Ağrı’dan Bodrum’a uzanan kan davası! Cinayetin sır perdesi aralandı

Plaja giden 2 kişi, geçen yıl 29 Ağustos saat 17.00 sıralarında, Bodrum-Güvercinlik yolu kenarındaki ormanda erkek cesedi gördü. İhbarla olay yerine jandarma ve sağlık ekipleri, sevk edildi.

AĞRI PATNOS NÜFUSUNA KAYITLI

Üzerinde şort, kırmızı tişört ve terlik olan kişinin, başının arkasından tabancayla vurulduğu belirlendi. Üzerinden kimlik çıkmayan kişinin cesedi, otopsi için Muğla Adli Tıp Kurumu morguna kaldırıldı. Ölen kişinin, Bodrum'da inşaatta çalışan, Ağrı Patnos nüfusuna kayıtlı Kenan Uzunay olduğu tespit edildi.

Uzunay, 30 Ağustos'ta Patnos'ta toprağa verildi. Olayın ardından çalışma başlatan Jandarma Suç Araştırma Timi (JASAT) ve İstihbarat Şube Müdürlüğü ekipleri Ayhan Cücen (47), Engin Cücen (39), Ferdi Kanatlı (32), Metin Derse (39), Niyaz Cücen (36), Veysi Cücen (33), Yunus E. (25) ve Sayim C.'yi (31) İzmir, Burdur ve Isparta’da yapılan eş zamanlı operasyonlarla yakalayarak gözaltına aldı.

Şüphelilerin jandarmadaki ifadelerinden, Kenan Uzunay'ın babasının 14 yıl önce Patnos'ta keserle aynı zamanda Niyaz Cücen'in akrabaları olan amcasını öldürdüğü ortaya çıktı. Jandarmadaki işlemlerinin ardından adliyeye sevk edilen şüphelilerden Sayim C. ve Yunus E. adli kontrol şartıyla serbest bırakılırken diğer 6 şüpheli tutuklanıp, cezaevine gönderildi.

22 SAYFALIK İDDANAME YAZILDI

Soruşturmanın ardından Bodrum Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından 22 sayfalık iddianame hazırlandı. İddianamede şüphelilerin üzerlerine haklarındaki suçlamaları kabul etmedikleri, ancak telefon görüşmeleri ve PTS kayıtlarında suçu beraber işledikleri ve telefonlarını imha ederek olaydan kurtulmaya çalıştıklarının tespit edildiğine yer verildi.

Sanıklardan Niyaz Cücen ve Ferdi Kanatlı'nın savcılıktaki ifadeleri de iddianameye girdi. İş için Bodrum'a geldiği ve Turgutreis'te bir oda tutup o gece kaldığını belirten Niyaz Cücen'in ifadesine, "İş görüşmesi yapacağım kişinin şehir dışında olduğunu öğrenince otobüsle Balıkesir'e gittim. Daha sora ise arkadaşımla birlikte önce İzmir'e oradan da Burdur'a ve sonrasında Isparta'ya gittim. Isparta'da yol kontrolünde polisler beni yakaladı. Olay tarihinde Bodrum'da değildim. Ferdi Kanatlı, Metin Derse'yi tanımam. Metin'e borcum olduğu için gönderdiği IBAN numarasına 26 bin TL gönderdim. Kenan Uzunay'ı tanımıyorum. HTS ve PTS kayıtlarını kabul etmiyorum. Kamera görüntülerindeki kişi ben değilim. Şehir dışında inşaat işleriyle uğraşıyorum ama Ağrı'da yaptığı herhangi bir iş olmadı. Olay tarihinde bana para gönderen Veysi Cücen ve Ayhan Cücen'i de tanımıyorum. Veysi Cücen'in saman satışı nedeniyle bana 25 bin TL borcu vardı. Borcu 9'uncu ayda ödemesi konusunda anlaştık. Hesabıma gelen para bu saman satışından kaynaklanıyor. Hakkımdaki suçlamaları kabul etmiyorum" dediği belirtildi.

