Türkiye-ABD ilişkilerinde çözüme kavuşmayı bekleyen kritik başlıklar var. Son dönemde en fazla konuşulan ve çözüme en yakın görünen F-16 satışı. Türkiye'nin F-16 alma ve yeni modernizasyon kiti alma talebi vardı.
Aylardır bekliyordu bu. Son dönemde ise mesajlar daha ılımlı hal almıştı. Biden desteklmiş, kongreyi işaret etmişti. Peki bu ara seçim F-16 satışını nasıl etkiler?
Güvenlik Uzmanı Abdullah Ağar CNN Türk'e değerlendirdi. Ağar'ın açıklamaları şöyle; Mevcut olan konjektür şu evrede... F-16'ların Türkiye'ye satılmasıyla ilgili bir yumuşamayı içerisinde barındırıyor. Buna dair hem ABD tarafından hem Türkiye tarafından bir takım olumlu açıklamalar var.
"ABD'NİN F-16'LARI SATMASI VEYA SATMAMASI SADECE BİR SATIM MESELESİ DEĞİL"
Ancak şöyle bir gerçek de var. Özellikle ülkede Türkiye aleyhtarı yükselen dalga bir şekilde etkisini ve hakimiyetini koruyor. Sonuçta ister cumhuriyetçiler deyin ister demokratlar deyin, evet belki Trump'la Türkiye'nin ilişkileri Biden dönemine göre daha iyiydi. Ama Trump'la papaz meselesinde olduğu gibi çok öngörülebilen değildi.
Şimdi meseleyi nereden okumalıyız. Bence, ABD'nin vereceği stratejik bir kararla ilgili aslında yani ABD, F-16'ları satması veya satmaması sadece bir satım meselesi değil. Türkiye ile stratejik bağının, askeri iş birliği bağının devam ettirilmesi... Hatta daha başka ifadeyle; Türkiye-ABD bağının devam etmesiyle ilgili bir mesele. Bunu isteyecek mi, istemeyecek mi? Bence isteyecek. Bence bir şekilde Türkiye'nin gelecekte yapacağı uçak imalatları da dahil olmak üzere oradaki etkisini de sürdürmek isteyecek. Çünkü Türkiye gibi bir ülkeyle ABD'nin ben kopartabileceğini veya kopartmak isteyebileceğini temelde öngörmüyorum.
"ABD GİBİ ÜLKELER HERKESE OYNAR"
Vekaletler savaşında bizim görmüş olduğumuz temel gerçeklerden bir tanesi... ABD gibi ülkeler herkese oynar. Yani Türkiye'ye de oynar, Yunanistan'a da oynar. Bir şekilde Irak içerisindeki Sünni unsurlara da oynar, Kürt unsurlara da oynar. Neden? Sonuçta onların kendi içindeki mücadeleyi kim kazanırsa kazansın, kim kaybederse kaybetsin temelde kendisi kazanmak ister. Bir anlamda dünya hakimiyetine oynayan bir süper gücün ortaya koyduğu strateji de bunu gerektirir.
F-16'ları Türkiye'ye satmadı. Maksadı eğer Türkiye'yi tamamıyla ötekileştirmek, yalnızlaştırmak ve bunun üzerinden bir etki ortaya koymaksa F-16'ları Türkiye'ye satmayarak Türkiye'nin başka bir savaş uçağıyla ilgili etki altına almak ister. Öyle bir evrede miyiz? Hayır değiliz. Şuan Türkiye'ye ne kadar ihtiyaçları olduğunu fark etmeyenler bile fark etmeye başladılar.
"SATMAZSA ZORLAYACAK BİR SÜREÇ VAR"
Evet hala ilişkiler seyre girmedi. Belki hiçbir zaman girmeyecek. Çünkü yeni dünya düzeni böyle bir temel oluşumu da bizlere dayatıyor. Bu saatten sonra Asya ile geliştirdiğimiz iş birlikleri, ABD bize vaatlerde bulunuyor, tebessümlerde bulunuyor diye vazgeçebilir miyiz? Bence çok büyük bir hata olur. Sonuçta biz bir denge siyaseti ve strateji tercih ettik. Ne diyoruz? Türkiye'nin menfaatleri doğrultusunda her türlü iş birliğine varız. Biz ABD'nin bize yaptığı gibi biz hiçbir zaman yapmadık. F-16'ları alma fikri de Türkiye'den çıktı. Ama satmazsa zorlayacak bir süreç var.
10 sene gibi kendi yapmış olduğumuz, uçurmuş olduğumuz uçakların filolar halinde Silahlı Kuvvetlerimize katılmasıyla ilgili bir zamana ihtiyacımız var. O zaman diliminde ara bir çözüme ihtiyacımız var. Bu şekilde Türkiye'ye yine kötü davranmaya devam ederse Türkiye bununla ilgili alternatifleri arayacak ve bunlardan bir tanesini almak zorunda kalacak. Ona göre de sonuçları olacak. Bu sonuçlara sadece biz katlanmayacağız. ABD de katlanacak.
Bu açıdan bakıldığı zaman, ABD'nin vereceği bu karar Türkiye ile olan jeopolitik bağını devam ettirme, güçlendirme ve zayıflatma anlamında bir değer taşıyacak.