09.08.2023 - 04:13 | Son Güncellenme:
AYLİN RANA AYDİN
AYLİN RANA AYDİN- Dünyada olduğu gibi Türkiye'de de teknoloji sektöründe çalışan kadın sayısı erkeklerin çok altında. Aynı durum kadın yönetici ve uygulama geliştiriciler için de geçerli. Ses getiren kadınların rol modelliğine çok ihtiyaç var. Hopi CMO'su Gül Sağır Aydın kariyer yolculuğun merkezinde hep teknoloji olan bir isim. Gül Sağır Aydın, "Hopi büyük veri analitiği ve hiper - kişiselleştirme teknolojileri ile ne istediğinizi kelimenin tam anlamıyla sizden daha iyi biliyor. Size özel, kişiselleştirilmiş teklif ve deneyimlerle karşınıza çıkıyor. Bunu 15.8 milyon kullanıcının her biri için yapıyor" diyor. Kendisiyle kariyerini, Hopi'yi ve iş dünyasında kadın liderliğini konuştuk...
Kariyer öykünüzün odağında teknoloji ve inovasyon var. Bir kadın lider olarak teknolojiyle ilerleyen hikâyenizden bahseder misiniz?
Pazarlama, CRM ve ürün yönetimi alanlarında geride bıraktığım 20 yıl boyunca, teknolojinin dönüştürücü gücü, hızı ve yarattığı sihir etkisi beni hep heyecanlandırmıştır. Bu sebeple işimin merkezinde hep teknoloji oldu. Gelenekselden dijital ekonomiye geçişe bire bir tanıklık ettim. Telekomünikasyondan yapı gereçlerine, hazır giyimden perakendeye kadar çok farklı sektörlerde ve şirketlerde çalışma fırsatım oldu. 2004 yılında başladığım BAT'daki ticari pazarlama yöneticiliğimden bu yana, inovasyon ve teknolojinin pazarlama alanındaki gücünden hep faydalanmaya çalıştım. Sabancı GıdaSA'da ve ardından gelen Turkcell'de de bu odak hiç kaymadı. Ticari pazarlama, perakende yönetimi, satış kanallarının dijital dönüşümü başta olmak üzere liderlik ettiğim pazarlama ekiplerinin tek konuya değil, büyük resme bakmaları prensibiyle hareket ettim. O büyük resimde tüketici, iş ortakları, paydaşların yer aldığı büyük bir ekosistem vardı. Benim görevim ise tüm bu ekosisteme aynı anda dokunabilecek, bunun için de teknolojinin hızından ve dönüşümünden fayda sağlayan yenilikçi uygulamalara imza atmak. Bunun için illaki teknoloji şirketinde çalışmanız gerekmiyor. Dijitalleşme ile pazarlama ve satış arasındaki sınırlar daralırken satış, ticari pazarlama ve pazarlama konusundaki tüm deneyimlerimi, teknoloji ile birbirine bağlanan bu yeni dünyada uçtan uca kullanmayı hedefledim. Bu sebeple 2018-2020 yıllarında yine pazarlama direktörlüğünü üstlendiğim Kiğılı'daki ve ardından görev aldığım Gratis'teki tüm projelerin ilham kaynağı teknoloji oldu. Ağustos 2021'de, Türkiye'de perakende sektörünün öncü gruplarının başında yer alan Boyner Grup'a bağlı Hopi şirketine genel müdür yardımcısı olarak göreve başladım. Bu dönemde pandemiyle birlikte hız kazanan ve iş süreçlerimizin artık her alanını farklı şekilde etkileyen teknolojideki dönüşüm, içinde bulunduğum sektörün de kilit kavramıydı. Bu dönüşümle birlikte ticari pazarlamanın dijital pazarlamaya evrildiğini, Mar-tech, Fin-tech ve Ad-tech gibi önemli üç alanın birbiriyle kesiştiği ve yeni alanların ortaya çıktığını gözlemledik. İşte Hopi'deki kariyerim tam da bu kesişim alanı olarak özetlenebilir. Pazarlama, reklam ve finansal teknolojilerini bir arada sunan, B2C2B modeli ile kendini müşteri teknolojileri şirketi olarak tanımlayan Hopi'de olmak beni çok heyecanlandırıyor. Burada geniş bir ekiple tüketiciye dokunan tüm pazarlama, e-ticaret, ürün yönetimi CRM, büyük veri reklam teknolojileri ve müşteri deneyimi süreçlerini ekibimle birlikte yönetiyoruz. Finansla ve ticari tüm kriterlerimizin ötesinde, en önemli başarı kriterimiz daha önce yapılmayanı yapmak, ezber bozmak ve ortaya koyduğumuz bu yeniliklerle tüketici ve markalara daha fazla dokunmak. 2022 yılından bu yana Tukaş Gıda'da sürdürdüğüm Bağımsız Yönetim Kurulu Üyeliği görevimi de ayrıca paylaşmak isterim.
