Basın mensuplarına açıklama yapan Çelik, İsrail'in saldırılarında hayatlarını kaybedenler için taziyelerini iletti. Türkiye'de üç günlük yas ilan edileceğini söyleyen Çelik, 'Aynı acıyı paylaşıyoruz. Bu kayıp aynı zamanda bizim kaybımızdır.' dedi.
Bölgedeki İsrail saldırılarının modern tarihin en büyük katliamı olduğunu söyleyen Çelik, 'İsrail'in kendini savunma hakkı çocukları öldürmek mi?' diye tepki gösterdi.
"AYNI ACIYI PAYLAŞIYORUZ"
Çelik'in açıklamalarından satır başları şöyle; İnsanlar, 'Bu kadarını da yapmaz' diyerek hastaneye sığınıyorlar, hastaneyi de bombalıyor. Bunu lanetlediğimizi ifade ediyoruz.
Bu insanlık tarihinin gördüğü en büyük katliamlardan biridir. Modern tarihin en büyük ve planlı katliamıdır. Bu çerçevede burada hayatını kaybeden şehitlerimize Cenab-ı Allah’tan rahmet diliyoruz. Bu çerçevede üç gün ulusal yas ilan edilecektir. Bu büyük milletimizin Filistin’deki mazlum, çoluk, çocuk, masumlarına dayanışmasının, kalbimizin ve bütün varlığımızla onlarla birlikte olduğumuzun bir ifadesidir. Aynı acıyı paylaşıyoruz. Bu kayıp aynı zamanda bizim kaybımızdır.
Bu saldırıyı lanetliyoruz. Sayın Cumhurbaşkanımızın yas ilan etmesiyle milletimizin bu mazlumların acısıyla dayanışması çerçevesinde yürürlüğe girecektir.
"ULUSLARARASI KURUMLARIN NASIL SEYİRCİ KALDIĞINI HER BERABER GÖRÜYORUZ
Gazze’nin bombalanması karşısında uluslararası kurumların nasıl seyirci kaldığını hep beraber görüyoruz. Olayların başladığı ilk andan itibaren Cumhurbaşkanımız gerek Filistin tarafından gerek İsrail tarafından tüm sivil kayıplarına karşı olduğumuz, burada hedeflenmesi gereken şeyin adil barış olması gerektiğini net bir şekilde ifade ettiler.
Bir tek sayın Cumhurbaşkanımız olayların başladığı andan itibaren adil bir barıştan söz ederek savaş kışkırtıcılığı yapanlara karşı bütün masumlardan yana, bölge barışından yana bir perspektifi ortaya koymuştur. İlk andan itibaren barış perspektifini ortaya koyan yegane lider olmuştur.
ABD'NİN BÖLGEYE SAVAŞ GEMİLERİ VE UÇAK GEMİLERİ GÖNDERMESİ
ABD’nin ve bazı Batı ülkelerinin ilk yaptığı eylem ise bölgeye savaş gemileri ve uçak gemileri göndererek olmuştur. Bunun bölgedeki tansiyonu daha yükselteceğini, çatışmaları körükleyeceğini görmezden geliyorlar.
Bölgeye uçak gemisi göndermek bir barış perspektifi değildir. Eş zamanlı olarak Batı ülkelerinden Filistin ile dayanışma gösterilerini yasaklanması insan hakları ifade hürriyeti gibi kavramların nasıl çifte standartla yürütüldüğünü göstermektedir.
ÇELİK, NAZİ DÖNEMİNİ ÖRNEK GÖSTERDİ
Bazı demokratik ülkelerde kitap fuarlarında Filistinli yazarların etkinliklerinin iptal edilmesine kadar uzamıştır. Bunu Nazi dönemi uygulamalarında dünya çok iyi hatırlamaktadır.
Şimdiye kadar maalesef ABD bir çözüm perspektifi içinde durmamış çatışmaların körükleneceği açıklamaların ifade ettiği bir orta çağ zihniyeti yürürlüğe girmiştir.
