Milliyet RekabetVeri birleştirme

Veri birleştirme

12.07.2023 - 10:55 | Son Güncellenme:

AB düzenlemeleri gereğince Meta Platforms gibi platformlar tarafından kullanıcıların rızasının alınması zorunludur.

Veri birleştirme

Doç. Dr. Hamdi Pınar

Haberin Devamı

Bilkent Üniversitesi Reklam Kurulu Üyesi

Dijital dönüşümle ortaya çıkan dijital ekonominin yeni iş modelleri hayatımızın her alanında etkili olmaktadır. Bunlardan biri de -bizler için artık vazgeçilemez nitelikte bir uygulama olan- WhatsApp’dır. WhatsApp sayesinde yurt içinde veya yurt dışında numara dahi değiştirmeden ve ücretsiz olarak anlık mesajlaşma, sesli ve görüntülü haberleşme mümkündür. Bu alanda rakip olarak Telegram gibi yeni uygulamalar çıksa da mevcut kullanıcılar açısından ağ etkisi sebebiyle WhatsApp için henüz ciddi bir alternatif teşkil etmemektedir. Dolayısıyla WhatsApp kullanımının kısa bir süreliğine kesilmesi bile günümüzde ciddi manada bir iletişim sorununa dönüşmektedir. Böyle bir kesinti ihtimalinin gelecekte ortaya çıkmaması ve bunun önüne geçilmesinde rekabet otoritelerinin rolünün dijital piyasalar açısından ne ölçüde önemli olduğu bir kez daha ortaya çıkmıştır.

Haberin Devamı

WhatsApp tarafından kullanıcılarının izninin istenilmesinin temelinde veri birleştirmesi vardır. Zira dijital platformlardan biri olan Facebook, bağlantılı olduğu WhatsApp dâhil olmak üzere sunduğu ücretsiz hizmet karşılığında kullanıcılarının verilerini toplamaktadır. Toplanan bu veriler dijital reklamcılık için önemli ve belirleyici rol oynamaktadır. Dolayısıyla kullanıcıların rızası olmadan toplanan ve birleştirilen verilerin bu tür dijital platformlar açısından hâkim durumlarını kötüye kullanıp kullanmadıkları tartışma konusu olmuştur.

Veri birleştirme

Türkiye’deki gelişmeler

2021 yılının ilk günlerinde WhatsApp’ın bir duyurusu ülkemizdeki tüm kullanıcılar için sarsıcı bir etkiye sebep olmuştu. WhatsApp, verdiği hizmetler kapsamında, gizlilik ilkelerinde değişiklik yaptığını ve yeni şartlara göre hazırlanan sözleşmeleri 08.02.2021 tarihine kadar kullanıcıların onaylaması gerektiğini bildirmişti. Aksi takdirde ise artık WhatsApp kullanmak mümkün olmayacaktı.