Kariyer öykünüzde cinsiyet eşitsizliği ile mücadele ettiğiniz bir süreç oldu mu? Pazarlama alanında kadın lider olarak yaşadığınız zorluklar var mı?
Açıkça söylemek gerekirse ben şanslıydım; iş hayatım boyunca cam tavanlarla hiç karşılaşmadım. Şu anda da kadın çalışan oranının yüzde 54, yönetim kadrosunun ise yüzde 55'i kadınlardan oluşan bir şirkette çalışıyorum. Ama benim karşılaşmamam iş hayatında kadınlar için cam tavan olmadığı anlamına gelmiyor. Son yıllarda kadınların iş dünyasında güçlenmesine rağmen özellikle C-level ve yönetim kadrosundaki engellerin devam ediyor olması üzücü. Sadece ülkemizde değil üstelik tüm dünyada, başta teknoloji olmak üzere farklı sektörlerde özellikle yönetim katında cinsiyet eşitliği konusu hâlâ en büyük tartışma alanlarından biri...
Bir şirkette cinsiyet eşitsizliğini azaltmanın yollarını nasıl sıralarsınız?
Ülkemizde çeşitlilik konusunda ilerlemeler, yapılan tüm çalışmalara göre hâlâ yavaş. Kadın gücünün ekonomiye kazandırılması konusunda önemli adımlar atıldı ve atılmaya devam ediyor. Ancak iş, cam tavanları kırıp yukarı çıkmaya gelince tablonun daha vahim olduğu düşüncesindeyim. Bunun başında yönetim kurulları var. Üstelik bu sadece kota meselesi değil. Yani sadece kadın yöneticilere yapılan bir "iyilik" olarak görüldüğü takdirde, bu süreçte yol alamayız. Aksine kadınları kapsamayan icra ve yönetim kurullarıyla şirketlerin sürdürülebilir başarıyı yakalayamayacaklarını net olarak kavramaları şart. Teknoloji sektöründe uzun yıllardır yer alan bir kadın yönetici olarak dijital çağın, toplumsal cinsiyet eşitliği için önemli bir dönüm noktası olduğunu düşünüyorum. Çünkü kadınların dijital çağa ayak uydurma konusunda son derece başarılı olduğu görülüyor. Ancak dünyada olduğu gibi Türkiye'de de ne yazık ki teknoloji sektöründe çalışan kadın sayısı erkeklerin çok altında. Kadın yönetici ve uygulama geliştiriciler için de aynı şeyi söyleyebiliriz. Ses getiren kadınların rol modelliğine ihtiyaç var. Çalışma yaşamından cinsiyet eşitliğini sağlamak, kadınların teknolojik yetkinliklerini artırmak ve dijital becerilerini geliştirmek bu noktada çok önemli. Sürdürülebilir kalkınma için de toplumsal cinsiyet eşitliğinin önemi yadsınamaz. Bugün kadınların iş gücüne katılımında Türkiye halen OECD ülkeleri arasında son sıralarda. Halbuki toplumumuzun ve yeteneğimizin yarısı kadın. Toplumsal cinsiyet eşitliğinden ve çeşitliliğin katma değerinden faydalanmak gerekiyor. Araştırmalar kadınların erkeklerle eşit oranda iş hayatına katılmasının; yoksulluğun azalması, inovasyon, çeşitlilik, iyi yönetişim, sürdürülebilirlik ve karar sürelerinin kısalması gibi kazanımları beraberinde getireceğini gösteriyor.