Şüpheli Ferdi Kanatlı'nın savcılıktaki ifadesi ise iddianamede şöyle yer aldı:

"Niyaz'ın cep telefonuna bir numara geldi. Niyaz, benim bu kişiyle görüşüp, arkadaş olmamı söyledi. Niyaz, benim telefonumdan bu numaraya saat 18.00 sıralarında bir çağrı yaptı. Çağrı üzerine o kişi beni arayıp, kim olduğumu sordu. İş için geldiğimi, kendisi ile görüşmek istediğimi söyledim. Saat 21.00'de görüşmek üzere anlaştık. Metin Derse'nin telefonuyla Kenan'ın fotoğraflarını çekip Niyaz'a gönderdim. Telefonum tuşlu telefon. Bu nedenle, Metin, Kenan'ın fotoğraflarını çekebilmem ve bana göndereceği konumu görebilmemi sağlamak için kendisine ait telefonu bana verdi. Daha sonra Niyaz da beni arayarak kendilerinden kaçan akrabalarının bu kişi olduğunu söyledi. Kenan bir süre sonra bana arabayla gezmek istediğini söyledi.

Kenan'la arabaya doğru yürüdüğümüzde Metin arkamızdan yaklaştı. Fakat daha sonra Metin yanımıza gelmeden Niyaz'ın yanına gitti. Biz, Kenan'la araca bindik. Daha sonra birlikte Turgutreis'ten Borum istikametine doğru hareket ettik. Kenan ile bir süre gezdikten sonra Metin, Niyaz'ın telefonuyla ben de bulunan kendi telefonuna konum attı ve nerede olduğumu sordu. Konum açılmayınca geri döndüm. Bir kavşakta Metin ile Niyaz'ın beklediğini fark ettim. Metin ve Niyaz taksiyle söz konusu bölgeye gelmişlerdi. Daha sonra araca bindiler ve sürmemi söylediler. Gece vakti olması sebebiyle kaç kilometre gittiğimizi şu an hatırlayamadım. Niyaz, bana işyerine geldiğimiz söyleyip, aracı durdurmamı söyledi. Bunun üzerine durdum. Durduğumuz yerin gece vakti olması sebebiyle nasıl bir yer olduğunu hatırlamıyorum. Ancak ıssız bir yerdi. Daha sonra Metin araçtan indi. Ardından Niyaz da arabadan inerek bagajı açıp, kapattı. Daha sonra "Gelsene, iş yeri burası "diyerek Kenan'ı arabadan indirdi. Kenan ile Niyaz eğimli yoldan aşağıya doğru indi. Bir iki dakika sonra 2 el silah sesi duydum. Sesi duymamla birlikte Niyaz ve Metin araca bindi. Niyaz aracın arka koltuğuna, Metin ise ön koltuğa oturdu. Kenan'a ne yaptıklarını sorduğumda; Niyaz, 'Sen karışma. Seni öldürürüz. Aileni tanıyoruz. Arabayı sür’ diyerek beni tehdit etti."

Olaydan sonra İzmir'e doğru yola çıktıklarını söyleyen Kanatlı'nın ifadesinin devamı ise iddianamede, "O akşam Selçuk'ta bir otelde kaldık. Otelde Metin'le aynı odada kaldık. Metin'e Niyaz'ın neden Kenan'ı öldürdüğünü sordum. Aralarında kan davası olduğunu, Kenan'ın babasının yıllar önce Niyaz'ın amcasını öldürdüğünü söyledi. Daha sonra yattık. Üçümü birlikte kahvaltı yaptık. Daha sonra Metin benden hesap numaramı istedi, verdim. Niyaz, hesabıma önce 10 bin TL gönderdi. Daha sonra parça parça toplamda 14 bin TL daha para gönderdi.