Bunun üzerine Rekabet Kurulu (Kurul), 11.01.2021 tarihli bir açıklamasında söz konusu uygulamaların soruşturma sonucunda alınacak nihai karara kadar ciddi ve telafi olunamayacak zararlar doğurma ihtimalini haiz olduğundan 4054 sayılı Rekabetin Korunması Hakkında Kanun’un 9. maddesi çerçevesinde geçici tedbir alındığı kamuoyuna duyurmuştur. Bu tedbir doğrultusunda Kurul, WhatsApp ile verilerin paylaşılması zorunluluğunu durdurduğunu ve ayrıca WhatsApp kullanıcılarına getirilen veri paylaşma zorunluluğu hakkında Facebook Inc, Facebook Ireland Ltd, WhatsApp Inc. ve WhatsApp LLC (kısaca: Meta Platforms) hakkında 4054 sayılı Kanun gereğince resen soruşturma açıldığını belirtmiştir. Kurul, 26.09.2022 tarihli yeni bir açıklamasıyla bu soruşturma sonunda Facebook, WhatsApp gibi platformların grup şirketi Meta Platforms’a yaklaşık 347 milyon TL para cezası verdiğini duyurmuştur. Kurul’un kısa kararında Facebook, Instagram ve WhatsApp gibi uygulamalar sebebiyle ortaya çıkan ekonomik bütünlüğün kişisel amaçlı sosyal ağ hizmetleri, tüketici iletişim hizmetleri ve çevrim içi görüntülü reklamcılık pazarlarında hâkim durumda olduğu tespit edilmiştir. Bu uygulamalar yoluyla da elde edilen verilerin birleştirildiği ve bu suretle bu pazarlarda faaliyet gösteren rakiplerin faaliyetlerini zorlaştırıldığı ve pazara giriş engeli yaratıldığı kanaatine varılmıştır. Bunun sonucu olarak Kurul, 4054 sayılı Kanun’un 6. maddesi gereğince hâkim durumun kötüye kullanıldığına karar vermiştir. Kurulun gerekçeli kararı henüz yayımlanmamıştır. Bu yüzden benzeri bir süreci daha önce yaşamış olan Alman Rekabet Kurumu (Bundeskartellamt) kararının gerekçesi ile buna ilişkin mahkeme kararlarına kısaca göz atmak yol gösterici olacaktır. Zira soruşturma konusu tamamıyla aynıydı.

Haberin Devamı

Alman Rekabet Kurumunun kararı

Haberin Devamı

Sosyal ağ hizmeti veren dijital platformlarda faaliyet gösteren küresel çaptaki teşebbüsler, kullanıcılara sundukları bu hizmet karşılığında doğrudan veya dolaylı yoldan elde ettikleri kişisel verileri elde ederek birleştirmekte ve bunu da işleyerek değişik biçim ve şartlarda paraya tahvil etmektedir. Bu sistemin nasıl işlediğinden ziyade bu konuya rekabet hukukunun yaklaşımı konusunda ilk ve tek emsal karar, Alman Rekabet Kurumunun 06.02.2019 tarihli kararı (kısaca: Facebook kararı) kararıdır. Alman Rekabet Kurumunun 06.02.2019 tarihli

Haberin Devamı

Facebook kararı dünyada bu konuda ilk karardır.

Kurum’un Facebook’un veri işleme politikasına ilişkin getirdiği sınırlamalar Facebook’u Almanya’daki kullanıcılarına uyguladığı hizmet şartlarını değiştirmek zorunda bırakmıştır. Bu karar, Facebook’la bağlantılı tüm şirketleri kapsamaktadır. Bu kararla rekabet otoritesi, Almanya’da yerleşik olan ve aynı zamanda Facebook’un sahibi olduğu WhatsApp, Oculus, Masquerade ve Instagram olmak üzere diğer kurumsal hizmetlerden de faydalanan kullanıcıların verilerinin, Facebook.com kullanıcı hesaplarındaki verilerle kullanıcıların “gönüllü rızası” olmadan birleştirilmesini ve işlenmesini yasaklamaktadır. Facebook

bünyesindeki bu platformlar dışında “Beğen” (Like), “Paylaş” (Share) gibi Facebook’a ait arayüzlerin kullanıldığı üçüncü taraf teşkil eden internet sitelerindeki kullanıcı verileri de yine kullanıcıların gönüllü rızaları olmadan işlenemeyecektir. Bu sınırlama