Siz şirkette cinsiyet eşitsizliğini ortadan kaldırmak için hangi adımları atıyorsunuz?
TÜİK verilere göre, kadınların tüm sektörlerdeki istihdam oranı yaklaşık yüzde 30. Bu oran teknoloji sektöründe ise yalnızca yüzde 10'lar seviyesinde. Bu sebeple Hopi olarak teknolojide kadının gücünü artırmak, sektörümüze daha fazla yetenekli kadın istihdamı kazandırmak üzerine uzun soluklu bir kurumsal sosyal sorumluluk projesi üzerinde çalışıyoruz. Çok yakında şekillenecek ve duyurulacak. Diğer taraftan bağlı olduğumuz Boyner Grup, cinsiyet eşitliğinin toplumsal kalkınma için zorunluluk olduğu bilinci ve eşitliğin bir demokrasi ve insan hakları meselesi olduğu inancıyla uzun yıllardır bu alanda çalışıyor. Kadınların eşit, adil ve özgür bir hayat sürebilmesi için kararlı bir duruş sergiliyor, bu yaklaşımını da projelerle destekliyor. Projelerini etki alanını güçlendirme hedefiyle insan kaynakları süreçlerinden tedarik zincirine ve toplumun geneline uzanacak şekilde ele alıyor. Bir Boyner Grup şirketi olarak biz de aynı bakış açısı ile hareket ediyor ve grup çatısı altındaki tüm projeleri destekliyoruz. 2022 yılında üyesi de olduğumuz Teknoloji'de Kadın Derneği ile değerli bir proje hayata geçirdik. Hopi'nin doğum günü için bir pasta yerine, sektörde kadınların sahip olduğu istihdam oranına dikkat çekmek için 7 farklı NFT pasta dilimi tasarlattık. Tepki ve Highero imzası taşıyan '7-Bites' NFT koleksiyondan elde edilen geliri ise teknolojide kadın istihdamını artırmaya destek olmak için Teknolojide Kadın Derneği'ne bağışladık. Dernek bu bağış ile Türkiye'nin 7 bölgesinden lise öğrencisi 100 kız çocuğuna, 8 farklı branşta eğitim verdi. Böylece kız çocuklarının teknoloji sektörüne ilgisinin, uzun vade de sektördeki kadın istihdamının artırılmasına katkı sağlamış olduk. Şimdi daha çok kız çocuğunun teknoloji sektörünü sevmesi ve yetenekleri doğrultusunda uzmanlıklara yönelmesi adına yeni projelerin hazırlığındayız. Hopi bir Boyner Grup şirketi. Grup olarak, 2012 yılında BM Küresel İlkeler Sözleşmesini imzaladı. Bu sözleşmeye istinaden insan hakları, sendikalı olma hakkına saygı göstermek, zorla çalıştırmanın önlenmesi, çocuk işçi çalıştırmanın önlenmesi, işe alımda ayrımcılığın önlenmesi, çevreyi koruma, yolsuzlukla mücadele gibi konuları içeren 10 temel ilkeye uyma taahhüdünde bulundu. 2016 yılından bu yana da tüm iş yapış şekilleri "Sürdürülebilir Kalkınma Amaçları" doğrultusunda yürütülüyor.
2024'te hedef 18 milyon kişiye ulaşmak
2022 yılından bu yana Hopi'desiniz. Bu süreçte Hopi bünyesinde köklü değişimler olduğunu gözlemliyoruz. Sizin için bu 1.5 yıl nasıl geçti?
