Tarım ve Orman Bakanı İbrahim Yumaklı canlı yayında mazot ve gübre desteğine ilişkin açıklamalarda bulundu. Bakan Yumaklı açıklamasında şu ifadeleri kullandı: "Dünyada yeni normal diye nitelendirdiğimiz değişiklikler oluyor. Benim sorumluluğum altındaki hususlar için tarımsal üretimi yeniden planlamanız gerekiyor. Biz de bununla ilgili 2 yıldır çalışıyorduk. 1 Ocak 2024'ten itibaren planlı üretime geçtik. Sizin elinizde imkanlarınız ve araçlarınız var, ülkenizin ihtiyaçlarını, gelecek nüfus projeksiyonlarına bakarak üretiminizi planlamanız gerekiyor. Hayvansal ve su ürünlerinde bu gerçekleşti.
Her ilde ziraat odaları, önder çiftçiler, ticaret odaları, konuyla ilgili tüm paydaşlarla konuşarak o bölgede hangi üretim deseninde üretim yapılmalı bunun çalışması yapıldı. Destekler fazla ve farklı. Çiftçi bile neyin ne olduğunu anlamıyor. Bunların sadeleşmesi gerekir. 165 kalem destek veriyorduk. Bunu 3 ana başlığa indirdik. Temel destekler, planlama, üretim geliştirme desteği.
MAZOT VE GÜBRE DESTEĞİ KALKTI İDDİALARI HAKKINDA
Bütün paydaşlara önden bilgi verildiği halde maalesef çok iyi niyetli bulduğumu söyleyemeyeceğim. 165 kalem desteğiniz var. Sadeleştirirken bizim bir çıpa kullanmamız gerekiyordu. Biz gübre ve mazotu çıpa olarak kullanarak temel destekleri, planlama desteğini, üretim geliştirme desteğini bunun üzerinden belirledik. Vermiş olduğumuz mazot gübre desteğini ürün bazına indirdik. 13 stratejik ürün, artı yem bitkileri. Onların içerisinde mazot ne kadar kullanılıyor? Bunu çıpa olarak aldık. Artık önümüzdeki dönemlerde bu rakam mazot gübre fiyatlarındaki değişime göre güncellenecek.
YENİ DESTEKLEME MODELİNDE KATSAYI DESTEĞİ HAKKINDA
Ürünler bazında belirlendi. Stratejik ürünler bizim için hububattır, baklagillerdir, yağlı tohumlardır. Su kısıtı olan bölgede benim karar vermiş olduğum ürün üretilirse su kısıtı desteği verilecek.
Eskiden sadece buğdaya 185 TL mazot ve gübre desteği veriyordum. Şimdi 342 TL temel destek veriyorum. Temel desteği verdim, planlı üretim desteğini de verdim.
Ben buğdayın ekilmesini belirlemişsem ve orada buğday ekilmişse ilave 342 TL daha vereceğim. Yani şunu söylemeye çalışıyoruz. Lütfen planlanan ürünleri, planlanan havzada planlandığı şekilde üretelim.
Mısırda su kısıtı yok. Çok daha fazla su tüketen bir ürün. Ben yine temel destek veriyorum. Söylenen havzalarda ekildiği zaman planlı üretim desteği veriyorum ama hiçbir şekilde su kısıtı desteği vermiyorum.
Diyelim ki kuru fasülyede de aynı şey geçerli. 185 TL verirken, temel destek ve planlı üretim desteği veriyorum, burada su kısıtı yok. Kuru fasulye çok su tüketen ürünlerden bir tanesi.
Ben 13 ürünü senin gösterdiğin yerde üretmiyorum dersen o zaman sadece temel destek olacak. Diğer ürünler... Patatesi soğanı da biz kritik ürünler içerisine aldık. Biz ihracatla alakalı Ticaret Bakanlığımızla konuştuk. Mayıs ayında ihracatın önünde engelleri kaldırdık. Aile Bakanlığımızla görüşüyoruz. Onların bazı sosyal yardımlar içerisinde ‘bunu dahil edebilir miyiz? diye. Onlar da çalışıyor.
‘BU YIL DESTEKLERİMİZİ NAKDİ VERMİŞ OLACAĞIZ’
Biz geçtiğimiz iki yıl bazı destekleri ayni olarak vermiştik. Burada çiftçimize şunu dedik. Biz sizin Ziraat Bankası kartlarınıza desteklerinizi yükleyelim. Siz gidip onunla girdilerinizi alın. Orada istemediğimiz sonuç çıktı. Bunların satıldığı yerlerden çiftçilerimize yüksek oranda komisyonlar uygulandığını gördük. Bunu çözemedik. Bu yılın önemli bir değişikliği de biz desteklerimizi nakdi vermiş olacağız.
‘BİRKAÇ ÜRÜN ÜZERİNDEN TÜRK TARIMININ BİTTİĞİNİ SÖYLEMEK SİYASİ BİR SÖYLEMDİR’
Birkaç ürün üzerinden Türk tarımının bittiğini söylemek siyasi bir söylemdir. Üretim yapan, üreticilerimizin hakkının teslim edilmesi gerekir. Biz sanki sadece sorun olduğunda bununla ilgileniyormuş gibi bir hava oluşturuluyor. Bunun doğru olmadığını söylemek istiyorum.
TARLA İLE MARKET FİYATI ARASINDAKİ FARK HAKKINDA
Gıda enflasyon sepeti içerisinde yüzde 25’lik paya sahip. İnsanların harcamaları içerisinde büyük bir orana sahip olduğu için bu konu önemli. Ürünlerin fiyat artışlarının üretimle ilgili olmadığını söylemek istiyorum. Pahalı diye nitelendirdiğimiz ürünlerin durumları ürünlerin olmamasından kaynaklı değil hatta fazlamız var.
Burada fahiş fiyattan bahsediyoruz. Yine söylüyorum. Ticaret Bakanlığımızla piyasa gözetim ve denetim fonksiyonunu birlikte yerine getirmek için her şeyi yapıyoruz. Geçtiğimiz hafta bu konuyu tekrar masaya yatırdık. Çözüm yolları ne olması gerekiyorsa tespit ediyoruz ve üzerine gidiyoruz."