öncesinde Facebook’un kullanıcılara sunduğu hizmet şartlarına göre, sadece Facebook’un internet sitesi ve akıllı telefon uygulamaları değil, aynı zamanda Facebook’un programlama arayüzlerinin kullanıldığı üçüncü taraf internet siteleri ve uygulamalarında da ilgili arayüzler kullanıcı tarafından kullanılmasa bile veri erişimi ve işlenmesi sağlanmaktaydı. Bunların yanında arayüz sembolleri internet sitesinde yer almasa dahi site yöneticisinin, kullanıcıları analiz etmek amacıyla arka planda “Facebook analitiği”ni kullandığı hallerde de Facebook kullanıcıya ilişkin tüm verilere erişmekte ve işlemekteydi. Her ne kadar bu erişimler için kullanıcının rızası gerekmekteyse de kullanıcılar bu şartları kabul etmedikleri takdirde Facebook sosyal ağ hizmetini kullanamamaktaydılar. Dolayısıyla kullanıcıların kabul etme veya reddetme dışında herhangi bir pazarlık şansı bulunmamaktaydı. Alman rekabet otoritesinin kararıyla artık kullanıcıların farklı kaynaklardan toplanan verilerinin bu şekilde birleştirilmesini ve işlenmesi ancak “gönüllü rıza” şartıyla mümkün olacağı hüküm altına alınmıştır. Diğer bir ifadeyle platformu kullanmak isteyen kişilerin rızası olmadan hem bu kişilerin verileri birleştirilemeyecek ve işlenmeyecek hem de bu kişiler bu platformu kullanmaya devam edebilecektir. Hem kişisel verilerin korunması hem de rekabet hukuku boyutu olan kararda, bir teşebbüsün veri koruma kurallarına aykırı hareket ettiği tespit edilmiş ve bu teşebbüsün de ilgili piyasada sahip olduğu tekel olma yönündeki pazar eğilimine ayrıca dikkat çekilmiştir. Haksız sözleşme şartları sebebiyle sömürücü davranışta bulunan Facebook’un hâkim durumunu kötüye kullandığına ilişkin Alman rekabet otoritesinin kararına karşı iptal davası açılmıştır. Bu davada Facebook tarafından talep edilen tedbir kararı, ilk derece ve ihtisas mahkemesi sıfatıyla dosyayı inceleyen Düsseldorf

Bölge (İstinaf) Mahkemesinde kabul edilmesine rağmen Alman Federal Temyiz Mahkemesi (BGH, Yargıtay muadili temyiz mahkemesi) 23.06.2020 tarihli kararıyla istinaf kararını bozmuş ve rekabet otoritesiyle aynı görüşleri ayrıntılı gerekçeli bir kararla benimsemiştir.

Almanya’daki kanun değişikliği ve AB Dijital Piyasalar Kanunu

Dijital piyasaları düzenlemeye yönelik ilk kanun değişikliği Alman Rekabet Kanunu kapsamında 19.01.2021 tarihinde yürürlüğe girmiştir. Alman rekabet hukukunda “Rekabet açısından mukayese kabul etmez bir şekilde üstün olan ve piyasayı kapsayan teşebbüslerin

kötüye kullanıcı davranışları” başlığı altındaki yeni bir hüküm getirilmiştir. Bu değişiklikle rekabet hukuku açısından dijital piyasaları düzenlemede öncü bir rol üstlenen Alman Rekabet Kurumu ilk kez piyasa ağası (gatekeeper) olarak adlandırılan teşebbüsler tarafından piyasadaki rekabetin tehlikeye düşürülmesi halinde erken müdahale edebilmesinin de yolunu açmıştır. Nitekim bu amaçla atılan ilk adımlar ise Alman Rekabet Kurumunun 2022 yılında Meta Platforms/Facebook ve Alphabet ile bağlı şirketi Google da piyasa ağası (gatekeeper) olarak nitelendirmesidir. Böylece Alman Rekabet Kurumu, bu teşebbüslerin dijital piyasadaki davranışlarının kötüye kullanma olup olmadığı hakkında doğrudan ve çok daha hızlı karar verebilecektir.

