Türkiye Bilimsel ve Teknik Araştırma Kurumu’nun (TÜBİTAK) yapay zeka teknolojilerinin müşteri kuruluşların ihtiyaçları doğrultusunda ürün ya da çözümlere dönüştürülmesine katkı sağlamayı ve Türkiye Yapay Zeka Ekosistemi’ni harekete geçirmeyi amaçlayan Yapay Zeka Ekosistem 2023 Çağrısı’na ilişkin değerlendirme süreçleri tamamlandı. Çağrı kapsamında, yapay zeka çözümlerine ihtiyaç duyan müşteri kuruluşların, teknoloji sağlayıcı olarak en az bir şirket, bu konuda tecrübeli en az bir üniversite araştırma laboratuvarı, merkezi ya da kamu araştırma merkezi, enstitüsü ve TÜBİTAK Yapay Zeka Enstitüsü ile konsorsiyumlar oluşturarak çözümler üretmeleri hedeflendi. Yapay Zeka Ekosistem Çağrısı imza töreni Sanayi ve Teknoloji Bakanı Mehmet Fatih Kacır ve TÜBİTAK Başkanı Prof. Dr. Hasan Mandal’ın katılımıyla Gebze ilçesinde bulunan TÜBİTAK Marmara Teknokent’te (MARTEK) gerçekleştirildi.
Törende konuşan Bakan Kacır, Yapay Zeka Enstitüsü’nü TÜBİTAK bünyesinde kurduklarını belirterek, “Bu amaçla, müreffeh bir Türkiye için sürdürülebilir yapay zeka ekosistemiyle küresel ölçekte değer üretmek vizyonuyla ulusal yapay zeka stratejimizi kamuoyu ile paylaştık. Yenilikçi teknoloji alanlarında ihtiyaç duyulan ve özel uzmanlıklara sahip araştırma altyapısının oluşturulmasını, çalışmalarımızın odağına aldık. Yapay zeka ekosistemini harekete geçirmek üzere, akademik araştırmalar ve sanayinin ihtiyaçları arasında araştırma departmanları, yetkinlik merkezleri ve birlikte geliştirme laboratuvarlarıyla adeta bir köprü görevi üstlenen Yapay Zeka Enstitüsü’nü TÜBİTAK bünyesinde kurduk” dedi.
'YAPAY ZEKA ALANINDA 3 BİN 700’DEN FAZLA PROJEYE DESTEK VERİLDİ'
Bakan Kacır, TÜBİTAK burs ve destek programları kapsamında verilen desteklerini açıklayarak şunları söyledi: “Son 21 yılda yapay zeka alanında 3 bin 700’den fazla proje ve bin 300’den fazla kişiye 6,7 milyar lira destek verdik. Bugün yapay zeka alanında teknoparklarımızda 2 bin 300’den fazla firma faaliyet gösteriyor. 203 Ar-Ge merkezimizde de yapay zeka projeleri yürütülüyor. Yenilikçi teknolojilerde söz sahibi olmanın anahtarı, nitelikli insan kaynağı. Bizim en büyük gücümüz genç ve dinamik nüfusumuz. Milyarlarca dolarlık küresel teknoloji firmalarının kurucularına ve ekiplerine baktığımızda hep gençleri görüyoruz. Eğer ülke olarak kendi gençliğimize erken yaşta doğru yetkinlikleri kazandırabilirsek Milli Teknoloji Hamlesi yolculuğumuzda hedeflerimize daha hızlı bir şekilde ulaşacağız. Bu anlayışla, ülkemizi Türkiye Yüzyılı'na taşıyacak her adımın odağına, insan kaynağımızı alıyoruz. Deneyap teknoloji atölyelerimizde ve bilim merkezlerimizde gençlerimize yapay zeka eğitimleri veriyoruz.”
