01.04.2025 - 23:49 | Son Güncellenme:
AA
Adalet Bakanı Yılmaz Tunç, sosyal medya hesabından İstanbul Büyükşehir Belediyesine (İBB) yönelik yolsuzluk soruşturması sonrası başlatılan boykot çağrılarına ilişkin açıklama yaptı.
Bakan Tunç, "Cumhuriyet Halk Partisinin bazı markaları hedef alan sistemli boykot çağrısı, ekonomik düzene yönelik organize bir karalama kampanyasıdır. Hukuk devletinde hiç kimse, markaları, şirketleri veya tüketicileri ideolojik çizgisine göre hizaya sokamaz. Kimse, kendi siyasi çıkarı uğruna, binlerce insanın emeğini tehdit edemez. Yerli sermayeyi hedef alan ve ticaret hayatını sabote etmeye yönelik bu sorumsuz linç girişimi, açıkça hukuka aykırıdır." ifadelerine yer verdi.
Bu nedenle İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığınca resen soruşturma başlatıldığını anımsatan Tunç, şu değerlendirmeyi yaptı:
"Bir işletmenin itibarını zedeleyici, faaliyetini sekteye uğratıcı kasıtlı beyanların, iş ve çalışma hürriyetini tehdit eden her girişimin hukuki ve cezai sorumluluğu vardır. Bağımsız ve tarafsız yargı; esnafımızın, emekçimizin ve tüyü bitmemiş yetimin hakkını sonuna kadar savunmaya devam edecektir. Şahsi menfaatlerinin esiri olan ana muhalefet partisinin genel başkanı, yaşadığı akıl tutulmasından bir an önce dönmeli, milletimizi birbirine düşürecek ve kaos oluşturacak sorumsuz ve şuursuz çağrılarından vazgeçmelidir. Böylesine seviyesiz ve akıl dışı çağrılara milletimiz kesinlikle itibar etmeyecek, ülkemizi kutuplaştırmaya çalışanlara, ekonomimize zarar vermeyi amaçlayanlara, sokakları karıştırmak isteyenlere sağduyusuyla, birlik ve beraberliğiyle en güzel cevabı verecektir."
"HUKUK DÜZENİMİZDE KABUL EDİLEBİLİR BİR DURUM DEĞİL"
Öte yandan, A Haber televizyonuna bağlanan Tunç, resen başlatılan soruşturmanın ilerleyen süreçlerinin İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığınca kamuoyuyla paylaşacağını söyledi.
Bakan Tunç, "Bu boykot çağrısı, özellikle ekonomiye yönelik organize bir saldırı, bir karalama kampanyası, bu ülkenin yerli ve milli markalarına yönelik linç girişimi. Bu bizim hukuk düzenimizde kabul edilebilir bir durum değil." dedi.
Türk Ticaret Kanunu uyarınca, hem kamu düzeni bakımından hem de yine ilgili firmaların hukuki hakları bakımından yapabilecekleri birtakım girişimler bulunduğunu aktaran Tunç, "Özellikle CHP'nin bazı markaları hedef alan sistemli boykot çağrısı, ekonomik düzene yönelik bu organize karalama kampanyasına bir kere milletimiz kesinlikle itibar etmeyecektir. Milletimize güveniyoruz, milletimizin sağduyusu bu tür saçma sapan girişimlere itibar etmez. Dolayısıyla bu çağrı da boşa çıkacaktır. Aksine bu çağrılarla aslında CHP ve bu çağrıyı yapan yöneticileri, millet nezdinde itibar kaybetmeye devam edecektir." diye konuştu.
"BU HUKUKA AYKIRI, HUKUKSUZ BİR BOYKOT ÇAĞRISI"
İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığınca yürütülen yolsuzluk soruşturması kapsamında tutuklanmasının ardından İBB Başkanlığı görevinden uzaklaştırılan Ekrem İmamoğlu ve soruşturma kapsamındakilerle ilgili yürütülen sürece de değinen Tunç, şunları söyledi:
"Bir adli soruşturma başlamış, soruşturma gizliliği var. Dolayısıyla delilleri bilmiyorsunuz. Dosyanın kapsamını bilmiyorsunuz. Daha ilk dakikalardan itibaren burada soruşturmayı etkilemeye yönelik birtakım çaba içerisine giriyorsunuz ve sokak çağrılarıyla bir amaca ulaşmak istiyorsunuz. Ama burada da hep birlikte de görüyoruz ki farklı alanlara çekerek ekonomiyi sarsmaya yönelik birtakım çaba içerisinde, özellikle yerli sermayeyi hedef alan ticaret hayatını sabote etmeye yönelik sorumsuzca bir linç girişimi. Bu hukuka aykırı, hukuksuz bir boykot çağrısı."