Teknoloji, özellikle son 15 yıldır baş döndürücü bir hızla ilerliyor. Bunun öncesinde uzun uzun konuştuğumuz ancak gündelik yaşama, işin geleceğine ve perakende başta olmak üzere birçok sektöre nasıl yansıyacağını kestiremediğimiz birçok kavram artık bir gerçeklik olarak karşımızda. Benim kariyerim ise bu yolculuğun gelişmesine paralel olarak şekillendi. Büyük veri, yapay zeka, hiperkişiselleştirme, avatar... Listeyi çok daha uzatmak mümkün. Artık bu kavramlar finans, pazarlama, perakende başta olmak üzere birçok farklı alanda rüştünü ispatladı. Bununla birlikte tüketicilerin beklentileri de deneyimleri de önemli bir dönüşümden geçiyor. Yaşamın her anında yanında olan, onu çok iyi tanıyan ve hayatını kolaylaştıran, esnek ve hızlı çözümlerin peşindeler. Onların talepleri bu yönde evrilirken, firmalar ve markalar da bu talebe yanıt verebilecekleri, hızlı ve büyük rekabetin içinde kaybolmayacakları platformların peşinde. Tüm bunların ötesinde zorlu bir ekonomi sınavından geçtiğimiz de inkar edilemez. Sadece ülkemizde değil, tüm dünyada resesyon ve ekonomik zorlukları konuştuğumuz bu dönemde tüketici ve markaların taleplerini yerine getirirken, bunu tam bir finansal özgürlük çatısı altında gerçekleştirsin istedik. Neredeyse iki yılın sonunda bunu başarmış olmanın mutluluğunu yaşıyoruz.
Nasıl? Biraz detaylardan bahseder misiniz?
Hopi 2015 yılından bu yana kullanıcısının yanında. Mobil sadakat ve alışveriş uygulaması olarak başladığımız bu yolculuk perakende, finans ve pazarlamayı ileri teknolojilerle birleştiren bir B2C2B şirketine dönüşmesi ile devam ediyor. Yani, Hopi'nin yetenekleri artık sadece 15.8 milyon kullanıcısına kişiselleştirilmiş teklif, kampanyalar ve deneyimler sunup, harcarken kazandırmakla sınırlı kalmıyor. Biz kullanıcılarımızın alışveriş alışkanlıkları ve eğilimlerini yakından takip eden teknolojimizle geleceği bugünden okuyabiliyoruz. Sahip olduğumuz veri kadar, bu veriyi okuma kabiliyetimiz de bizi iş dünyasında özel kılıyor. Ve kullanıcı tarafında sahip olduğumuz bu yetenek ve bilgi birikimlerimizi, pazarlama ve reklam çözümlerinden analitik veri yönetimine, dijital dönüşüm araçlarından ödeme çözümlerine kadar pek çok farklı alanda 800'e yakın markaya uçtan uca sunuyoruz. İş dünyasındaki tehdit ve fırsatları yine teknolojinin kazandırdığı yetkinlikle çok önceden öngörebiliyor, yatırımlarımızı hem şirketimiz hem de iş ortağımız için yapıyoruz. 2023 bizim için çok farklı bir heyecan ve tempoyla başladı. Uzun zamandır ekibimizle Hopi dünyasını ve sektörü dönüştürecek bir adım için çalışıyoruz ve geçtiğimiz günlerde deyim yerindeyse fitili ateşledik, Yeni Hopi'yi kullanıcı ve iş ortaklarımıza sunduk.
Yani artık farklı bir alışveriş deneyimi mi bizi bekliyor?