'YENİ SÜPER BİLGİSAYARI YAKINDA DEVREYE ALACAĞIZ'
Bakan Kacır, yeni süper bilgisayarın yakında devreye alınacağını ifade ederek, “Yüksek başarılı hesaplama ve veri depolama alanı sağlayan ulusal merkezimiz Türk Ulusal Bilim e-Altyapısı TRUBA’da yeni süper bilgisayarımızı da yakında devreye alacağız. Yeni süper bilgisayarımız; 56 bin 448 işlemci çekirdeği, 126 terabayt bellek kapasitesi ve 500'den fazla sunucusuyla sadece Türkiye'nin değil, dünyanın en hızlı ve güçlü bilgisayarlarından biri olacak. Yapay zeka alanında yapılacak çalışmalardaki kapasitemizi 5 kat artıracak. Yapay zeka alanında yetkinliklerimizi artırmanın yanında yapay zeka teknolojilerinin geliştirilmesi ve sorumlu şekilde kullanımı için uluslararası iş birliklerinde aktif rol üstleniyoruz. Ülkemiz geçtiğimiz yıl Yapay Zeka Küresel Ortaklığı’nın (GPAI) üyesi oldu. Bu kapsamda sorumlu yapay zeka, mesleklerin geleceği, yenilik ve ticarileştirme, veri yönetimi gibi kritik alanlarda yürütülen uluslararası projelere aktif olarak yer alıyoruz. Geçtiğimiz yıl katıldığımız 7,5 milyar Avro bütçeli Dijital Avrupa Programı'yla da yüksek başarımlı hesaplama ve yapay zekada stratejik altyapıların kurulumunu ve bu alanlarda ihtiyaç duyulan insan kaynağının yetiştirilmesine imkan tanıyoruz. Bu programla birlikte 5 Avrupa Dijital İnovasyon Merkezini (ADİM) de ülkemizde kuruyoruz. ADİM’ler; sanayimizin, KOBİ’lerimizin, üniversitelerimizin ve kamu kurumlarımızın teknolojik yetkinliklerine katkı sağlayacak. Girişimcilerimize, araştırmacılarımıza Avrupa Birliği bünyesindeki altyapılara erişim olanağı sağlayacak. Türkiye olarak EuroHPC Ortak Girişimine katılımımız sayesinde, TRUBA ulusal süper bilgisayar hizmetine ek olarak dünyanın sayılı süper bilgisayarlarından biriyle doğrudan çalışma ayrıcalığına sahibiz. Şubat 2024'te genel kullanıma açılacak olan bu sistem, bilim ve teknoloji alanında ülkemize dünya çapında yeni kapılar açacak. Yapay zekada daha fazla sayıda milli ve özgün projenin geliştirilmesi ve bu projelerin ticarileştirilerek özel sektörün kullanımına taşınması her zaman temel önceliğimiz” diye konuştu.
17 KONSORSİYUM PROJESİNE 55 MİLYON TL’NİN ÜZERİNDE DESTEK SAĞLAYACAĞIZ
2’inci çağrı kapsamında 17 konsorsiyum projesine 55 milyon TL’nin üzerinde bütçe ile destek sağlayacaklarını belirterek Bakan Kacır, açıklamalarına şöyle devam etti:
“Bugün burada 2'nci çağrısının tanıtımını yapacağımız 'Yapay Zeka Ekosistem Çağrıları Programı' ile de tüm yapay zeka ekosistemini, açık inovasyon ve birlikte geliştirme yaklaşımıyla harekete geçiriyoruz. Ekosistemde katalizör görevi üstelenen bu programla, yapay zeka çözümlerine ihtiyaç duyan şirketlerimizin, bu alanda teknoloji geliştiren yerli teknoloji tedarikçisi KOBİ’lerimizin ve araştırma merkezlerimizin ortak konsorsiyum projelerini destekliyoruz. Bu kapsamda ilk çağrımızda, 4 tematik alandaki 10 konsorsiyuma toplam 18 milyon TL destek sağladık. Bugün de 2'nci çağrımız kapsamında akıllı üretim sistemlerinden, akıllı tarım, gıda ve hayvancılığa, iklim değişikliği ve sürdürebilirlikten, akıllı eğitim ve finans teknolojilerine kadar 5 tematik alanda 17 konsorsiyum projesine 55 milyon TL’nin üzerinde bütçe ile destek sağlayacağız. Konsorsiyumların kurulmasında aktif rol alan Yapay Zeka Enstitümüz, ürün ve çözümlerin geliştirilmesinde de aktif rol alacak ve oluşan bilgi birikiminin ekosisteme hızlı bir şekilde aktarılmasını sağlayacak.”