Tunç, Türkiye'de ilgili kanunlarda bir işletmenin itibarını zedeleyici, faaliyetini sekteye uğratıcı kasıtlı beyanların, iş ve çalışma hürriyetini tehdit eden her girişimin karşılığı, hukuki ve cezai sorumluluğu olduğunu anlatarak, şöyle devam etti:
"Bunları takdir edecek olan elbette ki yargı mensuplarımızdır. Bağımsız ve tarafsız yargımız, ekonomik hayata yönelik hukuksuz girişimlere karşı da cevap verecektir. Esnafımızın, emekçimizin, tüyü bitmemiş yetimin hakkını kim koruyacak, elbette ki bu ülkenin hukuku koruyacak, yargı mensupları koruyacak. Milletimiz hiç endişe etmesin. Zaten bu anlamda suç teşkil eden tavır ve davranışlarla ilgili olarak yargı gecikmeksizin kendi işini yapmaya devam ediyor. Bu ülkede hiç kimse markaları, şirketlerimizi veya tüketicileri kendi ideolojik çizgisine göre hizaya sokulması bekliyorsa bu beyhudedir. Kimse kendi siyasi çıkarı uğruna binlerce insanın emeğini tehdit edemez. Bu noktada biz hem AK Parti olarak, hükümet olarak, kabine olarak, bağımsız ve tarafsız yargı olarak milletimizin hakkını, hukukunu sonuna kadar korumakta kararlı olduğumuzu da buradan ifade etmek istiyorum."
Türk Ceza Kanunu (TCK) hükümlerinin açık olduğunu belirten Tunç, "Burada bir işletmenin itibarını zedeleyici, faaliyetini sekteye uğratıcı kasıtlı beyanlar, haksız rekabetle ilgili hükümler ortada. Burada ilgili firmaların kendi hukuki hakları olduğu gibi aynı zamanda TCK gereğince iş ve çalışma hürriyetini tehdit eden bir girişim varsa bu konudaki yargı elbette ki gereğini yapacaktır. Burada ana muhalefet partisi genel başkanının, başından beri maalesef kendi partisindeki iç çekişmeler, kargaşa ve bu adli soruşturma üzerinden takındığı tutum, davranış, izlediği politika ve izlediği yol, maalesef yol değil. Aslında bir an önce bu politikayı bırakması lazım. Özellikle yerli ve milli ekonomiyi hedef alması çok mantık dışı bir şey." şeklinde konuştu.
"Bu, Türkiye'nin gelişmesini, kalkınmasını istemeyen, Türkiye'yi engellemek isteyen, kirli zihniyete hizmet eden bir politikadır. Dolayısıyla, bu yanlıştan dönmeleri lazım ama maalesef sürekli farklı yollar izleyerek yanlış bir yol içerisindeler." diye konuşan Tunç, şunları kaydetti:
"CHP'nin izlediği yol gerçekten mantık dışı, yani kabul etmek mümkün değil. Böyle, burada milletin zararına olacak, ekonomiye yönelik saldırı teşkil edecek politika izlemek, mantık dışı politika, milletin kabul edeceği bir şey değil. Yani bunun izahı yok. Cumhuriyet Halk Partisinin, yıllarca iktidar olamamasının sebebi de bu. Adli soruşturmadan yola çıkarak ülkeyi karıştırmaya çalışmak, sokakları terörize etmek hukuki şeyler değil. Bu boykot çağrısı milletimiz tarafından tasvip edilmeyecektir, bilakis ters tepki yapacaktır. Bir an önce bu yanlıştan dönmeleri lazım. Bu ülkenin ekonomisini, hiç kimse sarsamayacaktır. Bu millet, ülkesine, ekonomisine her zaman sahip çıkacaktır. Amacı maalesef ters tepecektir. Ekonomiye zarar vermek isterken bunlar, kendilerine zarar vermiş olacaklar."
Tunç, "Bu boykot çağrısını paylaşanlar hakkında gözaltı olup olmayacağına" yönelik soru üzerine, "Yargının başlatmış olduğu resen soruşturma var. Bu soruşturma kapsamında, bu çağrıyla ilgili olarak özellikle kanunun hangi hükmünü kimler ilan etmiştir, bunun takdirini elbette ki tarafsız ve bağımsız yargı yapacaktır. O nedenle bizim kimlerin, bu soruşturma kapsamında değerlendireceğine ilişkin söz söylememiz uygun olmaz. O yargının işidir, yargı gereğini yapacaktır." yanıtını verdi.
SORUŞTURMA BAŞLATILDI
Başsavcılıktan yapılan açıklamada, bir süredir geleneksel ve sosyal medya yayın organlarında halkın bir kesiminin ekonomik etkinlikte bulunmasını engellemeye yönelik, kamuoyunda "boykot" çağrıları olarak bilinen ayrıştırıcı söylemler ve bu söylemleri yayan kişilerle ilgili resen soruşturma başlatıldığı bildirildi.
Açıklamada, soruşturmanın "nefret ve ayrımcılık" ve "halkı kin ve düşmanlığa tahrik" suçlarından açıldığı belirtildi.
Öte yandan, yapılan çağrılar üzerine bazı işyerlerine yönelik fiziksel ve sözlü şiddet eylemlerine ilişkin soruşturmaların da bu soruşturma ile birleştirildiği kaydedildi.
2025 yılının ilk üç ayında, birçok ünlü isim aramızdan ayrıldı. Kendi alanlarında büyük başarılara imza atmış usta sanatçılar, müzisyenler ve diğer ünlü figürler hayatını kaybetti. İşte, 2025 yılının ilk üç ayında aramızdan ayrılan o değerli isimler...