CNN TÜRK Ankara Temsilcisi Dicle Canova'nın açıklaması şu şekilde; ABD temsilciler meclisi silahlı hizmetler komitesi başkanı Mike Rogers ve beraberindeki üç kongre üyesi Ankara’da.. 4 kişilik heyet orta Asya turu kapsamında Türkiye’ye de geldi Önce Suudi Arabistan sonra Özbekistan’a gittiler ardından Ankara’ya geldiler. Hatta Özbekistan’a ilk ziyaretleri. Bu bakımdan da Ankara özen ve önem gösterilmesi gereken bir ülke olduğu vurgusunu yaptı heyete. Bunu da ayrı bir parantez olarak belirteyim…
Cumhurbaşkanı Erdoğan’dan da randevu talepleri var ancak seçim programlarının yoğunluğu nedeni ile henüz bir planlama yok. Ankara’ya, İsveç kararı ve F-16 sürecinin aşılması sonrası, son dönemde art arda ABD kongre ve temsilciler meclisi üyelerinin ziyaretleri söz konusu oldu.
Öncelikle kaynaklar kongre delegasyonlarının yeniden Türkiye’ye düzenli gelmeye başlamalarının çok önemli olduğunun altını çiziyor. Bu görüşmelerde sağlanan karşılıklı iletişim netice itibariyle ABD’de karar alıcılar nezdinde etkileşimi de artırıyor. Kongre, hükümet sivil toplum kuruluşları gibi. Buralarda Türkiye yanlısı bir hava oluşması açısından önemseniyor.
TÜRKİYE’NİN F-16 ALIM SÜRECİ
Bugün Ankara’daki 4 üye gittikleri ülkelerde genel olarak ABD ile savunma iş birliği konularını konuşuyorlar. Türkiye’nin F-16 alım sürecinde ABD kongresinin destekleyici tutumu sonrası şimdi artık alım sözleşmesi için değerlendirmeler var. F-16'ların en kısa zamanda tedarik edilmesi ve savunma sanayii ile ilgili kısıtlamaların kalkması komite üyeleri ile yapılan görüşmelerin gündemdeydi. Onlara öncelikli olarak bugüne kadar kongre tarafından engellenen satış listesi verildi. Ve savunma sanayii alanında daha derin işbirliğini mümkün kılacak beklentiler aktarıldı.
Aslında bu beklenti net olarak "kısıtlamaların kaldırılması" savunma sanayii alımlarının serbest bırakılması, yaptırım politikasından vazgeçilmesi... Diğer öncelikli konuşulan başlık ise Suriye…
Edindiğim bilgilere göre komite üyeleri Ankara’nın Suriye konusundaki görüşlerini sordu. Malum ABD’nin oradan çekilmesi henüz netlik kazanmasa da gündemde. Öncesinde ve sonrasına ilişkin neler yapılabileceği bir süredir konuşuluyor.
Türkiye ve ABD’nin daha fazla işbirliğini nasıl yapabileceği konusu üyelere anlatıldı ancak bunun sağlanmasının 1. koşulunun PYD ve YPG’ye verilen desteğin kesilmesi olduğu da bir kez daha vurgulandı. Türkiye’nin Suriye ve Irak’taki terörle mücadelesi ve güvenlik hassasiyetinin altı bir kez daha kalın çizgilerle çizildi.
MOSKOVA’DAKİ SALDIRI SONRASI RUSYA-UKRAYNA SAVAŞI
DEAŞ’ın son Moskova saldırısı dahil, son dönemde yeniden hareketlenmesi ve bunun doğuracağı sonuçlar da yine Türkiye ABD arasındaki önemli başlıklardan biri. Kongre üyeleri ile hem Suriye özelinde hem de bölgede DEAŞ etkisi ve bu konuda atılabilecek adımlar gündemdeydi.
Moskova’daki saldırı sonrası Rusya-Ukrayna savaşında tansiyonun yükselmesi ve bunun yansımalarının barındırdığı riskler de ele alındı.
Ve Gazze… Bu konuda da ateşkesin sağlanması için ABD’nin etkili şekilde devrede olması gerektiği mesajı iletildi. Sokağın sesini iyi anlamak lazım toplumsal yansımaları bölgesel istikrarsızlık sonucunu doğurabilir uyarısı yapıldı. Komite üyelerinin "biz Türkiye’nin öneminin farkındayız sizi dinlemek için buradayız beklentilerinizin ve önceliklerinizin dikkate alınması gerektiğini düşünüyoruz" mesajı verdiği bilgisini de paylaşabilirim.
Bu üyeler 2 yıllığına seçiliyor. Bazılarının görev süresi dolmak üzere ABD’de kasım ayındaki seçimler öncesi bu tür temasların artması Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın mayıs ayında yapacağı ziyarete kadar üzerinde durulan meselelerde hassasiyetlerin doğru anlatılması, anlaşılması bu tip temasları değerli kılıyor.