Beyazıt, Sahaflar Çarşısı'nın girişindeki çınar ağacının altında 58 yıldır kendi şiir kitaplarını ve çeşitli antikaları satan Hüseyin Avni Dede, 1953 yılında Süleymaniye'de doğdu. 10 yaşından itibaren Sahaflar Çarşısı'nın girişinde bulunan çınarın altında babası ile birlikte şiir kitabı ve antika satmaya başladı.
Günümüzde hala satış yapaya devam eden Hüseyin Avni Dede, 58 yıldır aynı çınar ağacının altında olduğu için orası 'Anıt Ağaç' olarak belirlendi. 375 yıllık Doğu Çınarı, Hüseyin Avni Dede çınarı olarak anılıyor. Beyazıt Meydanı'nın simgelerinden biri olan Hüseyin Avni Dede, hayatını anlattı.
“ÇOCUKLUĞUM BURALARDA GEÇTİ”
Sahaflar Çarşısı'nın girişinde 10 yaşından bu yana tezgah açan Hüseyin Avni Dede, “Süleymaniye'de 1953 senesinin Kasım ayında Tevfik Paşaların konağında doğdum. 16 Mart Şehitlerinin olduğu yerde. Çocukluğumda Şehzadebaşı, Vefa, Süleymaniye ve Beyazıt hep buralarda geçti. İlkokulda okuduğum yıllarda Vefa Bozacısının oradaki bayram yerinde eski bir şeyler alıp satardım. Tahtakale'den niyet alırdım 5 kuruşa niyet çektirirdim. Bakkaldan 10 kuruşa çikolata alırdım onu bayram yerinde 25 kuruşa satardım. 7,8,9'lu yaşlarım hep öyle geçti. Burada pazar günleri, Bit Pazarı kurulurdu. 10 yaşımdan beri buradayım. 1964 - 1968 yılları arasında sergi açardım. Hem eve bir katkım olurdu hem de çocukluğun verdiği o heyecanı yaşardım. Böylelikle babamın kitaplarını da sergileme fırsatı buldum. O sırada babamın kitaplarıyla birlikte şiir hayatım başladı" dedi.
Avni Dede, "Onun çevresindeki şairlerle tanıştım. Ortaokul ve lise yıllarında bir şiir tutkusu oldu. Lisedeyken şiir sergisi açtım ve çok ilgi gördü. 1973 senesinde de ilk kitabımı çıkardım. O da bayağı ilgi gördü. Askere gidip geldikten sonra o heyecanı devam ettirdim. Askerde yazdığım şiirler biraz daha farklı oldu. 2. kitabımı çıkarmak kısmet olunca ‘Acıya Kurşun Geçmez'i çıkardım ve en çok satan kitabımda o oldu. Çocukluğumda burada geçti. İlkokullardaki yıllarda ilk kitabımı buradan aldım. Japon İkizleri diye bir kitap aldım ve çocukluğumda 1961 -1962'li yıllarda oldu bu olay. 10 yıl sonra Japon İkizlerini çeviren kişiyle tanıştım. Ona bu anımı anlatınca çok mutlu oldu. Bende onu tanıdığıma çok sevinmiştim. Üniversitenin içinde piknik yapılırdı. Salıncaklar kurulurdu. Hasan paşa Fırını'ndan lahmacunlar alınır, evde dolmalar yapılır işte yumurta ve patatesler haşlanırdı. Derken orada bir piknik yapardık. Çocukluğum buralarda geçti” dedi.
“AĞACA İSMİM VERİLİNCE SEVİNDİM”
Altında tezgah açtığı çınar ağacına ismi verilen Hüseyin Avni Dede sevincini belirterek, “İlk sergimi açtığımda babamın kitaplarıyla başladım. Babam büyük bir tüccardı. Şiir uğruna işini kaybetti. Bu sırada da 2 tane yazlık, 2 tane kışlık ve 2 dükkanda kaybolmuştu. Böylelikle o 40 yaşında ceketiyle kaldı. Bunlar olduğunda ben 10 yaşındaydım ve ondan bir tecrübe edindim. O sırada eve biraz katkım olsun diye başladım. Babamla birlikte tabii işini kaybettikten sonra sergi açardık. Zamanla tabii sokaklarda kendi kitabımızı satmaya başladık. Sokak şairliği de böylece devam etmeye başladı. Bende şimdi memnunum yani. Yaşarken bunu görmek beni çok mutlu etti. ‘Öldükten sonra senin heykelini dikeceğiz' gibi konuşmalar olurdu ama ben tabii pek önemsemezdim. Geçen sene 6 Ekim'de açılış yapıldı, ağaca ismim verilince sevindim. İnsan öldükten sonra böyle şeyler yapılır benimde ölüm haberlerim çıkmış. Sonra beni görenler şaşırıyorlardı” ifadelerini kullandı.