Bakan Kacır’ın konuşmasının ardından 17 konsorsiyum projesinin yetkilileri ile birlikte projeler için imzalar atıldı. Bakan Kacır, konsorsiyum üyeleri ile birlikte törenin sonunda hatıra fotoğrafı çektirdi.
'TÜRKİYE'NİN UZAY ÇALIŞMALARINDA BİR İLKE DAHA İMZA ATACAĞIZ'
Törenin ardından gazetecilere açıklamalarda bulunan Bakan Kacır, ilk Türk astronot Alper Gezeravcı’nın Türkiye’nin ilk insanlı uzay misyonu için yola çıkacağını açıklayarak, “NASA ilan etmiş oldu. Türkiye saatiyle 17 Ocak’ı 18 Ocak’a bağlayan gece saat 01.11’de Alper Gezeravcı ilk insanlı uzay misyonumuz için yola çıkmış olacak. Dün itibarıyla 14 günlük karantina süreci de başlamış oldu. Her gün haberleşiyoruz kendisiyle. Her şey yolunda gidiyor. Malumunuz çok uzun bir eğitim ve hazırlık dönemini zaten geride bıraktık. Çok kapsamlı eğitimler aldı ilk astronotumuz. Aynı zamanda uluslararası uzay istasyonunda gerçekleştireceği 13 bilimsel deneyle ilgili de burada Türkiye'de üniversitelerimizde, merkezlerimizle birlikte hazırlıklarını tamamladı. Ümit ediyoruz ki bu yolculuk hem uluslararası bilim literatürüne önemli katkılar sunacak hem Türkiye'nin uzay çalışmalarında önemli bir merhale, önemli bir kilometre taşı olacak, hem de gelecek nesillerimiz için büyük bir ilham kaynağı olacak. Milli Uzay Programı'nı Sayın Cumhurbaşkanımız 2021 yılında dünya kamuoyuyla paylaşmıştı. Ve bu programdaki hedefleri hem Türkiye'ye hem dünyaya duyurmuştu. Bu programın önemli projelerinden biri de insanlı uzay misyonunu gerçekleştirmekti. Böylelikle milli uzay programımızda bir projeye daha imza atmanın da onurunu yaşıyoruz. Ümit ediyorum hayırlısıyla inşallah 14 gün boyunca gerçekleştirilecek olan bu misyonu tamamlayacağız. Ve böylelikle Türkiye'nin uzay çalışmalarında bir ilke daha imza atacağız" dedi.
İLK TÜRK ASTRONOT ALPER GEZER AVCI'DAN AÇIKLAMA
İlk Türk astronot Alper Gezer Avcı ise CNN Türk'e yaptığı açıklamada “Uluslararası Uzay İstasyonu’nda toplam 14 gün kalıyor olacağız. Her bir dakikamız çok değerli, boşa geçirecek hiçbir zamanımız yok” dedi.
Avcı, “Toplam 13 deneyi gerçekleştirmeyi planlıyoruz. TÜBİTAK bünyesinde hazırlanan G metal deneyimiz mevcut, homojen bir karışımın oluşturulmasında yer çekimine etkisini araştırıyor olacağız. Tıp alanında da deneylerimiz var. İnsan sağlığı üzerinde Uluslararası Uzay istasyonundaki yer çekimsiz ortamın etkilerini araştırıyor olacağız” dedi.
Tuz Gölü’nde yetişen bitkinin uzaya götürülmesi ile ilgili konuşan Gezer Avcı şu ifadeleri kullandı: “Ege Üniversitesi’nden değerli hocalarımızın ortaya koymuş olduğu bir çalışma, kendilerinin bu alanda sadece Tuz Gölü’nde değil dünyanın farklı coğrafyalarında benzer bitkilerle yapmış oldukları çalışmalar var. Ülkemizde yetişen endemik bitkinin de bu alanda çalışma içerisinde ana obje içerisinde belirlenip mikro yer çekimi ortamında bitkinin tus sesine verdiği yanıtların karşılaştırmasını yapmayı planlıyoruz. Neye hizmet edecek? İleride Ay, Mars ortamında kurulması planlanan yaşam döngülerine hizmet edecek, o ortamlara uyum sağlayabilecek güçlü bitkilerin o ortamda yaşam döngüsüne katkıda bulunabilecek bitkilerin araştırılmasına yönelik önemli bir bilimse çalışma”