yarım asra ulaşan 15-20 metre yüksekliğindeki ağaçlara çıkıyor. Adeta cambaz dikkatiyle dalların üzerinde tutunan işçiler, sırıklarla kestaneyi yere düşürüyor.
Ağaçlardaki kestanelerin tamamının yere düşürülmesinin ardından devreye kadınlar giriyor. Dışı dikenli olduğu için eldiven giyen kadınlar, bazı yerleri dik olan dağ yamaçlarında kestaneleri tek tek topluyor.
Kadınların 50 kilogramlık çuvallara doldurduğu kestaneler daha sonra erkek işçiler tarafından kuyulara boşaltılıyor. Dikenlerinin çürümesi için yaklaşık 1 ay kuyuda bekletilen kestaneler, makineyle ayıklanıp sofralara hazır hale getiriliyor.
- "Fiyatlar ve kalite gayet güzel"
Efeler Ziraat Odası Başkanı Mehmet Kendirlioğlu, AA muhabirine, bu yıl kuraklık nedeniyle yaklaşık yüzde 10'luk bir verim kaybı gördüklerini söyledi.
Üreticinin fiyatlardan memnun olduğunu anlatan Kendirlioğlu, "Kilogramı 30-40 lira arasında değişiyor. Üreticilerimiz hem fiyatlardan hem de ürünün kalitesinden gayet memnun. Şu anda herhangi bir sıkıntı görünmüyor." dedi.
Kendisi de üretici olan Eğrikavak Mahallesi Muhtarı Muhsin Kıyar da kestanenin çok değerli bir mahsul olmasına rağmen toplanmasının maharet ve dikkat istediğini dile getirdi.
Kıyar, şöyle konuştu:
"Hasatların en zoru ve ağırı kestanedir. Ağaçtan düşüp beli kırılanlar, dikenli kestanenin gözüne gelmesinden dolayı kör olanlar bile var. Hatta ölümlere kadar yol açan bir mahsul. Kuraklıktan dolayı etkilendik ama son zamanlardaki yağıştan dolayı toparladık. Rekolte bir miktar düşük ama kalitesinde herhangi bir sorun yok."
- "Bu işin cambazı olduk"
İşçilerden Mesut Demirtaş ise çok riskli bir iş yaptıklarını vurgulayarak, "Ölüm tehlikesi var. Benim bildiğim 3 kişi bu işten hayatını kaybetti. Artık korkmuyorum. Elbette korktuğumuz yerler oluyor ama alıştık. Gücünün yerinde olması lazım. Bazen çok ince dallara gidiyoruz. Ölümle göz göze geldiğimiz durumlar oluyor, daldan dala geçiyoruz. Bu işin cambazı olduk." ifadelerini kullandı.
Kestaneyi sürekli eğilerek topladıkları için belinin çok ağrıdığını belirten Şengül Ceylan (52) ise ekmek parası için çalışmak zorunda olduklarını söyledi.
Kübra Ayan da (42) para kazanmanın kolay olmadığını belirterek, "Gelmesek de olmuyor çünkü para kazanmamız lazım. Aydın'da en zor iş kestane toplamak. Dolayısıyla pahalı da oluyor. Hem eğilip hem de beraberinde çuvalları sürerek yanımızda taşımak ağır oluyor." diye konuştu.