İl Jandarma Komutanlığı Kaçakçılık ve Organize Suçlarla Mücadele (KOM) Şubesi ekipleri, önceki gün göçmen kaçakçılığı yapılacağı ihbarı üzerine harekete geçti. Ekipler, İpekyolu ilçesinin Köşebaşı ve Bostaniçi mahallelerinde önlem aldı. Kaçak göçmenlerin taşındığı minibüs durduruldu. 15 kişilik minibüste yapılan aramada, 37'si Pakistan, 33'ü Afganistan ve 2'si Irak uyruklu toplam 72 kaçak göçmen yakalandı. İki kaçak göçmenin de havasızlıktan yaşamını yitirdiği belirlendi. Kaçakların taşındığı araca öncülük ve gözcülük yapan organizatörler Ç.O., Ş.H. ve H.Ü. de 3 ayrı araçta yakalandı.
Aralarında çocukların da bulunduğu kaçak göçmenler, işlemlerinin ardından İl Göç İdaresi Ön Kabul Merkezi'ne teslim edildi. Gözaltına alınan 3 organizatör ile minibüs sürücüsü, jandarmadaki işlemlerinin ardından sevk edildikleri adliyede çıkarıldıkları mahkemece tutuklandı.
Şüphelilerin, jandarmada verdiği ifadeleri ortaya çıktı. Kaçak göçmenleri taşıyan minibüsün sürücüsü S.B. ifadesinde, Çaldıran ilçesi köy yolunda saat 00.30-01.00 sıralarında durduğunu ve Ş.H. ile arabayla önde, Ç.Ö.'nün ise arkada gözcülük yaptığını, bu sırada 5- 6 köylünün ellerinde değneklerle beklediklerini iddia etti. S.B., "15- 20 kişi alacağımı düşünürken, 72 kişi arabaya hücum ederek doldu. Ben indirmeye çalıştım, köylüler beni tehdit etti. Ben de korkumdan oradan uzaklaştım. Sonra Ç.Ö.'yü aradım, 'Neden bu kadar bindiriyorsunuz arabaya? Ben bir daha gelmeyeceğim' dedim. Daha sonra Çaldıran yolundan Özalp yoluna çıktım. Yaklaşık 50-60 kilometre yol yaptım. Bu sırada Ş.H. ve Ç.Ö. halen gözcülük ve öncülük yapmaya devam ettiler. Patika yola geldiğimde yolculardan bir kısmının inmesini söyledim, fakat inmediler. Benim arkamda bulunan göçmenlerden bir bölümü bana ve yanımda bulunan Iraklı ve kocasına yumruk salladılar. Yumruk Iraklı kadına ve bana değdi. Kendi aralarında da kavga ettiler" iddiasında bulundu.
S.B., bu sırada yolu şaşırdığını ve geri dönmek isterken jandarma ekiplerinin gelip yakaladığını söyledi. Yakalanmadan önce göçmenlerin şiddetli kavga ettiğini söyleyen S.B., asıl suçluların Ş.H. ve Ç.Ö. olduğunu iddia etti. Sadece para kazanabilmek için şoförlük yapmaya kabul ettiğini iddia eden S.B., "2 göçmenin ölümünden ben sorumlu değilim. Böyle olmasını istemezdim. Pişmanım, keşke gitmeseydim" dedi.
GECE İNEK PARASINI VERMEK İÇİN YOLA ÇIKMIŞ
Suçlamaları kabul etmeyen Ş.H. ise ifadesinde, yaklaşık bir hafta önce Özalp'ta bir kişiden 3 inek aldığını bunun karşılığında 4 bin lira verdiğini ve geri kalan 12 bin lirayı ise saat 02.00'de yola çıkıp saat 03.00 sıralarında inek aldığı kişiye verdiğini ve tekrar dönüşe geçtiğini iddia etti. Bu sırada yol üzerinde şifalı bir suyun olduğunu kendisinin de böbrek yetmezliği hastası olduğunu ve bu sudan içtiğini, burada da 20 dakika oyalandıktan sonra yola çıktığını, bir süre sonra da jandarmanın kendisini durdurduğunu ileri sürdü.
'ŞİFALI SU İÇİN GİTTİM'
Ç.Ö. ise verdiği ilk ifadesinde, herhangi bir gözcülük yapmadığını gece saatlerinde şifalı su olarak bilinen Faruk suyuna gittiğini ve kullandığı aracın kiralık olduğunu iddia ederek suçlamaları reddetti.
'HASTAYDIM HASTANEYE GİDİYORDUM'
Şüphelilerden H.Ü., ise rahatsızlandığı için sabaha karşı saat 04.00- 05.00 sıralarında Özalp Devlet Hastanesi'ne gitmek için tek başına yola çıktığını, durumunun ağır olmadığını, fakat kendisini daha iyi hissetmek için iğne yaptırmak amacıyla hastaneye gitmek istediğini bu sırada jandarma ekipleri tarafından yakalandığını iddia etti.