Ortada İsrail’in kendini savunma hakkı var diyenlerin bunu Gazzeli’lerin yaşam hakkını yok edecek bir noktaya varmaması gerektiği konusunda herhangi bir uyarları yok. O yüzden dün gece hastaneyi bombalayarak sivilleri öldürüyor. Hala çıkıyorlar İsrail’in kendini savunma hakkı var. İsrail’in kendini savunma hakkı çocukları öldürme hakkı mıdır?
"BU FÜZE İSRAİL GÜVENLİK GÜÇLERİ TARAFINDAN O HASTANE HEDEF ALINARAK YAPILMIŞTIR"
Dün atılan ve hastaneyi vuran füzenin dezenformasyon kampanyası başlayarak Hamas tarafından atıldığı söylendi. Bütün uzmanlar oraya koyuyor ki bu füze İsrail güvenlik güçleri tarafından o hastane hedef alınarak yapılmıştır. Diğer iddialar dezenformasyondur. ABD Başkanı da burayı başkasının vurduğunu ifade ediyor. Daha ilk andan itibaren İsrail ordusu adına resmi hesaplardan yapılan açıklamada buranın hedef alındığı insanlık dışı cümlelerle ifade edilmiş, bu ifadeler sosyal medya hesaplarından silinmiştir.
Uluslararası kurumların da bu çatışmaların büyük bölge savaşı eğine geldiği durumda uluslararsı kurumların iflasın eşiğine geldiği görülmüştür.
İsrail Başbakanı Netanyahu çıktı, 'Bölge haritasını değiştireceğiz' dedi.
Burada düşünülmesi gereken askeri eylemlerle Gazze’ye kara harekatı yaparak daha çok katliamlara seyirci kalmak değil İsrailli, Filistinli çocukların rahat uyuyabildiği bir perspektifin çıkarılmasıdır.
Ülkelerin garantörlüğü ile uluslararası korumaların Gazze’lilerin sağlanması ile 67 parametrelerine uygun Filistin devletinin kurulması ile bu çözümün sağlanması mümkündür.
"TÜRKİYE VE CUMHURBAŞKANIMIZIN TARAFI BELLİDİR"
Bazı batılı politikacılar 'Erdoğan tarafını seçsin' diyor. Kimsenin bize taraf seçtirmeye yetkisi yoktur. Türkiye Cumhuriyetine taraf seçtirecek yer yüzünde bir devlet, politik güç yoktur.
Türkiye'nin tarafı bellidir. Adil bir barıştan yanayız. İnsanların topluca katledilmesine hastanelerin vurulmasına karşıyız. Tarafınızı seçin diyenler kendi taraflarının ne olduğu konusunda değerlendirmeler yapmalı.
Türkiye ve Cumhurbaşkanımızın tarafı bellidir insani değerlerden, hakkaniyetli çözümden, adil bir barıştan yanayız. Bir halkın topluca cezalandırılmasına, hastanelerin vurulmasına topyekün karşıyız.
Bir an evvel Gazze’de bombalamaların sona ermesi, politik bir çözüm için herkesin sorumluluk alması gerekir.
"HASSASİYET GÖSTEREN BÜTÜN VATANDAŞLARIMIZA ŞÜKRANLARIMIZI SUNUYORUZ"
Tek taraflı olarak seçici bir adaletle yapılan açıklamalar bir takım aşırı eylemlerin daha da cesaretlendirilmesinden başka bir işe yaramamaktadır.
Günlerdir Gazze’nin bombalanması karşısında vatandaşlarımızın Filistinli mazlumlarla dayanışma için meydanlarda olması, parti teşkilatlarımızın meydanlarda olması şükranla karşılanması gereken bir husustur.
(Cumhuriyet kutlamalarının iptal edileceğine dair iddialar) Türkiye Cumhuriyeti'nin 100'üncü yılını şanla şerefle anacağız. Kutlamaların iptali söz konusu değil. Cumhuriyetimizin 100'üncü yılını şanla şerefle her beraber anacağız.
