02.03.2021 - 13:10 | Son Güncellenme:
Şeytan, Yitirilen Cennet’in en renkli, en cazip karakteridir; genel olarak eserde okurlara en fazla zevk veren bölümler, Şeytan’a dair anlatıların geçtiği bölümlerdir. Milton’ın destanında Şeytan kahramanlığın sınırlarında gezinir. Şeytan’ın Tanrı’ya pervasızca kafa tutuşu, boyun eğmezliği, okurda hayranlık uyandıran niteliktedir…. William Empson gibi bazı çağdaş yazarlar daha ileri giderek, Milton’ın eserini Hıristiyanlığa kendi içinden yapılmış bir saldırı ve şairin kendi iç çelişkilerini, hatta Hıristiyanlığın içsel çelişkilerini ortaya koyan bir metin olarak değerlendirirler.
Milton’ın yalnızca teolojinin sorunlarıyla değil, klasik Yunan ve Roma, Ortaçağ ve kendi döneminin edebiyat diliyle boğuştuğu, ayrıca doğal olarak Galileo’nun kuramını da hesaba katmaktan geri duramadığı büyük mücadelenin ardından, eserin sonundaki unutulmaz dizelerde Âdem ile Havva’nın “el ele, kararsız ve yavaş adımlarla”, Cennet’i terk etmek üzere tenha bir yolda yürüdüklerine tanık oluruz: “Önlerindeydi tekmil âlem.”
Yitirilen Cennet’in, asırlar içinde çok sayıda edebiyat, sanat ve popüler kültür ürünü üzerinde büyük etkisi oldu. Gustave Doré, William Blake gibi isimler Kayıp Cennet’in izleklerini resme döktüler. Percy Bysshe Shelley, lirik dramı Zincirlerinden Kurtulmuş Prometheus’un (Prometheus Unbound) önsözünde, karakteri Prometheus’u oluştururken Milton’ın Şeytan’ından esinlendiğini belirtir. Mary Shelley’nin Frankenstein romanı Yitirilen Cennet’e yoğun değinmeler içerir. Joseph Haydn’ın Yaratılış (Die Schöpfung) oratoryosunun librettosunda temel kaynaklardan biri Yitirilen Cennet’tir. 1970’lerin sonunda Polonyalı besteci Krzysztof Penderecki bu eser üzerine kurulu bir opera bestelemiştir. Böyle sayısız örnekle liste uzatılabilir; sanat ve edebiyatın her alanında bu şaheserin açık etkisi izlenmeye devam ediyor ve edecek. Çünkü Milton’ın şiirleri, tıpkı düzyazıları gibi, ortaya kondukları çağın ötesine uzanan, tüm çağlarda geçerliliğini koruyabilen ürünlerdir.
Dünya edebiyatının en önemli eserlerinden 512 sayfalık “Yitirilen Cennet”i, Yiğit Yavuz’un çevirisiyle sunuyoruz.