Paraların tamamını çektim. Para çekmeye gittiğim esnada Niyaz'ın Metin'e ayrıca para verdiğini gördüm. Çektiğim paranın 6 bin TL'sini Metin'e verdim. Metin, paranın kalan 20 TL'nin bende kalmasını söyledi. Daha sonra birlikte arabaya bakmaya gittik. Aralarında konuşurlarken duyduğum kadarıyla Niyaz Metin'e 500 bin TL'lik ödeme yapacağını söyledi. Biz İzmir'e doğru hareket ederken Metin Niyaz a hitaben 'Arabayı durduralım silahı atalım' dedi. Bunun üzerine Niyaz, arabayı durdurmamı söyledi. Durdum. Niyaz arabadan indi. Daha sonra tekrar bindiğinde üzerinde silah yoktu" diye yer aldı.

Bodrum S Tipi Kapalı Ceza İnfaz Kurumu'nda sanıklardan Niyaz Cücen ile aynı koğuşta kalan bir tanığın beyanı da iddianameye girdi. Cücen'in kendisine cinayet işlediğini anlatıp, suçu Ferdi'nin üzerine yıkacağını söylediğini anlatan tanığın ifadesinde tutuklu olduğu dosyadan tahliye olunca Niyaz'ın kendisine hitaben suçu işlediği silahın yerini söyleyerek alıp, yok etmesini istediğini ancak kendisinin bunu yapmadığını söylediğine de dikkat çekildi.

SİLAH VE DEKONT FOTOĞRAFI ÇIKTI

Sanıkların telefonlarında yapılan incelemeyle ilgili detaylarda iddianameye girdi. Sanık Derse'nin cep telefonundaki ön incelemede, çöp klasöründe aralarında Kenan Uzunay'ın olay günü üzerinde bulunan kıyafetleriyle çekilmiş olanında bulunduğu çok sayıda fotoğrafı ile bir adet silah görselinin yanı sıra olay tarihinde Niyaz Cücen tarafından Ferdi Kanatlı'nın hesabına yapılan havalelere ait dekontların bulunduğu belirtildi.

Niyaz Cücen'in telefon incelemesinde ise şüphelinin söz konusu cihazı yeni kullanmaya başladığı, HTS kayıtlarının incelenmesinde olay anında farklı bir cihaz kullandığının tespit edildi. Cücen'in ele geçirilen cep telefonunun fabrika ayarlarına döndürüldüğü ve bütün verilerin silindiği tespit edildiği de belirtildi.

İddianamede, Burdur'dan gelen Niyaz Cücen'in yaşamını yitiren Kenan Uzunay'ı bulmaya çalıştığı, kendisine yardım etmeleri için Ferdi Kanatlı ve Metin Derse'yi yanına çağırdığı kaydedildi. Bodrum'a gelen Derse ve Kanatlı ile Niyaz Cücen'in olayda hayatını kaybeden Uzunay'ın gidebilecekleri yerlerde keşif yaptıkları belirtildi. Şüpheli Niyaz Cücen'in maktul Uzunay'ın numarasını bulduğu ve iş vaadiyle görüşme yapmayı planladığı ortaya çıktı. Ferdi Kanatlı aracılığıyla şüpheliler Uzunay'la irtibata geçti. Daha sonra şüpheliler otomobille gittikleri yerde 2 el başına ateş ederek Uzunay'ı tasarlayarak kan gütme saiki ile öldürdüğü ortaya çıktı. Olaydan sonra şüphelilerin İzmir'e gittiği ve burada Veysi Cücen ile Ayhan Cücen'in Niyaz Cücen'e para gönderdiği belirtildi. Niyaz Cücen'in ise gönderilen parayı Metin ve Ferdi'ye olaya iştirak ettiği için verdiği daha sonra olay tarihinde kullandığı cep telefonunu yok edip, yeni bir telefon kullanarak delillere ulaşılmasını engellemeye çalıştığı da belirtildi.