Bunu sadece alışverişe indirgemek doğru değil. Bizim uçtan uca çizdiğimiz alışveriş yolculuğunda, performans pazarlama aracı olarak gördüğümüz bir platform. Yıllar önce hatırlarsanız Boyner grubu dünyanın ilk taksit kartını pazara sunmuştu. Bugün, tüm dünyada trend olan şimdi al sonra öde formülünün ilk örneklerinden biri oldu. Kredi kartı sahibi olmak için gereken onlarca prosedürden kullanıcıları kurtarmakla kalmadı, kredi kartının sağladığı finansal özgürlüğü, yaş, sınıf, ekonomik durum fark etmeksizin herkesin erişimine sundu. O gün ceplerine girdiğimiz gençlerin birçoğu bugün 40 yaş üstü ve hâlâ cüzdanlarında bu kartı taşıyor. İşte bu bakış açısını biz de Hopi'nin yeni dijital dünyasına taşıdık. Bu sadece tüketicileri değil, şirket ve markaları da içine alan yepyeni bir dünya. Hopi büyük veri analitiği ve hiper - kişiselleştirme teknolojileri ile ne istediğinizi kelimenin tam anlamıyla sizden daha iyi biliyor. Böylece önünüze sayısız kampanya, teklif ve ürün getirip boşa zaman ve enerji harcamanızı engelliyor. Aksine size özel, kişiselleştirilmiş teklif ve deneyimlerle karşınıza çıkıyor. Bunu 15.8 milyon kullanıcının her biri için yapıyor. Alışveriş izlerinizi takip edip, favori ürününüzde indirim varsa anında bildirim gönderiyor. Böylece o istediğiniz ürünü en avantajlı şekilde alabiliyorsunuz. Param ile yaptığımız iş ortaklığıyla ise kredi kartı olmayanlara ödeme ve kartsız taksit limiti seçenekleri sunuyoruz. Başta ev kadınları ve gençler olmak üzere bankada hesabı olmayan kesimlerin de bu hizmete ulaşmasını sağlayacağız. Diğer yandan tüm bu yenilikler şirket ve markalar için de yeni. Hopi ile devasa reklam ve pazarlama bütçeleri olmayan markalara da hedef kitlelerine nokta atışı ulaşım imkanı sağlıyoruz. Böylece kampanyalarına bizimle başlayıp hem işlem hem de erişimde yüksek etkileşim elde edebiliyorlar
Değişmeye ve dönüşmeye devam
Bu yıl sonu için çok daha agresif hedefleriniz olduğunu söyleyebilir miyiz?
Hopi için yeni bir dönem başlıyor. Artık hiper kişiselleştirme, oyunlaştırma, e-ticaret, fintek yatırımlarımızla kullanıcısı tarafında "Hayatın Her Anında" yanında olan, iş ortakları tarafında ise "pazarlama teknolojileri alanında vazgeçilmez iş ortağı" olarak Önce Bi Hopi'yi yarattık. Hopi, yeni nesil teknolojiler, dijitalleşmenin yarattığı yeni alışveriş alışkanlıkları, tüketici eğilimleri ve beklentileri ile iş dünyasının ihtiyaçlarına göre değişmeye ve dönüşmeye devam edecek. 2024'e 18 milyon Hopili ile girmeyi planlıyoruz. Aktif müşteri sayısında ise başlangıç hedefimiz 7 milyonun üzerinde. Her gün 200 binin üzerinde tekil müşterinin ziyaret ettiği Hopi'de, günlük ortalama işlem adedi ise 70 bin civarında. İşlem sayımızı da bu yılın sonuna kadar yüzde 30'lar seviyesinde artırmayı planlıyoruz.
Sizin de bahsettiğiniz Param iş birliğinde Hopi'nin aldığı yatırımdan bahseder misiniz?
Param, 100 milyon dolarlık değerleme ile Hopi'ye yatırım yaptı. Ancak bu yatırım ortaklığında rakamlardan çok daha önemli olan bir şey var ki o da Hopi'nin fintek sektörü adına önemli bir güç birliğine imza atmış olması. Bu iş birliği aynı zamanda fintek alanındaki ürün ve hizmet çeşitliliğimizle birlikte iddiamızı da artırdı.