Devletimiz oraya insani yardım götürürken vatandaşlarımız meydanlarda olmaktadır. Bu işgale karşı protestolarını sürdürdükleri gibi mazlumlarla dayanışma konusunda seslerini yükseltmektedirler. Hassasiyet gösteren bütün vatandaşlarımıza, öncü rollerini insanlık vicdanı adına ortaya koyan tüm parti teşkilatlarımıza şükranlarımızı sunuyoruz.
Bazen Türkiye şöyle yapsa diye çeşitli vatandaşlarımızın tavsiyesi oluyor. Bunları da değerlendiriyoruz. Sayın Cumhurbaşkanımız tecrübesi ile çok yönlü, çok boyutlu geleceği de düşünen bir gün bir politika çözümün hayata geçmesi perspektifini koruyan bir diplomasi yürütmektedir.
Batılı medya son günlerde Nazi bülteni gibi yayın yapmaktadır. Bu yayın politikasının prestijli yayın organından gelmesi bu zihniyetin nasıl dibe vurduğunu göstermekte.
MODERN TARİHİN EN UZUN SÜRELİ İŞGALİ
Herkes öncelikle Gazze'ye dönük kara harekatına karşı çıkması gerekir. İsrail'in Gazze'yi insansız toprak parçası haline getirmek istemesi kabul edilemez. Vahim sonuçların ortaya çıkmasına yol açacaktır. Modern tarihin en uzun süreli işgali olduğu unutulmamalıdır. Uluslararası toplumun bunun dünyayı etkileyecek mesele olduğunu hesap etmelidir.
"YA TERK EDİN YA SİZİ ÖLDÜRÜRÜZ' DEMEK VAHŞETTİR"
'Ya terk edin ya sizi öldürürüz' demek de vahşettir. Modern tarihin en uzun işgali söz konusudur. İşgalin sona ermesi gerekiyor. Uluslararası toplumun bunu sadece bölge ülkelerini değil bütün dünyayı etkileyecek bir durum olduğunu unutmaması lazım.
"YAPTIRIMLA İNSANLIK VİCDANI SUSMAZ"
Barış mesajları vermesi gereken her gün tehdit mesajları vermesi gördüğünüz gibi 70 yaşındaki birinin Filistinli bir çocuğu bıçaklamasına, ya da Filistinlilere saldırmasına yol açan zehirli iklim ortaya çıkarmakta. Zaman Filistin ile dayanışma yapanların sesini susturmak, meydanlarda buluşanları engellemek, bunu suç sayma zamanı değildir. Yaptırımla insanlık vicdanı susmaz.
KÜRECİK'TEKİ RADAR KAPANACAK MI?
Bir eylem planımız var ama biz bir takım tepkilerin ortaya konulmasını politik çözüm sağlanması çerçevesinde yürütüyoruz. Bu çizgiyi bütün herkes sahiplenmeli. Sıcak bir gündem söz konusu değil. Ateşkes sağlansın diye uğraşıyoruz. Türkiye Cumhuriyeti atacağı adımları planlıyor. Hep beraber göreceğiz bunları.
"TÜRKİYE'DE HİÇBİR İNSANIN GÜVELİK TEHLİKESİ YOKTUR"
Bir şekilde normalleşme süreci önem verdiğimiz bir süreç. İsrail'in normalleşmesi gerekiyor. O sürece ondan sonra bakılır. Türkiye, antisemitizm olduğu bir ülke değildir. Buna karşı çıkıyoruz. Burada hiçbir insanın güvenlik tehlikesi yoktur. Türkiye her türlü şiddetten kaçan insanlar için güvenli bir limandır
İNSANİ KORİDOR
Sağlık Bakanlığı'mız Refah Sınır kapısı yanında bir takım sahra hastanesi kurulabileceğini ifade etti. Sağlık Bakanlığı'mız Mısır tarafında sahra hastanesi için hazırlıklarını tamamladı. Türkiye olarak biz hazırız. İnsani koridor için çalışıyoruz. Bunun arkasındalarsa hala, Gazze'ye kara harekatının hiç olmamasını savunuyoruz. İnsani koridorun işe yaraması için orayı insansızlaştırmak için tahliye mekanizması olarak değil insani yardımların doğru şekilde kullanılması gerekir.