Dijital piyasalarda tüketici hakları ve rekabeti koruyan hükümlerin yeterli olup olmadığı hakkında günümüzde ciddi şüpheler vardır. Dijital piyasaların en büyük aktörlerine sahip olan ABD bu alana ilişkin düzenleyici adımlara karşı daha çekimser kalırken, özellikle AB hazırladığı yeni düzenleyici hükümlerle dünya çapında öncü bir rolü de üstlenmiştir. AB Dijital Piyasalar Kanunu (DMA), dijital piyasalara yönelik ayrıntılı hukuki düzenlemelerin başında gelmektedir. 2022/1925 sayılı Tüzük olarak çıkarılan DMA 14 Eylül 2022 tarihli AB resmî gazetesinde yayımlanmıştır. DMA ile veriyle bağlantılı olarak bağlama, uyumlu çalışabilirlik (interoperability) ve teşebbüslerin müşterileri kendilerine yönlendirme (self-preferencing) faaliyetleri ile ilgili birçok yükümlülük ve yasaklama getirilmektedir. Yeni hükümler gereğince Meta Platforms, kendi bünyesindeki WhatsApp, Oculus, Masquerade ve Instagram başta olmak üzere diğer kurumsal hizmetlerden de faydalanan kullanıcıların verilerinin Facebook.com kullanıcı hesaplarındaki verilerle kullanıcıların rızası olmaksızın birleştirmeme yükümlülüğü altındadır.

DMA kapsamında verinin özellikle piyasa ağaları (gatekeeper) tarafından kullanımına ilişkin de ayrıntılı düzenlemeler yapılmıştır. Örneğin piyasa ağaları (gatekeeper) kendi platformu kapsamında elde ettikleri verileri üçüncü taraf hizmetler ya da eğer piyasa ağaları (gatekeeper) başka bir platforma daha sahipse o platformda elde edilen verilerle birleştiremeyecek ve bunları işleyemeyeceklerdir. Bunun dışında artık Amazon gibi hem platform hizmeti sunan hem mal satan hibrit model platform işletmecilerinin bu platformdaki satıcıların topladığı müşteri verilerini platformdaki satıcılarla rekabet etmek amacıyla Kullanamayacaktır.

Türkiye’de de DMA ile benzer bir düzenleme 2022 yılında 6563 sayılı Elektronik Ticaretin Düzenlemesi Hakkındaki Kanun kapsamında ayrıntılı değişikler yapılmıştır. Ayrıca Alman Rekabet Kanunundaki gibi bir değişiklik çalışması yürütülmektedir.

Sonuç

Dijital piyasanın en önemli ve vazgeçilmez unsuru veridir. Dijital piyasalarda big data olarak nitelendirilebilecek düzeyde kullanıcı verisi toplamaktadır. Bu veriler sadece hedef kişilere yönelik sunulan iş ve hizmetlerin geliştirilmesinde kullanılmamakta, bilâkis ilişkili piyasalardaki hizmetler bakımından da önem taşımaktadır. Bu dijital verilerden yapay zekâdan lojistik organizasyonuna kadar sınırsız bir alanda yararlanılmaktadır. Bu veri analizleri sayesinde hedef kişilere uygun dijital reklamcılık hizmeti verilerek reklam yoluyla çok büyük gelirler elde edilebilmektedir. Dijital ekonominin piyasa ağalarından (gatekeeper) birisi olan Meta Platforms da veri temelli bir iş modelidir. Alman ve Türk rekabet otoritelerinin kararları ile AB düzenlemeleri gereğince Meta Platforms gibi platformlar tarafından kullanıcıların rızasının alınması şimdilik zorunlu. Ancak bedava hizmetten yararlanırken esasen ürün olan bizler ile bu dijital piyasalar açısından hukuki bir belirliliğin ve menfaat dengesinin kurulması da gereklidir. Netice itibarıyla dijital piyasalarla ilgili olarak rekabet, tüketici ve veri hukuku alanında yeni düzenlemelerle hukuki çerçevenin belirlenmesi önemlidir. Dijital Çağın başlangıcıyla birlikte hukuki zeminin ihtiyaçlara cevap verebilecek bir bakış açısıyla yorumlanması ve yeniden oluşturulması da elzemdir.